İşadamlarının yurtdışında kazandığı 10 milyar dolarlık projede benim katkım var

TOBB’da Medya ve İletişim Meclisi Başkanı olduğumu anımsayan Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrünnisa Gül, TED Koleji öğrencisi oğulları Mehmet Emre Gül’den yazımda bahsetmeme üzüldüklerini Rifat Hisarcıklıoğlu’na hissettirmiş.

Bu üzüntülerini bana da iletirken, Cumhurbaşkanı Gül’le kısa sohbet fırsatı da bulmuş oldum. Gül, başta Suudi Arabistan olmak üzere dış gezilerinin işadamlarına yararı konusuna şöyle vurgu yaptı:

"Bir bölümü bu gezide de bulunan bir çok işadamının yurtdışındaki işlerine yardımcı oldum, gerektiğinde mektuplar yazdım, görüşmelerimde bizzat bahsettim. Bu şekilde işadamlarımızın yurtdışındaki en az 10 milyar dolarlık işine katkım olmuştur."

Gül, daha sonra Nurol Holding bünyesindeki FNNS Savunma Sistemleri şirketinin Suudi Arabistan’daki 210 milyon dolarlık "M113" zırhlı araç modernizasyonu projesine sözü getirdi:

"Suudi Arabistan ordusuna ait tesislerde FNNS’in ne kadar önemli işler yaptığını birlikte gördük. FNNS’in o projeyi almasında başbakanlığım sırasında önemli katkılarım oldu."

Gül, üstüne basa basa bir kez daha yineledi: "Türk işadamları için yurtdışındaki görüşmelerimizde elimizden geleni yapıyoruz. Bir anlamda Türk şirketlerinin iş takipçiliğini yapmış oluyoruz. Ama bu çabalarımızın hepsi elbette ülkemizin çıkarları ve iyiliği için."

Dönüş yolunda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Başkanvekili Hüseyin Üzülmez, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Başkanvekili Adnan Ersoy Ulubaş, İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi ve TUSKON Başkanı Rızanur Meral başta olmak üzere işadamlarına izlenimlerini sordum.

Gerek şirketleri, gerek örgütleri adına Suudi Arabistan gezisine katılan işadamları yapılan görüşmelerden memnundu...

Şimdilik 6 milyar dolarlık müteahhitlik hizmeti, 5.2 milyar dolarlık karşılıklı ticaret var...

Cumhurbaşkanı ilk hedefi, 5.2 milyar doları 2010 yılında 10 milyar dolara çıkarmak şeklinde koydu...

Bundan sonraki rakamlar, Türkiye’nin Suudi Arabistan için ne kadar "özel" olduğunu gösterecek...

Oğlum Mehmet Emre 11 yaşından beri her yaz çalışır

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Cidde’den Ankara’ya dönerken söze sitemle girdi:

Çocuklarım kendileriyle ilgili yazılanlara çok üzülüyor. Büyük oğlum sırf bu yüzden yurtdışında okumayı seçti.

- Oğlunuz Mehmet Emre Gül’ün gezide sizinle birlikte olduğu biz Riyad yolundayken internet sitelerine yansıdı. Hiç bahsetmemek de bizim açımızdan doğru değil.

Araya Hayrünnisa Gül girdi:

Aslında Mehmet Emre, yarı yıl tatili için Londra’ya gidecekti. Biletini son anda iptal ettirdim. Zaten yanımızda bir tek Mehmet Emre kaldı. Onu da doğru dürüst göremez olduk. Bu iki-üç gün boyunca daha fazla görüşme şansı yarattık.

Cumhurbaşkanı Gül, Kayserili geleneğini küçük oğlu için de sürdürdüğünü anımsatan bilgi verdi:

Bu çocuğun 11 yaşından beri, her yaz bir şekilde çalışmasına özen gösteririm. Nitekim Ali Babacan’ın (Dışişleri Bakanı) babasının yanında çalışması da öyle oldu.

Gül, yeri gelmişken o günlerdeki "oğlunun emekliliğini kurtarmak için küçük yaşta Babacanlar’ın yanında sigortalı gösterdi" tartışmasını anımsayıp, devam etti:

Ben "Sakın para falan alma" diye tembih etmiştim. Günü gelip orada çalışanlara paraları ödenirken, oğluma da zorla vermişler. Oğlum çekinerek akşam bana anlattı. Verilen zarfı açtım, içinde bordro vardı. Ali Bey’in babası çok disiplinlidir. Yanında bir gün bile çalışanın sigortasını yaptırır.

Mehmet Emre Gül’ün bardakta haşlanmış mısır işine girmesi de, yine böyle "iş deneyimi" arayışları sırasında gelişmiş:

Ben yaz tatillerinde oğlumun ciklet dahi satmasını istedim. Deneyim kazanması için bu tür çalışmalar önemlidir. Mısır işi de öyle gündeme gelmiştir.

Hayrünnisa Gül’e baktım, "Kısa süre sonra küçük oğlum da yanımdan uçacak" duygusallığındaydı:

Buralardan uzak kalmak için o da yurtdışında okumayı planlıyor.

Cumhurbaşkanı ve ailesinin, medyada "ilgi odağı" haline gelmesini doğal karşılamak gerekiyor.

Yeterki içinde haksızlık, hakaret, saldırı olmasın değil mi?

Umre de yaptık

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Suudi Arabistan gezisine ilk çağrıyı aldığımızda Güngör Uras aradı:

Fırsat bulursak umre de yapar mıyız?

- Elbette Güngör Abi...

Güngör Uras, niyetimizi Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever’e bildirmiş. O da Cumhurbaşkanı Gül’e aktarmış. Riyad’daki ilk akşam Güngör Uras’a bilgi verildi:

Hazırlıklar tamam. Umre yapabileceksiniz.

5 Şubat öğleden sonra Kral’ın Cidde’deki konuk evine vardığımızda herkesi umre heyecanı sardı. Önce ihramlar ayarlandı. Saat 19.00’da ihrama girmiş şekilde Mekke’ye doğru yola koyulduk.

Bugün Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren’in imamlığında umrenin gereklerini yerine getirmeye çalışarak, 1 saat yolculuk yaptık.

Ekibimiz Sabah Gazetesi yazarı Şeref Oğuz, Milliyet Gazetesi yazarı Güngör Uras, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, TGRT Haber ve Türkiye Gazetesi’nden Nuri Elibol ile Zaman Gazetesi’nden İbrahim Öztürk’ten oluşuyordu.

Mekke’de Zemzem Tower’ın hemen yanıbaşında yine Kral’ın konukevine saat 20.00’de vardık.

Kısa sürede odalara yerleşip, hemen Kabe’de tavafa gittik. Ahmet Taşgetiren duaları okudu, biz tekrarladık. 3 saatlik maraton sonrasında umrenin gereklerini tamamladık.

Güngör Uras’a takıldım:

1979’da Vehbi Koç’la yapamadığın umreyi, 2009’da Cumhurbaşkanı Gül’ün Suudi Arabistan gezisinde yapmış oldun.

- Evet... Çok istiyordum.

Gece 24.00’te yemek yedikten sonra yeniden Kabe’ye yöneldik. Saat 01.30’da ayrılırken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa Gül, oğlu Mehmet Emre Gül, beraberindeki bakanlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin de içinde yer aldığı grup, koruma çemberi eşliğinde tavafa başladı.

Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindeki ekip, Kabe’nin içini görme şansını da yakaladı...

Cumhurbaşkanı’yla Suudi Arabistan’a seyahat eden işadamlarının çoğu da Cidde’den Mekke’ye 3-4 saatliğine geçip, gece umre yaptıktan sonra döndü.

Cumhurbaşkanı Gül, beraberindeki bakanlar ve biz gazeteciler, cuma namazını da orada kıldıktan sonra dönüşe geçildi...

Böylece gezi, manevi açıdan da büyük anlam kazandı...