Keşke Anneler Ölümsüz Olsa

Gamze Akbaş'ın cenazesindeydim. Giden bir anne, kalan küçük bir çocuk olunca kabullenmek çok zor.

Haberin Devamı

Koşa koşa girdiğim cami avlusunda büyük bir kalabalık Gamze için toplanmıştı. Bankadan arkadaşları, eşinin orduda görevli asker arkadaşları, ailesi ve onu sosyal medyadan takip eden çok sayıda anne bir aradaydı.


Herkesin gözü yaşlı... Gamze' nin eşi, Emrah Bey' in kız kardeşi Elif 'le karşılaştık. Aslında ilk defa yüzyüze karşıyorduk. Sımsıkı sarıldık birbirimize. Ulurcasına ağlaştık bir süre. Elif "Çok mücadele etti, Gamze çok mücadele etti" dedi, başka bir şey diyemedi. Herkes verdiği mücadeleden dolayı böyle perişandı işte... Herkes bir şekilde sağlığına kavuşacağını ve evladı Atakan'ı büyüteceğini düşünüyordu. Olmadı.


Hepimiz atlatacağını düşünüyorduk. Anne arkadaşları olarak 2. defa lösemi teşhisi konduğundan beri can yoldaşlığı etmeye çalışmıştık. Hem moral bulma hem de donör bulmak için ortalığı ayağa kaldırmıştık.

Haberin Devamı


#Gamzeİçin1TüpKan demiştik. Yeter ki yaşasın, Atakan'ın kocaman bir adam olduğunu görsün istedik. Doğum yapan her kadın gibi, ölüm korkusunu iliklerimize kadar Gamze' yle bir kez daha hissetmiştik. Doğum yapan her kadın gibi, sonsuza kadar yaşayıp, delicesine içimizden yükselen koruma iç güdüsüyle birlikte "yaşamak istiyorduk".


İşte Gamze'nin çığlığı bizim içimizde kıyamet koparmıştı. Onunla birlikte biz de çığlık çığlığa yardım istemeye başladık. Sonrasını biliyorsunuz. Ünlü isimler destek verdi, binlerce insan ilik donörü oldu ve sonunda İtalya' dan ilik donörü bulundu.


Çığlık sevince dönüşmüştü. "Tamam" dedik, "kurtuldu". Atakan annesiyle büyüyecek. Herşey yolunda giderken daha sık telefonlaşmaya başladık. Bir keresinde annelerin yardım çığlığının nasıl büyüdüğünü sordu. Detaylıca anlattım. "Peki Okan Bayülgen'e nasıl ulaştınız Aylin" dedi. Yanıt basit: Twitter'dan. Gamze'yi çok şey mutlu etmişti ama sanırım en çok mutlu eden, Okan Bayülgen' in gösterdiği candan yakınlıktı. Ben öyle anladım.


Sesinin iyi geldiğini duydukça herşeyin bittiğini sanmıştım. Fakat sık sık hastaneye yatması tablonun ağırlaşma ihtimalini aklıma getirmemişti. Belki de düşünmek bile istememiştim, her anne gibi...

Haberin Devamı


Vefat ettiği günün sabahında görümcesi Elif'in Facebook iletisini görünce "olamaz" demiştim, oldu. Akşam saatlerinde Gamze' yi kaybettik.


Şimdi o kocaman mücadele öyküsünün verdiği gürültüyü ölüm sessizliği kaplamıştı. Suskunluk, üzüntü, isyan, acı, şaşkınlık... Karmakarışık duygular yerini ağlamaya bıraktı.


İşte bunlar Gamze'nin verdiği mücadeleye hem çok uzak hem çok yakın duran bendenizin hissettikleri. Elif'le kucaklaştığımızda ya onun hissettikleri neydi? Ya eşi Emrah' ın hissettikleri? Annesinin, babasının, diğer yakınlarının?...


Atakan' ı sordum. Danıştıkları uzman herşeyi somut olarak anlatın demiş, anlatmışlar. Ilk sorusu telefonunu yanına almış mıdır? olmuş. "O cennete gitti. Atatürk'ün yanına gitti. Iyi insanlar cennete gider." demiş.

Haberin Devamı


Elif, Atakan' ın hayretlere düşüren sözlerini gözyaşlarıyla paylaşmaya devam etti. "Bana acıyacaklar mı? Acımasınlar. Ben anneme söz verdim, mutlu olacağım." demiş. 6 yaşında küçük bir adamın büyük yüreğine bakar mısınız?


Atakan haklı olarak acında duygusuyla karşılaşmak istemiyor. Ona asıl beklediği sevgi ve güveni göstermek Gamze' nin yakınlarının ve biz anne arkadaşlarının en büyük ödevi diye düşünüyorum. Bilmem yanlış mı?


Bir söz var: "beden doğurur, yürek büyütür" der. Anne olduktan sonra işte o yürek anne olduktan sonra, sonsuza kadar atmak istiyor, öyle değil mi? Anneler bilirler...


Ölümsüz olunmasa da, çocuk yetişkin oluncaya dek yaşamak her annenin dileği, kesin. Çaresizlikten olsa gerek; giden her genç annenin ardından "keşke anneler ölümsüz" olsa deniyor işte.

Haberin Devamı

Acılı ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. Mekanı cennet olsun.

Yazarın Tüm Yazıları