İki yanlış bir doğru etmez

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Nasrettin Hoca, odun taşırken yüzüğünü bodrumda düşürmüş. Başlamış kaybettiği yüzüğü bahçede aramaya. Görenler sormuş: Hayrola Hoca, ne arıyorsun? O da cevap vermiş: Yüzüğümü bodrumda düşürdüm, onu arıyorum. Komşular hayretle: Hoca efendi, hiç bodruma düşen yüzük, bahçede aranır mı, deyince Nasrettin cevabı patlatmış: Bodrum karanlık; orada arayamıyorum, o yüzden bahçede bakınıyorum. Hikâye burada biter. Mesaj çok açıktır: 1) İnsanlar, zor ama yapmaları gerekeni değil, kolaylarına geleni yaparlar, 2) Hoca aradığı yüzüğü bulamayacaktır.

***

Gelelim sekiz yıllık eğitim dayatmasındaki iki yanlışa:

Birinci yanlış: Ülke ihtiyacından çok fazla din görevlisi yetiştirecek sayıda İmam Hatip Lisesi (İHL) açmak. Bu liselerin ‘‘İslami Genel Lise'' haline gelmesine göz yummak. Sonra da bu İHL mezunları din görevlisi olmuyor, başka iş yapıyor; hatta üniversiteye gidip bambaşka uzmanlık dallarında eğitim alıyor diye şaşıp kalmak.

İkinci yanlış: İmam Hatip Liseleri, Refah Partisi'nin ‘‘arka bahçesi'' olmuştur; Refah Partisi'nin siyasi etkinliğini azaltmak için bu liselerin orta kısmını kapatmak gerek diye yola çıkıp, ‘‘kesintisiz sekiz yıl eğitim'' diye gayri iktisadi bir ucube yaratmak.

Önce ‘‘kesintisiz'' sekiz yıl eğitim ile her Türk çocuğu en az sekiz yıl okul eğitimi almalıdır kavramlarını birbirine karıştırmayalım. Zorunlu eğitim en az sekiz yıl veya daha fazla olabilir. Zorunlu eğitim beş yılda kalsın diyen pek kimse de yok zannederim. Onun için Avrupa'da veya dünyanın çeşitli ülkelerinde, ‘‘zorunlu asgari eğitim'' kaç yıl diye tablo yayınlamanın âlemi yok. Bir tablo yayınlanacaksa, bunun, kaç ülkede zorunlu sekiz yıl eğitimin kesintili, kaçında da kesintisiz verildiğini göstermesi gerekir. Tartışılması gereken esas konu ise, zorunlu sekiz yılın ve onu takip eden eğitim sürelerinin ‘‘içeriği''dir.

Sekiz yılın kesintisiz hale getirilmesi ve uygulamaya bu yıl geçilmesi kanunlaşırsa, işin siyasi yönü bir tarafa, tam bir kargaşa yaratılacaktır. İlkokul eğitimi tek öğretmen, orta eğitim ise çok öğretmenle verilir. Hemen hemen tüm orta eğitim kurumlarında, orta ve lise bir aradadır. Hatta okulun kapısında ‘‘lise'' yazar. Bunun anlamı, o okulda altı yıl ‘‘orta'' öğrenim verildiğidir. Eğer zorunlu eğitim, onbir yıla çıkacak olsaydı, o zaman da ‘‘kesintisiz'' mi olacaktı? Bugünkü durumda, kesintisiz sekiz yıl, ne ilkokula sığar ne de liseye. Lütfen saçmalamayı bırakalım.

Bundan sonra açılacak ilkokulların bir kısmı, yörenin ihtiyacına ve eğitim ekonomisinin gereklerine göre, halen olduğu gibi, sekiz yıllık olarak kurulabilir. Diğer yandan, yeteneğe dayanan sanat (bale, müzik gibi) dallara yönelen çocuklar için eğitimin en geç 12 yaşında başlaması gerek. Yabancı dile ağırlık veren okullar için de durum böyledir. Kesintisiz diye tutturup, konuyu içinden çıkılmaz hale getirmenin ve kaynak israfı yaratmanın anlamı yok.

SON SÖZ: Çözümün yarattığı sorunlar, çözülen sorundan büyük olamaz.

Yazarın Tüm Yazıları