Kıbrıs'ta ambargonun sonu geliyor

STRASBOURG
AVRUPA Konseyi'nde bu hafta kabul edilen Kıbrıs raporu, üzerinde dikkatle durulması gereken önemli ipuçları taşıyor.

Evet, Kafkasya'dan eski Doğu Bloku ülkelerine kadar geniş bir coğrafyayı da artık içine alan Konsey, sadece Avrupa'nın görüşünü temsil etmiyor ve yaptırım etkisi yok. Ama buradan çıkan tavsiye kararları Avrupa Birliği kararlarının ilk adımını oluşturuyor. Brüksel, her konuda olduğu gibi Türkiye ya da Kıbrıs ile ilgili bir konuda görüş oluştururken de buradan çıkan kararları, raporları dikkate alıyor.

Macar parlamenter Andras Barsony tarafından hazırlanan raporu bu açıdan değerlendirdiğimizde Kıbrıs skoru dendiğinde artık sadece Rum tarafının dikkate alınmadığı ortaya çıkıyor. Uluslararası platformlarda Kıbrıs Türklerinin iradesi de, ne düşündükleri, ne istedikleri de önem kazanıyor.

Bu durum raporda da dile getiriliyor. Bugüne kadar Kıbrıs ile ilgili konularda sadece komisyonlarda görüşlerine başvurulan Kıbrıslı Türklerin, Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi'ne ve Komisyon çalışmalarına daha etkin biçimde katılmaları istendi.

Üstelik de bugüne kadar olduğu gibi ‘‘Kıbrıs Türklerinin temsilcileri’’ denmedi. ‘‘Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş temsilcileri’’ dendi.

Bu bir ilk. Tabii ki KKTC'nin tanınması anlamına gelmiyor. Ama Kuzey'de seçilmiş bir yönetimin var olduğu ilk kez Konsey kayıtlarına geçiyor.

Konsey kararlarına göre Kıbrıs Türk toplumundan bir temsilci de Kıbrıs heyeti içinde toplantılara katılma hakkına sahip ama bu kez ‘‘bu kararın çerçevesinin ötesinde’’ bir katılma hakkından söz ediliyor.

Bu ne demek oluyor?

Önümüzdeki dönemde, Kıbrıslı Rum parlamenterlerin yanı sıra Genel Kurul'da Kıbrıslı bir Türk parlamenterin de konuşması mümkün olacak örneğin.

Tabii ki hemen değil. İzlenecek akıllı politikalarla hızlanabilecek bir süreç açılıyor.

* * *

RAPOR'daki ikinci önemli nokta ise Kıbrıs Türklerine yıllardan beri haksız biçimde uygulanan ambargoyla ilgili.

Rapora son anda, Hollandalı bir parlamenterin girişimiyle eklenen ve büyük çoğunlukla kabul edilen bir maddeye göre Avrupa Birliği'ne, pazarını Kıbrıs Türk kesiminde üretilen mallara açması çağrısı yapılıyor. Daha da önemlisi AB ile Kuzey Kıbrıs arasındaki ticaretin, siyasi konulardaki farklı görüşlerden etkilenmemesi kaydı da düşülüyor. Kıbrıs Türk ve Rum ticaret odalarının temsilcilerinin bu hafta Atina'da bir araya geldikleri dikkate alındığında, ambargonun kalkacağı anlaşılıyor.

Gelelim, rapordaki üç yeniliğin üçüncüsüne.

O da Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, turistlerin kuzeye geçişleriyle ilgili engel ile ilgili. Turistlerin, kuzeye geçişlerindeki zorlukların kaldırılması isteniyor. Bunlar, ekonomik baskılarla çözüm süreci arasında doğrudan ilişki olduğu gerçeğini de ortaya koyuyor.

* * *

ÇÖZÜM atmosferi, herkesi dikkatli olmaya itiyor. Taktik olsa bile sonuç değişmiyor. Strasbourg'daki oturumlarda Pangalos bile sözlerine dikkat ediyor. Yunanlı bir milletvekilinin, ‘‘Avrupa söz verdi, çözüm olmasa da Kıbrıs'ı alacak. Klerides'in görüşmelere katılması alicenaplık’’ sözleri ise atmosfere hiç uymuyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi'nde bu hafta salt çoğunluğa yakın bir destekle kabul edilen Barsony raporunda, Kıbrıs'ın Avrupa üyeliği için çözüm koşulu ağırlık kazanıyor.

Brüksel ile Strasbourg farkı bir taktik farkı aslında. Hedef çözüm. Kıbrıs'ta Türkleri de Rumları da çok ilginç günler bekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları