Halkın malının üzerine yatıyor konuştukça batıyor

Melih Gökçek, Kemal Kılıçdaroğlu ile Star TV’deki düellosundan sonra karizmasını fena çizdirmişti.

Bu durum da onu daha hırçınlaştırmış, sağa sola lafla yaptığı yaylım ateşini fazlalaştırmıştı. Bu çıkışlarından nasibini alan son kişi ise ünlü televizyoncu Uğur Dündar’dı. "Gel mal varlıklarımızı karşılıklı açıklayalım" derken de gülünç duruma düşmüştü. Biri kamudan, diğeri özel sektörden geçimini sağlarken de elmayla armudu birbirine karıştırmıştı. Dündar, serbest piyasa koşullarında arzu ettiği parayı alabilir, vergisini ödedikten sonra da gönlünce harcayabilirdi, ama Melih Bey öyle mi? Halkın vergileriyle finanse edilen bir makama oturduktan sonra her kuruşunun hesabını vermek zorundaydı. Sakın yanlış anlamayın, ben yaptı etti demiyorum, sadece ahlaki kuralları hatırlatıyorum.

Peki, Melih Gökçek kamu haklarına saygılı bir belediye başkanı mı? İşte orası şüpheli! Zira halen mahkemesi süren davamıza da konu olan bir meseleyi "es" geçip duruyor. Keten pereye getirdiği arsayı gerçek hak sahibi olan vatandaşa bir türlü geri vermiyor. Nasıl mı? Hem kendisine hatırlatmak, hem de Başkentlilerin bilgisine tekrar sunmak için konuyu aktarayım.

Her şey, "Ankara’yı bilmem ama, bizim sokağı ihya etti" başlığıyla kaleme aldığım yazı üzerine başlamıştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bu yazıya çok öfkelenmiş ve telefonla arayıp, açmıştı ağzını, yummuştu gözünü. Kimi zaman terbiye sınırlarını aşan laflar ederken, birçok konuya kendince açıklık getirmeye çalışmıştı.

Melih Bey, büyük oğlu Ahmet Gökçek’in oturması için Oran semtinde, belki de Ankara’nın en değerli arsası sayılabilecek eski TBMM Lojmanları’nın bitişiğindeki Funda Sitesi’nden villa satın almıştı. Villa öyle orta halli, hatta oldukça varlıklı olanların bile oturacağı cinsten bir konut değildi. Tapu kaydıyla 750 Milyar TL’ye (750 bin YTL’ye) satın aldığı bu villayı hangi parayla aldığını sormuştum. Zira yaklaşık bir ay önce çıktığı iki televizyon programında gazetecilerle tartışırken "Bizim ailece öyle fazla bir paramız yok" demiş ve eşi ile çocukları dahil toplam paralarının 180 bin YTL civarında olduğunu açıklamıştı.

Aradan bir ay geçtikten sonra bu villayı 750 bin YTL’ye nasıl aldığını sormuştum ki, kavga kıyamet koptu. Bunun yanı sıra, oğlunun taşınmasını çevredeki değişikliklerden öğrendiğimizi aktarmama da bir hayli içerlemişti.

BİR BELEDİYE BAŞKANININ TERBİYE SINIRLARINI ZORLAMASI

İşte bu yazıma çok sinirlenen Melih Gökçek, telefonla arayıp yalan yazdığımı, kendisini karalama kampanyası içine girdiğimi söylemişti. Şimdi aramızda geçen telefon görüşmesinin özetini de vermek lazım ama, bir belediye başkanının terbiye sınırlarını aşan konuşmalarını sayfama taşımaya ahlaki değerlerim izin vermiyor.

Gazete sütunu, ardından telefon görüşmesiyle başlayan tartışma, Tempo Dergisi’nde yayınlanan köşe yazımla doruk noktasına ulaşmıştı. Birçok gazetedeki köşe yazarı bu yazım üzerine Melih Bey’e yüklenip, açıklama getirmesini istemişti. O sıralar Star TV’de Objektif programını sunan Kadir Çelik ise iki hafta üst üste canlı yayında bizi karşı karşıya getirmişti.

Şimdi tartışmada nelerin konuşulduğunu tümüyle sayfama taşımayacağım. Zira Melih Bey ile davamız mahkemede halen sürüyor. Yalnız benim yazıp dile getirdiğim, kendisinin ise dava konusu yapmak bir kenara, kabullenmek zorunda kaldığı bir konuyu aktaracağım. Bir belediye başkanının halka ait park alanı ile trafo alanını villasının bahçesine katmasının hikáyesini öğrenmek istiyorsanız buyurun satırları okumaya.

BU KADARINA DA PES

Bir villa düşünün, kamuya ait park alanını ve trafo merkezi için ayrılan bölümü hiç çekinmeden bahçesine ilave edebiliyor. Nasıl mı? Çankaya Belediyesi arşivlerinde bulunan Bölge Mevzii Planı’na sadık kalarak aktarayım.

Turan Güneş Bulvarı üzerindeki 81146 No’lu plan kapsamındaki Funda Sitesi, 186 adet apartman dairesi ile 17 adette bağımsız villadan oluşan bir yerleşim birimi. Gökçek, bu villalardan en şanslı konumdaki 26 676 ada, 2 parsel 1 No’lu bağımsız bölümdeki villaya sahip. Yanında koskocaman bir bahçe, önünde de alabildiğine geniş ve korunaklı park olan bina sanki cennetin göbeğinde. İşte, sorun da burada ortaya çıkıyor. Etrafı duvar ve ağaçlarla örülen bahçenin villaya ait kısmı azınlıkta kalırken, bir bölümü halkın kullanımına açılması gereken parka, bir diğer bölümü de yine kamuya ait trafo alanına ait. Yani, halka açık park ile trafo alanını kendi villasının bahçesine ekleyivermiş!

Üstelik Çankaya Belediyesi’ne ait Mevzii Plan raporunda 9 no’lu madde bu çit ve duvarlara yasaklama getirmiş. Raporda aynen şunlar yazıyor: "Konut adaları, bahçe duvarı, çit, vb. sabit tesisler yapılmamak kaydı ile parsellere ayrılabilir."

Gelelim villanın önündeki dev parka. Burası da güya halka açık 900 metre karelik bir park alanı. İçinde çocuklar için oyun alanları, kamelyalar, basket sahası var. Gel gör ki, Turan Güneş Bulvarı ile Funda Sitesi arasında kalan bu parka, site dışından giriş yok. Ya yüksek duvarlardan atlayacaksınız, ya da site nizamiyesindeki görevlileri ikna edip içeriye gireceksiniz. Madem halka açık bir park alanı, o halde bu duvarlar niye?

BU VİLLAYI GÖZÜ KAPALI MI ALDI?

Melih Gökçek
öncelikle televizyon programında "Ben villayı satın aldığımda durum böyleydi" demişti. Ben de, "Siz aldıktan sonra böyle bir duruma şahit olduysanız, halen niye görevinizi yapmıyorsunuz? Vatandaşın ve kamunun malına sahip çıkmak sizin göreviniz değil mi? Yoksa bu durum villanızdan dolayı işinize mi geliyor?" diye soru yöneltmiştim.

Melih Bey’in, villanın illegal şekilde el konulan bahçesi için verdiği, daha sonraki yanıtlar da ekran başındakileri güldürür içerikteydi. Sonuçta "Burayı satın alırken ve sen yazana kadar bu durumdan haberim yoktu. Çankaya Belediyesi gelsin parklarını alsın" diyerek teslim bayrağını çekmişti. Geçen yıl yazdığım haberleri ve Melih Bey’le Kadir Çelik’in Objektif programında tartışmaya girdiğim görüntüleri izleyenler tüm bu aktardıklarımı hatırlayacaktır.

SARF EDİLEN SÖZLER HAVADA KALDI

Aradan bir buçuk yıldan fazla süre geçmesine rağmen, vatandaş Ankara’nın en gözde yerindeki bu parklarına kavuşamadı. Üstelik villanın bahçesini çevreleyen çit şeklindeki ağaçlar daha da büyüdü ve bırakın içeri girmeyi, görmeyi bile engelledi. Ya Funda Sitesi’nin önündeki dev park alanına ne demeli? Belediyenin suladığı, yine belediyeye ait elemanların bakımını yaptığı yemyeşil alana adım atmak, site sakinleri dışında kimseye nasip olmadı. Turan Güneş Bulvarı’na komşu ve yeşil alan içinde çocuk oyun bahçesinin de bulunduğu parka tek giriş ise Funda Sitesi nizamiyesinden sürmeye devam etti.

Ancak aradan bir buçuk yılı aşkın süre geçmesine rağmen ne Melih Bey işgal ettiği yerleri halka iade etti, ne de Çankaya Belediyesi parklarına sahip çıktı.

Size bir Melih Gökçek olayını belgelerle anlattım. Villada güle güle otursunlar, hayrını görsünler! Yalnız mal varlığını açıklamaya bu park alanından başlarsa da sevinirim.

ANLAŞILAN SÖYLECEK SÖZÜ YOK!

Tüm bu olayları neden tekrar gündeme getirdiğime gelirsek. O dönemde bana karşı savunmasını hakaret dolu sözlerle süsleyerek yapmıştı. Bu yüzden de kendisine 100 bin YTL’lik hakaret davası açmıştım. Terbiye sınırlarını zorlayan bir kişinin yaptıklarını yanına kar bırakamazdım. Şu anda da davamız sürüyor. Sarf ettiği sözlerle Başkent’e yakışmayan bir belediye başkanını sık sık karşımızda görüyorduk, ama Kemal Kılıçdaroğlu düellosu bardağı taşıran son damla oldu. Herkes tartışmanın içeriğinden çok, Melih Bey’in tavırlarına kilitlenip kaldı. Hakkındaki iddiaları karşı tezlerle değil de, saldırgan sözlerle yanıtlamaya çalışan bir belediye başkanının bozuk kimyasına tanık oldu. Tekrar Belediye Başkanlığına aday olursa bu yönünü kulak arkası etmeden değerlendirmenizi yapmanızı istiyorum. Bir insan savunmasını hakaret ve küfürle yapıyorsa söyleyecek çok sözü yok demektir.

TEK BİR ŞARTLA PARAYI VERİRİM

Bu arada Başkentlilere kendi adıma bir söz vermek de istiyorum. Eğer Melih Gökçek ile aramdaki tazminat davasını kazanırsam, alacağım parayı vatandaşın hizmetine sunmak istiyorum. Gökçek Villası’nın bahçesine kattığı park alanını Çankaya Belediyesi vatandaşa kavuşturmak istiyorsa, çit yıkım ve bahçe tanzimi maliyetini bu tazminattan karşılamak istiyorum. Ancak, tek bir şartım var. Parkın adını ben koyacağım.

Ne mi olacak ismi? "İ.Meliha Parkı"

İsme bakıp da sakın yanlış anlamayın. "İ" benim ve ailemin soyadının baş harfi... "Meliha" ise rahmetli annemin ismi. Yoksa Melih Gökçek ile uzaktan yakından ilgisi yok.
Yazarın Tüm Yazıları