Avrupa dünyası askerlik ve iktisadi müdahaleden çok teatraliteyi seviyor. Carnegie Hall ve Viyana Filarmoni Orkestrası ünlü şef Valery Gergiev ile piyanist Denis Matsuev’in konserlerini iptal etmiş, hatta Gergiev’in Berlin’deki işine son verilmiş. Hayatını sanata adayan insanların sırf kimlikleri ve pasaportları dolayısıyla hem de bu meşhur sanatçıları seven birçok dinleyici olduğu halde bu muameleye tabi tutulmaları nasıl kabul edilebilir.
#Valery GergievBulgaristan’da üyelerinin çoğunu Türklerin oluşturduğu DOST Partisi, 26 Mayıs’ta yapılacak AP seçimleri için kampanyasını başlattı. Parti, Türk ve Müslümanların ‘resmi azınlık’ olarak tanınması için bir de imza kampanyası başlattı.
#DOST PartisiOsmanlı idaresi altında uzun süre kalan Karadağ'da bu yıl nisan ayında yapılan ve bir süre önce sonuçları açıklanan nüfus sayımında, çoğu Adriyatik sahilindeki Bar kentinden olmak üzere ilk kez 104 kişi kendini “Türk” olarak yazdırdı. Yüzyıllardır tarihi Bar kentinde yaşayan ve dillerini unutmayan Türkler, “Türkiye'nin son yıllarda bölgede ve dünyada artan etkisinden ilham alarak” kimliklerine sahip çıktıklarını belirtti.
Türklerin Almanya’ya “uyumsuzluğu”nun konuşulduğu ve Alman gazetelerinin biraz da “alaycı” başlıklarla bu konuyu gündeme getirdiği şu dönemde, ben de Almanya’nın Avrupa’ya olan “uyumsuzluğu”ndan söz edeyim dedim. Çünkü eğer Almanya, Avrupa’nın bazı kararlarına uyum gösterirse, sözü edilen Türklerin uyumsuzluğu diye bir şey konuşulmayacak.
Geçtiğimiz hafta, Cenevre'de biraraya gelen BM Irkçılıkla Mücadele Komisyonu Almanya'yı ırkçılıkla mücadele ve insan hakları konusunda uyardı. Komisyon, uzun süreden beri Almanya'da yaşayan başta Türkler olmak üzere yabancılara çifte vatandaşlık hakkının tanınmasını tavsiye ederken, Sonderschule'lere ağırlıklı olarak göçmen çocukların gitmesinden duyulan kaygı dile getirildi.