İs

“KURTARIN beni, yanıyorum!” dedim.

Yakındakiler baktı.
Uzaktakiler zaten evde yoklardı.
Aylar yıllar sürmedi, hepi topu sekiz saat...
Dün gibi..
Lütfü Kaleli değil mi bu dedim?
Bak yanında Aziz abi, seslendim “Çocuklar nasıl, iyiler mi vakıfta?”
Duymadı.
Bir resim çektirsek, imzalı, yan yana?
Nereye böyle, merdivenlerimden koşa koşa çatıma?
Benim odalarım var dedim, boşverin çatıyı, misafir edeyim sizi odalarımda.
Aysan, Bezirci, Altıok, herkes burada, unutulmaz bir gün olacak hissetmiştim, unutmam.
Ama, ne kolay tutuştum ben öyle?
Ağzımdan içeri atılan bir alev topu, perdelerim...
Haklı değil mi Behçet, “yok başka bir cehennem, yaşıyoruz işte!”
Kimin suçu bu, ateşin mi?
Heykelleri devirip sürüklediler yerlerde, ben gördüm buradan, gördüm, siz gördünüz mü oradan?
Ne güzel aydınlatıyorlar içimi ama aydınlanmak bu muydu, yanmakla eş olan?
Siz gördünüz mü içimdekileri diri diri yakanları?
Ben gördüm.
Konuşamam ama tanırım, bakkalın çırağı da oradaydı, yıkıntılarımı süpüren adam da, daha geçen hafta yeni doğan torununu kucağına alıp kulağına ismini fısıldayarak kapımın önünden geçen hoca da...
Sorun onlara, gördüler.
Utanıyorum ben “Yanıyorum” demekten...
Ama içim yanıyor hala.
Ölmemişlerin yanık kokusu, yanık otlar gibi buram buram, sizin de genzinizi yakıyor mu?
İnanmıyorsanız, yaklaşın, çekin kokumu içinize.
Almadıysanız kokuyu biraz daha yaklaşın.
Sen ki beni okuyorsan, burnuna yaklaştırdığın gazete parçasından dahi duyarsın is kokusunu içimdeki, bunun da kokusunu aldın mı okuyucu?
Sen içimde değildin doğrudur ama ben senin içinde olurum böyle belki.
Bu halimle bırakılsaydım keşke ben, böyle yanmış... Unutulmazdım belki, duyulurdu etin her şeyi saran, her yere yapışan kokusu, çıkmadı hiç duvarlarımdan, kat kat vernik atsa, en güzel mermerler, kağıtlarla kaplatılsa da içim dışım.
Ama söyleyin nasıl gider üste sinmiş insan etinin yanık kokusu? Ya da nasıl durur bir memleket ayakta bu utançla?
Yanarken saate bakmıştım hep, ara verseler, ikindi namazına gitseler beni yakanlar, belki kalırdı içimdekilerden birçoğu hayatta.
Yazarın Tüm Yazıları