Herkes taraftarı aldatıyor

ŞİŞİRİLMİŞ takımlarımız Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Avrupa arenasında başarılı olmalarını kimse beklemesin. Galatasaray’ın başarılı olamayacağını, zaten gördük.

Buraya kadar gelmesi bile mucize. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olacağına inanıyordum. Ancak, televizyonda Sevilla’yı izledikten sonra bu düşüncem de değişti. Fenerbahçe’nin son zamanlarda sergilediği futbolla Sevilla’yı elemesinin hayal olduğunu düşünüyorum.

"Deveye boynun neden eğri?" diye sormuşlar; "Nerem doğru ki?" diye cevaplamış. Futbolumuzun içinde bulunduğu durum da buna benziyor. Dünyanın hiçbir yerinde bizdeki başıbozukluk yok.

Örneğin; futbolda ileri gitmiş ülkelerde mali dengeleri bozuk, bütçeleri eksi bakiye veren kulüplere transfer yasağı getirilir, lisansları tescil edilmez, hatta ligden düşürülür. FIFA ve UEFA’nın normları, Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de uygulansa, Süper Ligimiz en fazla iki takım arasında oynanır. (Bu iki takımdan biri, şayet küme düşmezse Gençlerbirliği olur).

Sakın beni Avrupa hayranı filan sanmayın... Mecbur kalmasam turist olarak dahi yurt dışına çıkmam. Bu doğa ve tarihi zenginlik, bu arkadaşlık ve dostluk dünyanın hiçbir yerinde yok. Ufak tefek bahaneler uydurarak yeni vatan arayan yol-yordam bilmeyenlerden de değilim.

Karşılığı verilmiyor

Herkes, "Sporseverler maça niçin gitmiyor?" diye soruyor. Bursaspor-Galatasaray maçını heyecanla bekleyenler, programını maç saatine göre ayarlayanlar, bu karşılaşmayı televizyonlarda seyrettikleri Avrupa liglerinden bir maç ile kıyasladıklarında acaba ne düşündüler? Buna bir de ulaşım bozukluğunu, stadyum güvenliğinin olmayışını da ekleyince maça neden gitsinler?

Futbolcular aldıkları paranın karşılığını vermiyor. Teknik direktörler takımlarında kalma sürelerini uzatmanın çarelerini aramaktan başka bir iş yapmıyorlar. Futbol da bu yüzden çirkinleşiyor. Ayrıca bunlara, türlü vaatle gelen yöneticilerin iş bilmezliği ekleniyor. Doğru dürüst saç-sakal traşı olmayı bilmeyen, kravat takmayan, sosyal yaşamda hiçbir albenisi bulunmayanlar, medya ile burun buruna geldiklerinde "iki dirhem bir çekirdek" oluyorlar. Hele bir de mikrofon ve kamera karşısına geçince, bülbül gibi şakıyarak günü kurtarmaktan başka iş yapmıyorlar.

Herkes taraftarı aldatıyor. Sonunda salona, stadyuma kimse gitmiyor. Suçlu, maçlara gitmeyen seyirci değil, onları stadyumlardan uzaklaştıranlardır.

Yalanların tekzibi

GEÇEN gün televizyonda holiganları izledim. Ve içimden yaptıklarına değil, ama itiraflarına bravo demek geldi. Yıllardır tribünleri besleyenlerin söyledikleri yalanları tekzip ettiler. Bileti alanlar nasıl ve nerden aldıklarını, tüm inkarlara rağmen, mertlikle ifade ettiler. Diyeceksiniz ki, "Sen yirmi beş yıldır bu işin içinde değil miydin?" Ben de gençlik yıllarımda seyirciye yakın görünmek ve alışılmış düzene uymak durumunda oldum. Ancak 1996’dan bu yana bu tür olaylara katılmadım. Hatta bu nedenledir ki, iki yıl önce Galatasaray şampiyonluğa giderken her maçta "Ergun Gürsoy istifa" diye bağırdılar. O zaman kimse bunun nedenini araştırmadı. Hatta basının bir kısmı da "Ne zaman istifa edeceksin?" diye sordular.

Yönetenler göremiyor

GEÇEN
haftaki yazımda Galatasaray’ın ikinci yarı açılışı için geç kalmasının sakıncaları üzerinde durmuştum. Bunun sakatlıklara neden olacağını ve Galatasaray’ın futboluna olumsuz yansıyacağını da belirtmiştim.

Bursaspor-Galatasaray maçından sonra sarı kırmızılı futbolcu Servet Çetin mikrofonlara aynen, "Sezonu geç açtığımız için ikinci yarıda istediklerimizi yapamadık. Allah’tan sakatlık olmadı" dedi. Ben dahil herkesin gördüğünü Galatasaray’da futbolu yönetenlerin görememesi endişe verici...

Rahat uyu Tekin Onay

RAHAT uyu Gündüz Tekin Onay Hocam... O, futbol yaşamımda birçok konuda danıştığım, yaptığım ya da yapamadığım transferlerde bana her zaman yol gösteren kişi olarak aklımda kalacaktır. Kendisiyle zaman zaman ters düşsem de sevgi ve saygı çizgimden hiçbir zaman ayrılmadım. Türk futbolundaki yeniliklerde başrolü oynayan sevgili hocam Gündüz Tekin Onay, yaptıkları ile yeri doldurulamayanlar arasında anılacaktır. Allah rahmet eylesin.
Yazarın Tüm Yazıları