Kocam tedavi olmak yerine, sigara içip sekreteriyle geziyor

Merhaba Güzin Abla, köşenizi daima okurum. Güzel düşüncelerinizden ötürü sizi kutluyorum.

Ben 54 yaşında emekli bir öğretmenim. 32 yıllık evli, iki erkek çocuk annesiyim. Çalıştığım süre içinde ve her zaman, ev işi, çarşı işi, hep bana aittir. Yine de severek hizmet ettim. Bu arada da eşimin emekli oluncaya kadar gereksiz kıskançlıklarıyla mücadele ettim. Yüreğimi incittiği çok zamanlar olmuştur. Tam emekli olmuştum ki, eşim hastalandı. Sinüslerinde polip olduğunu söylediler ve ameliyata alındı. Ameliyat sırasında durum anlaşıldı. Daha sonra çekilen MR beyin tabanına ilerlemiş bir dokunun varlığını ve eksik bir ameliyat yapıldığı gerçeğini gösterdi. Tedaviyle dokunun küçülebileceğini söylediler. Tedavi süresince çok üzüntü çektim, çok gözyaşı döktüm. Doktorlar dahi benim kendime iyi bakmamı söylüyorlardı. İzmir, İstanbul, Ankara derken son ameliyatımız da yapıldı. Bu arada ışından dolayı sağ gözü görmez oldu. Sonra beyin ödem yaptı altı ay dışarı çıkmadı. Ben bunları yaşarken yanında üzüntümü belli etmemek için çırpınıyor, bir de kapris çekiyordum. Üstelik bir yıldır sigaraya da başladı. Günde 3 paket içiyor. Aşırı derecede kilo aldı, çünkü kalorili yiyecekler yiyor. İkinci bir terapiye yanaşmıyor. Ayrıca benimle değil sekreteriyle gezip, bol para harcıyor. Bu onun özel hayatıymış, karışamazmışız. Bunları düşünüp söyleyebiliyor. Kendisi de bir hukukçu. Artık bedenen ve ruhen çok yoruldum. Kendim için bir şeyler yapmalıyım. Sizin önerileriniz ne olabilir?

RUMUZ: KARARSIZIM

Haklısınız, belirli bir yaş düzeyine gelen erkekler zaten, "Hayatım boşa geçti, istediğimi yapamadım, ölüm yaklaşıyor, bugüne kadar hep çocuklar, karım, şunun bunun için çırpındım, bundan sonra kendim için yaşayacağım, canım ne isterse onu yapacağım" diye düşünmeye başlıyorlar genellikle... Üstüne üstlük eşiniz, işte tam bu dönemde ciddi ve ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Ölüm düşüncesi daha çok aklını kurcalamaya başlamış. Bu durumda artık kimseye hesap vermeyeceğini, kendi başına buyruk yaşayacağını düşünmüş olmalı. Çevresini üzdüğünü düşünmeden, gününü gün ediyor aklı sıra... Ama eğer hastalığı biraz olsun geriletmek ve ömrünü uzatmak imkanı varsa, bu tutumuyla daha da tehlike yaratıyor. Belli ki kimseyi dinlemeye niyeti yok, ona akıl verecek, sakinleştirecek bir yakını yok mu? Belki onu dinler ama kimseyi dinlemiyorsa, yapacak bir şey yok. Belkide son günlerinde aklınca böyle mutlu olmaya bakıyor... Siz de kendinizi mümkün olduğunca üzmeyin. Elinizden gelen tüm fedakarlıkları yapmışsınız, nasıl olsa...

Isırgan otu saç dökülmesi üzerinde gerçekten etkili mi

Sevgili ablacığım, zaman zaman günümüzün ciddi sorunu saç dökülmesi hakkında bazı önerilerde bulunuyor, bazen de formüller verip, losyon ya da şampuan öneriyorsunuz. Örneğin saç dökülmesinde ısırgan otunun yararlarından söz ediliyor. Sizin de saç dökülmesi sorunu yaşadığınızı biliyorum. Bir dönem ısırgan otundan bahsettiniz. Her konuda yaşadıklarınızı ve faydalandıklarınızı bizimle paylaştığınıza göre, lütfen bana da yardım edin. Saçlarım çok dökülüyor, önüne geçemiyorum.Pahalı ampullerden söz ediliyor ama alamıyorum.
RUMUZ: BİR ÇARE, BİR ÖNERİ

Sevgili kızım, evet benim de saçlarım bu kış inanılmaz derecede döküldü... Neyse ki, bana da dermatolog dostlarım ısırgan otunun saç dökülmesine yararından söz ettiler. Isırgan otunun pek çok hastalığa yararlı olduğunu biliyoruz zaten. İçerdiği asetilkolin, seretonin, C vitamini, silisik asit, fumarik asit, demir, magnezyum, kalsiyum nedeniyle saç köklerini de besleyen bir bitkidir. Kafa derisinde kan dolaşımını uyararak saç köklerinin beslenmesine ve güçlenmesine neden olur. Isırgan otu içeren şampuanlar saç köklerini güçlendirip saçları canlandırır ve dökülmeyi azaltır. Ayrıca saç tellerinde bir miktar kalınlık yarattığı için saçlar daha hacimli ve dolgun bir görünüm alır. Isırgan içerikli Tresan şampuan eczane ve marketlerde bulunabiliyor. Isırgan dışında adaçayı, şerbetçiotu, defne, portakal yağı ve buğday proteini içeren Organicum ise daha çok eczanelerden satın alınabiliyor. Ben her ikisini de dönem dönem kullanıyorum çok yararını gördüm.

Karşıma hálá onu unutturacak düzgün bir erkek çıkmadı

Sevgili ablacığım. Yazılarını her gün kaçırmadan okuyorum. Benim derdim çok huzursuz olmam; bu özel hayatıma da yansıyor ve çok üzülüyorum. Güzel olmama rağmen uzun süredir bir erkek arkadaşım yok. Bazen de eski aşkımı kaybettiğime çok yanıyorum; çünkü o olayda ben hatalıydım. Ayrılmamızdan bu yana bayağı zaman geçti ama hálá rüyalarıma giriyor ve eski günlerimizi düşünüp kahroluyorum. Galiba onun artık başka bir kız arkadaşı var ama benim karşıma henüz onu bana unutturacak doğru dürüst biri çıkmadı. Ondan bir haber alamıyorum belki de evlenmek üzeredir, bilmiyorum. Bazen çok pişmanlık duyuyorum onu çok kırdım onun için benden ayrıldı ama bazı akrabalarım tarafından dolduruşa gelmiştim. Onu çok özlüyorum çünkü bana olan sevgisi çok büyüktü. Ondan sonra karşıma başka birisi çıktı; bir arkadaşımdan telefonumu almış ve beni sıkça aramaya başladı. Beni daha önce gördüğünü ve çok beğendiğini söyledi durdu; ondan sonra görüştük ve görüşmeden sonra beni arayıp onun tipi olmadığımı söyledi. Daha sonra duydum ki arkadaşıma beni sormuş ve "O kız çok süperdi" diye söz etmiş benden. Şu anda belki de sevgiye ihtiyacım olduğu için mutsuzum. Lütfen ablacığım bana bir akıl ver.

RUMUZ: MUTSUZ

Bazen basit bir sözcük, bazen düşünülmeden yapılan bir hareket, insanların arasında inanılmaz uçurumlar açabiliyor. Kendin de ayrıldığın gençle aranızdaki sorunların senin hatandan kaynaklandığını söylüyorsun. Keşke af dileseydin, bağışlanman için dil dökseydin... Ardından bu kadar gözyaşı döküp, hiç kimseyle kolay kolay yeni bir ilişki kuramadığına göre, onu kaybetmemeliydin. Yine de dikkat edersen, senin sevgin değil, onun sana olan sevgisi ağır basıyor sende galiba.
Yazarın Tüm Yazıları