Kıbrıs'ın önemi boyunu aştı

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Günlerdir Kıbrıs yazıyorum. Kıbrıs'a dikkat çekmek istiyorum. Çünkü artık sadece Kıbrıs tartışılmıyor.

Kıbrıs, bölgenin yeniden yapılanmasının mihenk taşını oluşturuyor.

Avrupa ile Türkiye ilişkilerinin gelecekte alacağı biçimi belirliyor.

ABD ile Avrupa Birliği arasındaki çıkar çekişmelerinin ateşleme merkezi haline geliyor.

Önümüzdeki dönemde Türk dış politikasının gündemindeki en önemli madde Kıbrıs olacak gibi görünüyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın özel Temsilcisi Diego Cordovez, Glion buluşmasının ardından düzenlediği basın toplantısında dünyanın Kıbrıs'a olan ilgisi karşısında ‘‘hayrete düştüğünü'' gizlemiyor.

‘‘Özel temsilci olarak görevlendirildikten sonra, bu kadar çok ülkenin kapımı çalması benim için sürpriz oldu'' diyor.

Uluslararası ilişkiler borsasında Kıbrıs'ın değeri hızla tırmanıyor.

***

BM gözetiminde başlayan Kıbrıs süreci, Avrupa Birliği'nin genişleme takvimine kilitlendi.

Bu öylesine bir kilitlenme ki çözümü çok zor görünüyor. Rum yönetimi ile tam üyelik görüşmeleri başlarsa Türk tarafı bir daha müzakerelere katılmayacak.

Avrupa, Kıbrıslı Türkleri memnun edecek bir adım atarsa bu kez de Rum tarafı masadan kalkacak.

Yunanistan da Avrupa Birliği içindeki konumundan yararlanarak veto kartını kullanacak ve Avrupa'nın genişleme takvimini ipotek altına alacak.

Almanya'nın tam üye olmalarını istediği Orta Avrupa ülkelerine kapıyı kapatma şantajı yapacak.

Avrupa tavrını değiştirmezse Türkiye ile ilişkiler daha da soğuyacak.

Türk kamuoyu Gümrük Birliği yükümlülüklerini Yunanistan yüzünden yerine getirmeyen Avrupa'ya sırtını dönecek.

Ve yeni ittifaklar arayacak.

***

WASHİNGTON'dan gelen sinyaller ABD'nin, Türkiye'ye Kıbrıs ve Avrupa Birliği konularında daha anlayışlı yaklaştığını gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Rubin'in BM barış sürecinin tıkanması üzerine yaptığı açıklama çok ilginç.

‘‘AB'ye hangi ülkelerin katılacağı tabii ki Brüksel'in kararına bağlıdır. Ancak Kıbrıs ve Türkiye'ye AB'ye girme umudu verilmesi ve üyelik sürecinin başlaması, tarafları sorunlara uygun bir çözüm bulmaya itebilir.''

Rubin'in açıklaması Washington'un önümüzdeki dönemde Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Avrupa'ya güçlü telkinlerde bulunacağına işaret ediyor.

ABD'nin yeni stratejisi Kıbrıs ile görüşmelere başlarken, AB'nin de Türkiye'ye perspektif göstermesi olarak beliriyor.

Eğer, Avrupa bu yıl sonunda Lüksemburg'daki zirvede Türkiye'ye hiçbir perspektif vermez de Kıbrıs Rum Yönetimi ile tam üyelik görüşmelerine başlama kararında ısrar ederse bölgenin tarihi yeniden yazılmaya başlanacak.

Bu durumda Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim, çatışma noktasına hızla tırmanacak.

Bu çatışmanın kimseye yararı olmayacak. Her iki ülkenin ekonomisi de ağır darbe yiyecek. İnsanlar acı çekecek.

Sonradan taraflar masaya oturup yeniden pazarlık yapacaklar.

Şimdi görüşme masalarında siyasi basiretsizlik yüzünden çözüme bağlanamayan sorunlar, uluslararası hakemlerin gözetiminde her iki tarafa da dayatılacak.

Ancak bu çatışmadan en büyük zararı Avrupa Birliği görecek.

Bosna başarısızlığından sonra Rum Yönetimi ile müzakerelere başlama kararıyla Ege'yi de patlatan Avrupa, kendi bölgesindeki etkinliğini ve denetim gücünü ABD'ye teslim edecek.

Kıbrıs, bütün bu tablonun merkez üssü durumuna geldiği için boyunu da boyutunu da aşıyor.

Yazarın Tüm Yazıları