Gözler Şimşek’in yapacağı atamalarda

PİYASA oyuncularının gözü Hazine’den sorumlu Devlet Bakanlığı’na getirilen Mehmet Şimşek’de olacak. 60. Hükümetin programında yeralan "verimliliğe dayalı büyüme", "şeffaflık" ve "öngörülebilirlik" gibi çağdaş kavramların Şimşek’in ısrarıyla program metnine girdiğini tahmin ediyoruz.

Piyasa oyuncuları, zaman zaman partizanca tutumlara sahne olan ekonomi yönetiminin, Şimşek ile birlikte daha rasyonel bir baza oturmasını bekliyorlar. Örneğin, "Merkez Bankası Başkanı krizi" gibi, durup dururken çıkarılan bir krizin, artık yaşanmayacağı umudundalar.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan zaten bildiğimiz eski konumunda. Başbakan Yardımcılığına getirilen Nazım Ekren ise kamu atamalarında zaten etkili bir kişiydi ve atanmasını istediği kişilerin parti ve cemaat bağlantıları güçlü kişiler olduğu biliniyordu.

Şimşek’in ise uygulamalarında daha çok teknisyen kimliğini ortaya koyması, örneğin atanmasını isteyeceği kişilerde parti ya da cemaat bağlantısı aramayacağı tahmin ediliyor. Piyasaların beslediği umut, sadece atamaları da değil, tüm kararlarda akılcılığı içeriyor.

İşte bu nedenle Mehmet Şimşek’in ilgili kuruluş olarak Merkez Bankası’nda yapacağı atamalar büyük dikkat çekecek. Bir anlamda Şimşek’in "rasyonel davranışı" için test olacak.

Şimşek’in Hazine’de önemli bir değişiklik yapacağını tahmin etmiyoruz. Başta Müsteşar İbrahim Çanakçı olmak üzere, geçmiş dönemdeki başarılı performans, Hazine Müsteşarlığı’nda bir atama gereği duymayacağını gösteriyor.

Ancak Merkez Bankası’nda uzun zamandır bekleyen atamalar var. Önceki Devlet Bakanı Ali Babacan ile Başkan Durmuş Yılmaz arasındaki görüş ayrılığı nedeniyle bir Başkan Yardımcılığı ve bir Para Politikası Kurulu üyeliğine, uzun zamandır atama yapılamadığını biliyoruz. Bizce biran önce bu makamların doldurulması gerekiyor.

İşte Mehmet Şimşek’in bu atamalarda takınacağı tutumu merakla bekliyoruz. Piyasa tarafından bilinen, saygın, kişilikli, kurum içi veya dışı atamaları mı seçecek yoksa partiden gelen taleplere boyun eğip, yine Babacan gibi mi davranacak, göreceğiz.

Bu arada bizce Şimşek’in, artık Babacan’ın direttiği "Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması" görüşünü aşıp, banka yönetiminin uygun gördüğü mevcut modeli benimsemesini de bekliyoruz. Aksi takdirde Hükümet programına giren "operasyonel bağımsızlık"ın aslında Merkez Bankası’na karışma anlamına geldiği ortaya çıkmış olacak.

EKONOMİ YÖNETİMİNDE KOORDİNASYON

Şimşek’in tavırları tabi ki yakından izlenecek ama bu arada yeni ekonomi yönetiminin koordinasyon içinde çalışıp çalışmadığına da bakılacak. İşalemi her zaman olduğu gibi, kararlarda etkili olan kişiyi, zaman içinde görüp ona göre tavır alacaktır. Şimdiye kadar hükümete daha çok Maliye Bakanı Kemal Unakıtan kanalıyla seslerini, sıkıntılarını duyurma yolunu seçmişlerdi. Şimdi Nazım Ekren’in konumu ne olacak, göreceğiz..

Şimdiden Ankara Kulislerinde hangi bakanın kime yakın olduğu konuşuluyor. Daha doğrusu "Gül’ün Bakanı mı, Erdoğan’ın Bakanı mı?" diye çetele tutulduğunu söylemeliyiz.

Açıkcası, Abdullah Gül’ün parti ve hükümet üzerinde bu kadar etkili olduğunu kimse düşünmüyordu. Açıklanan Kabine bu nedenle sürpriz oldu.

Şimdi Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir çelişki yaşanıp yaşanmayacağı, alınacak kararlar ve yapılacak atamalara bunun nasıl yansıyacağı da, merakla bekleniyor.

Unakıtan’ın Başbakana yakınlığı bilinirken, Nazım Ekren’in de aynı şekilde Başbakana yakın olduğu söyleniyor. Buna karşılık Mehmet Şimşek’in Abdullah Gül’e yakın olduğu, oğlunun Londra’daki patronu olmasından yola çıkılarak da, sıkça anlatılıyor.

Şimşek’in rasyonel davranacağından yola çıkılarak, ekonomi yönetiminde uyum içinde olması bekleniyor. Ancak deneyimli Unakıtan ile Ekren arasında yaşanacaklar, hem bürokratlar hem de ekonomi kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.

Umarız ekonomi yönetimi koordinasyon içinde çalışır da ülke kazanır.
Yazarın Tüm Yazıları