Kalite için 38 bin kilometre yol yaptık, şirketlere kâr ve değer artışının kapısını açtık

MERKEZİ Kayseri’de olan Boydak Grubu’nun iki markası İstikbal ve Bellona ayrı ayrı Türkiye Kalite Derneği’ne (KalDer) başvurdu:

- Kalite eğitimlerinizden yararlanmak istiyoruz.
KalDer’in eğitim ekipleri hazırlıklarını yaparken İstikbal ve Bellona’dan özel istek ulaştı:
- Aynı grubun markaları olsak da rakibiz. Eğitimi ayrı ayrı alacağız. Siz de lütfen iki marka için farklı eğitim ekibi gönderin.
KalDer Başkanı Hamdi Doğan, Anadolu’da küçük ve orta boy işletmeler ile kamu kurumlarında “kalite ateşi”ni yakmak için son iki yılda bir bölümüne kendisinin de katıldığı ekiplerinin 38 bin kilometre yol yaptığını vurguladı:
- Yıl sonuna kadar 40 bin kilometreyi tamamlarız. Yani, kalite için bir dünya turu yapmış gibi olacağız. 2008’den beri yönetim kurulundayım ama 2010’da başkanlık görevini devraldım. Bu dönemde Anadolu ve KOBİ’lere daha fazla eğilmek gibi bir strateji çizdik.
- Anadolu’da ilgi nasıl?
- İstikbal ve Bellona’da ayrı ayrı 1000’i aşkın kişiye eğitim verdik. Kısa süre önce Karabük’te bir organizasyon vardı. Vali bize zaman ayırdı. Toplantının yapıldığı salon hınca hınç doluydu.
Hamdi Doğan, biraz KalDer’i anlatmaya yöneldi:
- 836’sı kamu kuruluşu olmak üzere 2 bin üyemiz var. Kamu kuruluşları içinde üniversiteler, belediyeler var. İzmir, Eskişehir, Ankara ve Bursa olmak üzere şu anda 4 şubeye ulaşmış durumdayız.
Kalite yolundaki yarışmaya değindi:
- 20 yılda 250 şirket ve kamu kurumu kalite yarışmamız için başvuruda bulundu. 25’i büyük olmak üzere 36 kuruluşa ödül verdik. Bizde öyle bol keseden ödül olmaz.
- Yarışmaya girmeye soyunan bir şirket veya kamu kurumu kaç yıllık bir süreçten geçer?
- 3 yıl önceden çalışmalara, eğitimlere başlamak, kalite süreçleri yolculuğuna çıkmak gerekiyor.
Yeri gelmişken Avrupa Kalite Ödülü’ne (EFQM) de değindi:
- EFQM’den bugüne kadar 18 şirket veya kuruluşumuz ödül almış durumda. Bir süredir Avrupa’daki yarışmada suskunluğa girmiş gibiydik. O suskunluğu Bilim İlaç bozdu ve ödülü aldı.
- KalDer’i kuruluşundan beri izlerim. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) bu konuda öncülük yaptığını biliyorum. Ayrıca Avrupa Kalite Ödülü törenlerinde de bulundum. Kalite süreçlerine girmek, ortaya konulan kurallara uymak şirketlere, kamu kurumlarına ne kazandırıyor?
- Bu yola giren şirketlerde yüzde 30 kârlılık artışı olduğunu, halka açık olanların hisse değerlerinin yüzde 50’ye kadar yükselme seyri gerçekleştirdiğini gördük.
KalDer’in ilk kurulduğu günlerdeki bakışı anımsadı:
- İlk zamanlar bu iş modaymış gibi algılandı. Zamanla gelip geçici bir moda olmadığı anlaşılmaya başlandı. Üstelik başlangıçta sadece büyük şirketler devreye girmişken, sonraları KOBİ’ler, daha da önemlisi kamu kurumları da bu işi benimsedi.
KalDer’in TÜSİAD’la birlikte düzenlediği kongrelerin bu yıl 20’ncisi gerçekleşecek... 29-30 Kasım’da yapılacak kongrede “fark yaratmak” üzerinde durulacak...
KalDer’in öncülüğünü yaptığı “kalite yolculuğu” şirketlerde kâr ve değer artışı, kamu kurumlarında vatandaş memnuniyeti yaratıyorsa, bu işe daha da fazla asılmak gerekiyor...

İki dondurmacı ‘müşteri memnuniyeti’nde eşit çıkınca itiraz ettiler

TÜRKİYE Kalite Derneği (KalDer) Başkanı Hamdi Doğan, 5 yıldır 3 ayda bir “müşteri memnuniyeti” araştırmaları yaptıklarını belirtti:
- 125 markanın müşteri memnuniyetini her çeyrekte bir ölçüp yayınlıyoruz.
- Yayınladığınız sonuçlara hiç itiraz geldiği oldu mu?
- Bir kere oldu.
- Hangi konuda?
- Ülker’in dondurma markası Golf ile Unilever’in Algida’sı eşit çıktı. Hemen itiraz ettiler.
- Ne tür bir itiraz?
- “Bir kez daha inceleyin, eşit olmayabiliriz” şeklinde bir itirazdı.
- Yeniden incelendi mi?
- İncelendi, ancak sonuç değişmedi.
- Neden bu itirazı yapmış olabilirler?
- Belki de reklamlarında, “müşteri en çok bizden memnun” gibi bir slogan kullanacaklardı.

Kalite ateşini KKTC’ye taşıdık çok ilgi gördük

KALDER Başkanı Hamdi Doğan, Ortadoğu Kalite Organizasyonu’nda (MEQA) 5 yıldır etkin olduklarını vurguladı:
- MEQA’nın merkezini İstanbul’a aldık. Ortadoğu’da rol model olduk. Arap Baharı çalışmalarımızı yavaşlattı ama orada da etkili işler yapacağız.
MEQA çerçevesinde attıkları adımı anlattı:
- KKTC’ye de kaliteyi anlatmaya gittik. Bunu MEQA kapsamında yaptık. KKTC Başbakanı İlksen Küçük bizi kabul etti. Çok ilgi gösterdiler.
KKTC’de kalite sürecinin önce kamudan başlaması gerekiyor sanırım... Başbakan Küçük’ün konuyu bizzat gündemine alması da bunu gösteriyor...

BIE yönetimi büyükelçi istedi, beni çağırdılar

EXPO’ları yöneten Uluslararası Sergiler Bürosu’nun (BIE) Türkiye adına yeni Başkan Yardımcısı olan Murat Ersavcı aradı:
- Necil Nedimoğlu’nu hükümetin buradaki görevinden aldığını yazmışsınız. Bir yanlış anlama söz konusu.
- Nedir yanlış anlama?
- BIE, büyükelçi düzeyinde temsil istedi. Hükümet, bu talebe uyarken görevi bana önerdi. Ben geçmişte Basın-Yayın-Enformasyon Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuştum. En son Brüksel’de büyükelçiydim. Sanırım bu görevlerimdeki tecrübemin BIE’ye uygun olduğunu düşündüler.
Ersavcı, geçmişte Necil Nedimoğlu’yla birlikte çalıştıklarını vurgulayıp ekledi:
- Önümüzde İzmir’in Expo 2020 sınavı var. Necil Bey’in tecrübesinden de yararlanmak istiyorum. Birlikte çalışmayı önereceğim.
Yazarın Tüm Yazıları