’Kamplaşmak’ huyumuz mu?

AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik, Marka Konferansı’nda konuşmuş.

İbret alınası sözler söylemiş.

Yürekli Eğitim ve Danışmanlık tarafından düzenlenen konferansta, "Kamplaşmak huyumuzdur" demiş.

Okuyunca, doğru söze ne denir diye aklımdan geçirdim.

Hele aktardığı bir anekdot var ki...

Bizi anlatmak için bundan daha güzeli olamaz.

Aktardığı, Çelik’in fikirlerine değer verdiği bir büyüğünün sözleri.

Bu büyük hem de milletvekili.

Çelik’in mesai arkadaşı, Orhan Pamuk’un Nobel kazanmasından sonra demiş ki, "Ödül güzel ama kendisini bazı konularda eğitmeliyiz!"

* * *

Bu satırları okuyunca, rahmetli Muzaffer Özok aklıma geldi.

Özok, tasavvuf geleneğinde önemli bir isimdir.

Pek çok ünlü ismin bağlandığı bir tarikat büyüğüdür.

Çok sayıda yabancı da bağlıları arasındadır.

Hiç unutmuyorum.

Bir gün kendisine, neden yabancı müritlerinin sayısının Türklerle kıyaslanmayacak kadar çok olduğu sorulur.

Cevabı manidardır.

Der ki, "Yabancılar, benden bir şeyler öğrenme derdindeler.

Bu dini, bu yolu benim tutmaya çalıştığım ışıkla öğrenmeye çalışırlar.

Oysa bizimkiler öyle mi?

Mesela, sakalımın olmamasına takılmışlardır.

Bizimkiler, beni Müslüman yapmaya çalışırlar!"


Bizde böyledir.

Mürit bile şeyhini eğitme derdindedir.

* * *

Hal böyle olunca, siyasetin edebiyatı eğitmeye kalkması, hiç de garip gelmemeli!

Çelik, bu ve diğer örneklerle süslediği konuşmasını, siyasi kamplaşmaya bağlamış.

Türkiye’nin markalaşmasını da siyasi kamplaşmanın engellediğini söylüyor.

Söyledikleri doğru, ama eksik.

Kamplaşma, sadece siyasette değil ki...

Biz sporu bile bir husumet alanına çevirmedik mi?

Hayatın farklı renklerinden de, rekabetin kalite getiren tatlı çekişmelerinden de kopalı o kadar çok zaman oldu ki...

Önce futbolda koptuk.

Stadyumları, tam bir "cehenneme" çevirdik.

Kamplaşmanın bedelini, her alanda, hepimiz ödüyoruz.

Anlaşılan daha çok ödeyeceğiz.

Bir yerlerden başlamak, hayatın farklı renklerini yakalamak zorundayız.

Spor da, sanat da, bugünün aksine kamplaşmayı hayatımızdan uzaklaştıran alanlar olmalı.

Hepimize düşen görevler var.

Futbolda bu hafta lige ara veriliyor.

Bu kısa arayı bile bir soluklanma, durup düşünme fırsatına çeviremez miyiz?

Umudunu yitirenlerden değilim.

"Neden olmasın" diyorum...

* * *

Yeri gelmişken belirteyim.

Artık futbol da yazacağım.

İlk yazım bugün Fanatik’te olacak.

İnandığım, savunduğum bu çizgiyi, oradaki yazılarımda da göreceksiniz.
Yazarın Tüm Yazıları