Kiralık ev kadınları

Nasıl söylesem... "Hizmetçi" desem, öyle bir iş kolu yok ki!!!

"Kapıcı" olmadığı gibi!

Hepimizin evinde hizmetimizi gören bir kadın var oysa. Camları, halıları silen, lavaboları ovan, tuvaleti temizleyen...

Ve o kadınları "adam" yerine koymayan çok kişi var... Bayatlamış yemekleri "o yer nasıl olsa" diye ayıran falan...

Fakat işte bunu yaparken yahut pisliğimizi temizletirken kılımız kıpırdamıyor da ad koymaya gelince iş, aniden "duyarlı" oluyoruz.

"Yardımcım" diyoruz mesela.

Duyan da bütün işi kendimiz görüyoruz onlar da ucundan tutuyor zanneder.

Mesele sözcüklerde sanki.

Atın sözcükleri, her şey halloluyor!

Bir sahtekárlıktır gidiyor anlayacağınız.

Neyse... Ben de teamüle uyayım, mesela "Kiralık ev kadını" diyeyim.

İşte "Kiralık ev kadını" olsaydım keşke diyorum.

Bakıyorum çünkü, eskisi gibi değil artık.

Son zamanların kendini dirhem dirhem satmaya en çok imkán tanıyan işi bu!

Ve ücrette sınır tanımayan...

Buna karşılık hizmette sınırlı...

Öyle her işi yapmıyor şimdikiler. Ha, unutmadan, gündelikçilerden ziyade aylıkçılardan bahsediyorum.

Pizza gibiler bir nevi.

Hani pizzanın bir çıplak fiyatı vardır... Her ilave malzemeyle o fiyat yükselir durur hani... "Kiralık ev kadınları"nın da bir çıplak ücreti var ki bu, sadece evin kapısından içeri adım atmalarının karşılığı oluyor. "Taksinin açılış tarifesi" gibi de denilebilir.

Ondan sonra, "Hazır evdeyken bizim oğlan okuldan gelince kapıyı da açıver" dediniz mesela... Açar elbet ancak ayrıca ücrete tabidir.

Kedinin kumunu da değiştirmesini istediniz... Pizzaya sucuk ilavesi!

"Ben böyle dururum, iş görmem, temizlik için başkasını bulun" diyenler var.

Boşuna "Kiralık ev kadını" demedim. Yaptıkları şey sizin evdeki boşluğunuzu doldurmak sadece.

Nedir... Televizyonun karşısında boş bıraktığınız koltuğunuz mesela... İtinayla doldurulur!

Onlara fena halde ihtiyacımız olduğunun farkındalar.

Tadını çıkarıyorlar.

Çalışan kadın sayısı arttıkça... Ömürler uzadıkça; hemen herkesin evinde bir refakatçiye ihtiyaç duyan bir büyüğü oldukça çıkarmaya da devam edecekler.

Canları sağolsun!

Hele "ötekiler"i tanıyınca...

"Ötekiler"in kim olduğunu tahmin edersiniz...

Onlar ayrı yazı konusu. Hatta kitap olabilirler.

Şöyle söyleyeyim, SSCB’yi yeniden tesis edip, kapılarını dünyaya yeniden kapatasım var!