IMF: Bu kez özel sektörde tedirginlik gördük

İSTANBUL’daki temasları, bu kez IMF heyetini korkuttu.Ankara’da eski ve yeni bürokratlarla, önceki gün IMF Türkiye Temsilcisi Odd Per Brekk’in ‘veda kokteyli’nde bir araya gelen heyet üyelerinin, İstanbul’daki havadan tedirgin oldukları gözlendi.‘Her zaman İstanbul’daki görüşmelerinde işaleminin, ‘işler iyi gidiyor, aman sesinizi çıkarmayın, çomak sokmayın’ dediğini hatırlatan IMF’ciler, ‘Şimdi bu havaları değişmiş, ileriye dönük epeyce tedirginler’ dedikleri öğrenildi.Geçen ay piyasalarda yaşanan çalkantının işalemini tedirgin ettiğinin açıkça belli olduğunu kaydeden IMF uzmanları, biraz da bu nedenle kendilerine, MÜSİAD dışında, İstanbul’da görüştükleri hemen her kesimden ‘Hükümeti 3 yıllık yeni bir stand-by için mutlaka ikna edin’ mesajı geldiğini kaydettiler. IMF uzmanları, bu tür taleplere ‘Hükümet bilir’ yanıtı verdiklerini hatırlatarak, ‘Ancak gördüğümüz o ki; yeni bir program olmazsa özel sektördeki tedirginlik çok büyüyecek’ dediklerini öğrendik.Bu arada İstanbul’da bazı akademisyenlere IMF’nin yaptığı sunum, dün de bürokratlara tekrarlandı. Kaba bir sunum olduğu ve eleştirilerle geliştirileceği söylenen sunumun daha çok 1960’tan buyana Türkiye’nin büyüme dinamiklerini inceleyen bir araştırma olduğu öğrenildi.Bir IMF uzmanının yaptığı bu çalışmaya göre; Türkiye’nin 40 yıllık büyüme süreci inceleniyor ve büyümeyi engelleyen faktörler ile büyümeyi besleyen unsurlar belirtiliyor.IMF’nin raporunda büyümeyi engelleyen unsurların başında enflasyon ve devlet harcamalarının hedeflerindeki sapmalar ilk iki sırayı alıyor. Bu iki faktörün büyümeye yaptığı negatif etkinin, yılda yüzde 1.2 olarak hesaplandığı araştırmaya göre, 1980 yılından sonraki büyümenin ise dünya ortalamalarının üzerinde olduğuna dikkat çekiliyor. IMF raporunda 1980 sonrası büyümeye olumlu etki yapan en önemli faktör ise ‘dış ticaret rejimindeki serbesti’ olarak belirtiliyor. IMF uzmanı, dış ticaretteki serbestinin 1980 sonrasında, yıllık büyümeye yüzde 2.2 oranında pozitif etki yaptığını saptamış.Bu rapor geniş bir bürokrat ekibine, dün sunuldu. Bu konuda fazla tartışma olmazken, rapor hakkındaki görüşlerin daha sonra toplanıp, rapora son şekli verileceği söylendi.Raporun ‘Türkiye Raporu’ özelliğinden çok, büyüme raporu niteliği taşıdığını belirten yetkililer, ancak araştırma sonuçlarının Türkiye’nin önümüzdeki döneme ilişkin büyüme stratejisi konusunda yapacağı çalışmalar ve hazırlanacak plana ışık tutabileceğini söylediler.HÜKÜMET 2 YILLIK ANLAŞMADAN YANABu arada BDDK’da kalabalık bir IMF ve Dünya Bankası heyetinin çalıştığı, BDDK’nın hazırladığı taslak üzerinde çalışmalar yapıldığı gözleniyor. IMF uzmanlarının bürokratlara aktardıkları, bankacılık yasası ve bankacılık kesimine dönük önlemler konusundaki yorumları, hiç de olumlu değil. İstanbul’daki toplantılarda da özellikle BDDK kadrosunun yetersizliğinin sık sık gündeme geldiği, Yapı Kredi Bankası’ndaki operasyonun nedenlerinin soruşturulduğu, Kentbank ve Demirbank’la ilgili yargı kararlarının nasıl uygulanacağına ilişkin tedirginlik olduğu ve bunların uluslar arası piyasalarda Türkiye’nin itibarını etkileyen unsurlar olarak belirtildiğini öğrendik. Öte yandan IMF uzmanları, Ankara’daki temaslarını yoğunlaştırdılar. Gruplar halinde hemen her kuruluştan bilgi alınırken, açıklanan bütçe rakamları doğrultusunda 8. gözden geçirmenin rakamsal değerlendirmesinde sorun olmayacağı ancak gözden geçirmeye ilişkin yapısal tedbirler bölümünde tartışmalar olabileceği belirtiliyor.Ankara’daki IMF’le görüşmelere ilişkin yansıyan genel hava ise şu:Hükümet 2007 yılındaki seçimleri gözeterek, mümkün olduğunca kısa, örneğin 2 yıllık bir stand-by anlaşmasına razı olacak gibi ama IMF daha uzun vadeli, kapsamlı ve yapısal sorunları tümüyle çözecek yeni bir stand-by anlaşmasının daha doğru olacağını düşünüyor. Hükümetin ısrar etmesi halinde, IMF’in 2 yıllık anlaşmaya razı olabileceği ancak bunun daha yoğun, daha sıkı bir program olması için hükümeti zorlayabileceği konuşuluyor.
Yazarın Tüm Yazıları