Kesinlikle iyi şarkıcıyım

Deniz Seki, yeni albümü ‘Aşk Denizi’nde pupa yelken gidiyor. Kah ‘Pasiflora’ diyor, kah ‘Bu Şehre Sonbahar Geldi’. Bazen ‘Ağlamak Yok’ diyor, bazen ‘Büyüyemedim’, bazen de ‘Üzgünüm Aşkım.’

Deniz Seki’nin son albümü için bence altına imza atılması gereken en güzel, en anlamlı yorumu Sevgili Ertuğrul Özkök yaptı: ‘Pasiflora’ tıpkı adı gibi müthiş bir müsekkin şarkılar koleksiyonu olmuş. Dış görünüşündeki müthiş kadınlıkla zıtlaşan bu sese eskiden beri büyük bir sadakatle bağlıyım. Bu CD’yi dinlerken sadakatin güzel bir duygu olduğunu hissediyorum. Erkek hercailiğine verilecek en güzel kadınlık dersi nedir? İşte size şiirde iddiası olmayan; ama romantizmin ve gerçekçiliğin en katı haline gelmiş en basit cevap:.

Git gitmek istersen

Bir gün pişman olup da

Dönmek istersen

Bil ki sana aşık bu kadın

Burada değil artık

Üzgünüm aşkım

Hangi erkek, müthiş bir Akdeniz kadınının ağzından bu sözleri işittiği an çuvallarca inciri berbat ettiğini anlamayacak kadar sersemdir? Eğer siz de benim gibi ‘Allah kahretsin, bir baharı daha ıskaladım’ diye için için öfkeleniyorsanız işte size ilacı: ‘Pasiflora...’ Hiç olmazsa bu yazı yakalarsınız...’

Haydi kalkın, cümbür cemaat Deniz Seki’nin Kuruçeşme’deki evine gidiyoruz. II. Abdülhamid döneminden kalan tarihi bir ahşap konağın Boğaz’ı 190 derece gören çatı dubleksinde oturuyor Deniz. Çatı katındaki yatak odasının balkonunda ağırlanacağız, öyle sağınıza solunuza bakmadan doğru sedirli balkona çıkalım. Deniz Seki bu ilk tanışmamızda bizi şaşırtmak için mini etek yerine pantolon bile giymiş olabilir. Boyu ve kilosu dışındaki vücut ölçülerini söylemeyebilir, diplomalı estetisyen olduğu halde şakadan makyaj yapma teklifinizi bile reddedebilir. Diyebilir ki ‘O günleri geride bıraktım, artık adımın öyle anılmasını istemiyorum.’

Deniz Seki; Alanya’nın Seki Köyü’nden iktisatçı ve kimyager İrfan Sekilioğlu ile Selanikli eşinin büyük kızları. En küçük kardeşi Serkan konservatuvar mezunu gitarist, halen askerliğini yapıyor. Ortanca kardeşi Serdar ise film yönetmeni, Deniz’in 2 filmini çekmiş. Sözün özü odur ki ‘Aşk Denizi’ne yelken açıp giden Deniz Seki’nin konuklarıyız bugün.

- Aşk; yeryüzündeki bütün renklerin anasıdır, benim hayatım aşksız olamaz. Kendimi bildim bileli hep aşklarım olmuştur, bugün de var. Aşkı ilk kez Çamlıca Kız Lisesi’nde yatılı okurken 1. sınıfta keşfettim. O zamanlar yazları Kumburgaz’a giderdik, orda yaz aşkım oldu. Her gece annem babam yattıktan sonra gizlice balkona çıkar, sabahlara kadar karşılıklı balkonlarda birbirimize bakardık. Gece dışarı çıkmak yok, başka ne yapabiliriz ki? Gece karanlığında o beni daha iyi seçsin diye beyazlar giyerdim. Birbirimize öyle uzaktan bakıp sabahı sabah ederdik. Yener Bey, ben aslında son derece yumuşak, sıcak, rahat ve sakin bir insanım. Çok kırılganım, çabuk küserim, kinci değilim, hemen affederim. İnsan kırmayı sevmem ama, bazen bir anda parlayabiliyorum. Bana ters gelen bir şeyi bana hiç kimse yaptıramaz, hemen dişimi gösteririm.

18’İMDEN BERİ BİLİNÇLİ KOZMETİK TÜKETİCİSİYİM

- Liseyi bitirdikten sonra Christian Dior’un 8 aylık kurslarını bitirip estetisyen diplomasını aldım. Cildime çok iyi bakarım, 18 yaşından beri bilinçli bir kozmetik tüketicisiyim. Asla yüzümü temizlemeden yatağa girmem, yüz ve vücut kremlerini sürmeyi hiç ihmal etmem. Krem kullanmadığım bir günü hatırlamıyorum, gece için ayrı, gündüz için ayrı. Diş bakımı da benim için çok önemli, temelde hijyenik olacaksınız.

SODA BANYOSU YAPTIĞIM YALAN

- Ben çok fazla makyaj yapmam, genelde yumuşak tonları tercih ederim. Makyajımı çoğunlukla kendim yaparım, mesela sahne makyajım 10 dakikada tamamdır. Bu işi bilmeyen 2 saatten önce yapamaz, ayrıca kendini maymuna da benzetebilir. Makyaj, insanın güzel taraflarını ortaya çıkarmak, hatalı taraflarını örtmek amacıyla yapılır. Sodanın cilde çok iyi geldiği doğru ama, soda banyosu yaptığım yalan. Soda çok ciddi bir gözenek sıkılaştırıcısı, tonik görevi görüyor. Sodayla yüz yıkamanın tekniği de ayrıdır. Sodayı avucunuza dökeceksiniz, yavaş yavaş cildinize dokundurduğunuzda sıkıştırma çıtırtılarını duyacaksınız.

GÜZELLİK HER ZAMAN DEZAVANTAJIM OLDU

- Fiziğimin sesimi, besteciliğimi bastırdığı teşhisiniz çok doğru, özellikle ilk başlarda. Eğer fiziksel defom olsaydı, belki o zaman insanlar sesimin güzelliğini, şarkılarımı kendimin yazdığını bileceklerdi. Bana hep manken muamelesi yapıldı ama, ben hayatta manken olmadım ki. Güzelliğe çok düşkünüm. Güzel olmak, güzel hissetmek güzel bir şey. Aynaya baktığımda kendimi güzel buluyorum, çünkü seviyorum kendimi. Aynaya bakmayı bilmek de ayrı bir güzelliktir, ayna sana söylüyor zaten ne olduğunu. Çocukluğumdan beri etek hastasıyım, oldum olası pantolon giymekten nefret ederim. Çocukken de süslü bebektim, 35 yaşına geldim hala da süslü bebeğim.Dekolteyi de severim ama, abartmam. Mesela yırtmacım varsa göğüs ve sırt dekoltesine gerek yok, bir yere odaklamak lazım.

Türkiye’de şöhret olmak çok kolay

- Kesinlikle iyi bir şarkıcıyım, bu konuda mütevazı olamayacağım için özür dilerim. Gerçekten mesleğime büyük saygım var, çok çalıştım, çalışmaya da devam ediyorum. Çok istememe rağmen babamdan korktuğum için konservatuvara gidemedim. Buna rağmen kendi kendimi yetiştirdim, 4 yıl Belkıs Aran’dan haftada 5 gün şan dersi aldım. Daha sonra Gül Sabar hocam oldu, 2 sene ondan ders aldım, Şu anda bulunduğum yerde, çok daha erken olabilirdim. Hem geç başladım, hem de zor bir yolu seçtim, Aslında Türkiye’de şöhret olmak, birilerini kandırmak kolay. Ben kimseyi kandırmadım, müziği müzik için yapıyorum, ticari kazanç elde etmek için değil.

Son albümüm ‘Aşk Denizi’nin CD ambalajı içinde bir de ‘Bir Albüm Hikayesi’ adlı bir VCD sunuyoruz. Bir albüm nasıl, ne şartlarda, ne büyük emeklerle hazırlanıyor görülsün istedim. Bunu ilk yapan benim, her albümümde yapmaya devam edeceğim. Yener Bey, maddi ve manevi birikimimi bu albümüme koydum. ‘Aşk Denizi’ benim hayatımda yepyeni bir sayfadır.Bu arada kendi yapım şirketimi kurdum, Seki Prodüksiyon adıyla. Levent’teki ofisimizde ayrı menajerlik hizmetleri de var. Ben kabuk değiştirdim, bu da biraz sancılı oldu ama, değdi doğrusu.

Evlilikten ağzım hálá yanıktır

- Hayır, hiç de şıpsevdi biri değilim, en kısa ilişkim 2 sene sürmüştür. 1989’da güzellik uzmanı olduğum toy dönemimde bir de evlilik yaşadım. Fenerbahçe Yelken Kulübü’nde, telimle duvağımla evlendim. O gece gelinliğimle sahneye çıkıp şarkılar söyledim, bayağı program yaptım yani. Eşim ticaretle uğraşıyordu, ben ise estetisyen olarak çalışıyordum. Evliliği yürütemedim, 14 ay sonra boşandık. İyi ki çocuk yapmamışım, yoksa şu andaki durumum çok daha farklı olurdu. Çocuk sahibi olmayı çok istiyorum ama, aile içinde çocuk yetiştirmek daha doğru geliyor bana. Yaşadığım kişiyle evlenmem şart değil ama, çocuk yapmam için evlilik yapmam şart. Evlilik çocukla olduğu zaman çok güzel ama, yaşadığım evlilik çok uzun süre evlenmemeyi öğretti bana. Evlilikte bence çok önemli 3 temel konu var, gençler bu sözlerimi dikkate almalı. Birincisi; beraberlik hasar almaya başlamışsa o evlilik bir gün mutlaka bitiyor. İkincisi; cinsellik, ten uyumu çok önemli. Üçüncüsü; eşlerin ailelerin kültür ve ekonomik yapıları arasında fark olmayacak. Öyle mutlu evlilikler ancak filmlerde oluyor, inanmayın. Standartların birbirine yakın olması şart.
Yazarın Tüm Yazıları