Her erkeğin ölümü babasının ölümüyle başlar

6 yaşında: Babam her şeyi biliyor.

Haberin Devamı

10 yaşında: Babam çok şey biliyor.
15 yaşında: Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında: Şu muhakkak ki babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında: Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşında: Ne de olsa babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında: Babam her şeyi biliyor.
60 yaşında: Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim...
Şimdi var mı, hâlâ satılıyor mu bilmiyorum ama “Çocuklar babaları hakkında ne düşünürler” başlıklı yandaki yazı, 80’li yıllarda en az ağlayan çocuk portresi kadar meşhurdu. Çocukken bu yaş dilimlerinde “Hakikaten böyle mi” düşüneceğim diye çok merak ederdim. Babamın da hiçbir şey bilmediğini düşünecek olmaktan çok korkardım. Evet, aynen yazıldığı gibi ilerliyor kronoloji. 35 yaşındayım “Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak” diyorum artık.
Oğlum bir yaşında. Ona bakıyorum, büyüdüğünde posta koyacağı, dalga geçeceği, utanıp benden kaçacağı günleri düşünüyorum.
Orhan Pamuk, “Her erkeğin ölümü babasının ölümüyle başlar” der. Maalesef bu söz de kelimesi kelimesine doğru. Merak etmeyin yarın babalar günü gidip babanıza sarılın, “Canım babacığım, iyi ki varsın” diyerek yazıyı bağlamayacağım.
Ne kadar da kendinizi zorlasanız olmuyor. Hiç rol yapmayın. Çocukken size yüzmeyi öğreten babanıza sarıldığınız andaki gerçekliği, o büyük coşkuyu yakalayamıyorsunuz, hayat buna izin vermiyor. Biliyorum fazlasıyla karamsar sözler bunlar. Hatta “Kendi adına konuş da diyebilirsiniz”, haklısınız.

Elleriyle yemek yiyen gurme

Haberin Devamı

Vedat Milor’un NTV’deki “Tadı Damağımda” programını ilgiyle takip ediyorum. Georgia Tech Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan, İstanbul’da Koç Üniversitesi’nde de uluslararası ilişkiler dersleri veren Milor’un uzmanlık alanı politika, ekonomi ve tabii ki yemek kültürü.
Milor, programda entelektüel bilgisini çok iyi konuşturuyor. Ama iş yemek yemeye gelince her şeyi unutuyor. Eliyle yiyor, ağzının kenarlarından yağlar akıyor, parmaklarını yalıyor vs vs...
Tabi ki bazı yemekleri elle de yiyebilirsiniz ama Milor bunu hep yapıyor. İlk başlarda böylesine entelektüel bir insanın Erol Taş misali yemeklere saldırması garibime gitmişti. Hatta doğal görünmek için rol yapıyor diye de düşünmüştüm. Ta ki son programına kadar...
Milor, deniz kenarında bir restoranda yine hoyratça yemek yerken cep telefonu denize düştü ve usta gurme hiçbir şey olmamış gibi yemeğine devam etti. Küçük bir refleks bile göstermedi. Milor’un rüyasında sürekli kuzu kapama gördüğü rivayet ediliyor. Galiba o da doğru.
Gerçek gurme olmak bu olsa gerek.

Helin Avşar haberleri

Haberin Devamı

? Helin Avşar sinemaya soyunuyor... Annesi Emral Avşar’ın vefatından sonra kendisini işe veren Helin, şu sıralar yazdığı hikâye üzerinde çalışıyor... Helin ilk sinema filminde hem oyuncu hem de hikâyenin sahibi olacak.
? Helin Avşar’ın albümü gelecek ay çıkıyor. Beş şarkılık single çalışmaları bitti. Helin “Pop tarzındaki çalışmam için imaj değişikliğine girmeyeceğim, buna ihtiyacım yok” dedi.
? Helin Avşar yeni başlayacağı moda programı için saçlarına rasta yaptırdı. Helin “Sadece moda üzerine kurulu bir program olacak. ‘Gezelim Görelim’in biraz modaya uyarlanmış hali olacak” diyor.
? Helin Avşar, Şenay Akay’ın önümüzdeki günlerde yapımcılığa başlayacağı, ‘Yerli Dallas’ olarak tanımlanan dizide rol alacak.
? Helin Avşar, “Metro” adlı korku filminde Saadet Işıl Aksoy ile başrolü paylaşacak.
Yer müsait olsa bunun gibi daha birçok haber anonsu sıralardım... Evet, Helin Avşar’da proje bitmiyor. Her ay yeni bir projeyle ilgili basına konuşuyor. Tabii bir de kabul etmediği projeler var. En son “Ezel” adlı dizide metres rolünü oynamayı reddetmiş Helin!

KİM NE DEDİ

Haberin Devamı

? Sharon Stone: “Kadınlar orgazm taklidi yapabilirler ama erkekler baştan başa sahte bir ilişki yaşayabilir.”

? “Yargıtay’da layık olduğunuz yerleri almalarınız için dua edeceğim... Lütfen beni, saltanat, ya da laiklik düşmanı bir ham yobaz, kaba softa zannetmeyin.”
(14 yaşındaki B.Ç’ye ‘cinsel tacizde bulunduğu’ gerekçesiyle yargılanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez, kendisini yargılayan hakim ve savcılara yazdığı mektupta bu övgü dolu sözlere yer verdi.)

Yazarın Tüm Yazıları