Hani horozlarımız vardı...

Bekir COŞKUN

Adı zamparaya çıkan Clinton, Saddam'ın ‘‘mahrem’’ saydığı yerlerine bakmak istiyor, Saddam ‘‘Baktırmam’’ diyor.

Zaten sorun da buradan çıkıyor.

Uydu gözetlemelerine göre Saddam'ın birçok gizli-saklı yeri var ki, buralarda füzelerini gizliyor olabilir.

Bu aşamada Saddam az çok yumuşayıp ‘‘Sekiz yerime bakabilirsin’’ dese de, Clinton razı değil. O, kara bıyıklı koca diktatörün her yerini ellemekte Israrlı.

Zamparalığın evrensel boyutudur.

*

Tüm dünya medyasında ABD'nin yeni vurucu süper silahlarının tanıtımı var. Beton delen füze mi dersiniz, gidip yakaladığı adamına göre patlayan bomba mı dersiniz...

Gerektiğinde dönüp, komutana ‘‘Evde kimse yoktu’’ diyecek kadar akıllı roketler mi dersiniz...

Bir rivayete göre yeni bir tür silah, Saddam'ın kokusunu alıp peşinden gidecek mi ne?..

Zavallı Saddam...

*

İşte bu aşamada bizim medyada ise Saddam'ın füzelerinin menzili, milimetrik rakamlarla yer almaya başladı:

‘‘Konya tehlikede...’’

‘‘Saddam, Sıvas'ı bile vurur...’’

‘‘Tokat gitti...’’

Yedi sene önce Özal'ın yarattığı korku filminin yeni versiyonu bu. İnsanların bol yiyecek stoklayıp ‘‘Saddam füzeleri geliyor’’ diye banyolara kapandıkları günlerin...

Peki, horozlarımız nerde?..

Saddam'ın zehirli gazına karşı, alarm niyetine kapıların önüne bağlanan horozlarımız.

*

Bize ne oluyor dersiniz?..

ABD istemlerine karşı duramayan devlet adamlarımızın, kamuoyu oluşturma çabalarıdır... Toplumu daha çok korkutup, kendi yüreksizliklerini o korkunun altına gizleme çabaları...

Yoksa Saddam, ABD'den korkarken, bizim de durup dururken Saddam'dan korkmamız niye?.. Yani deli de olsa, deli Yozgat'ı niye vursun?.. Diyelim ki bir gün niyetlenecek olsa dahi, koca ordumuz niye var?..

Ya da söyler misiniz;

ABD'nin dahi varlığını-yerini-vasfını bilemediği, bu yüzden ‘‘bakmak’’ istediği Saddam füzelerinin menzilini metre cinsinden bizim medya nasıl biliyor?..

Bilin bakalım.

---