Kafayı cama sıkıştırmak

Fantezisini anlatmıştı da feleğim şaşmıştı: Maşallah sado-mazo ilişkiden iple bağlamaya, yok yoktu içinde.
Ejderha dövmeli falan değildi. Plazalarda tayyörle görebileceğiniz, “derli-toplu” kadınlardan. “Yollu” sanmayın diye size sokakta gülümsemeye çekinecek biri.
Merak etmiştim, nasıl oluyor da tanımadığı biri “merhaba” dese polis çağırmayı düşünecek kadın böyle fantezi kuruyor?
Nasıl oluyor da ev kadınları tecavüzlü dizileri merakla bekliyor? “Kadına giderken kırbacını unutma” diyen sinirli filozofun mu etkisindeyiz nedir?
Bastırılan arzular böyle boşalıyor olmasın? Tutkulu bir saldırganlığın, şehvetli öfkenin hayaliyle...
Her nevi şiddete ifrit olsak da yatak odasındaki hukuk sadece iki kişiyi bağlar. Herkes mutluysa mesele yok.
Ama gerçekten tecavüze uğramış bir kadına bunu söylesek çeker vurur bizi.
Savaşta tecavüzcüsünden hamile kalıp düşük yapmaya çalışırken kan kaybından ölen Bosnalı kızlara fantezi falan anlatamazsınız.
Her kadının en büyük korkularından biridir tecavüz. İnsanlık aleminin en aşağılık suçlarından biri. Gerçeğe dönüştüğünde korkunç. Zaten fantezinin amacı da bu: Korkunun kafasını cama sıkıştırmak.
Yüzüstü yatırılıp yaramaz öğrenciler gibi pataklanan kadın mutlu. Çünkü korkuları artık kontrolü altında. Mahsusçuktan alçaldıkça sahiden yüceldiğini hissediyor.
Geceliğini parçalayan sevgilisini kız arkadaşlarına anlatan kadının neşesi, dizleri halı yarası kadının gururu...
Nasılsa birazdan kırbaç ve kelepçe çekmeceye, deri çizmeler dolaba kalkacak.
Gündelik hayatın iffetli monotonluğuna geri dönecek herkes. Tatlı tatlı aşağılanmış, alçaltılmış ve hırpalanmış olarak. Gayet medeni bir şekilde.

Bir Seyhan Erözçelik vardı

Şiir okumaya başladığımda “genç şair” denen isimlerdendi Seyhan. 80 kuşağının kendine has simalarından.
İki defa muhabbet edebildik: Biri yıllar önce Beyoğlu’ndaki Kaktüs’te, diğeri de geçen yıl bir yazımdan ötürü tebrik telefonu açınca.
Sonra Facebook’tan yolladığı Bulat Okucava ve Tom Waits şarkıları. Sayfası şimdi ardından arkadaşlarının yazdıklarıyla dolu.
Başka türlü biriydi Seyhan. Kara haberi alınca karışan aklıma nedense şu tespiti geldi: “Kadınlar ve erkekler iki ayrı millettir. Haliyle, diplomasi şarttır.”

tatlı  Sözlük

İleri demokrasi: Suçunu bilmeden yatan aydınlar.