Gizli yaramazlık neymiş anladım

Gizli yaramazlıklar ve çocuk yaramazlıkları nedir artık daha iyi anlamaya başlıyorum.

Çocukluğumdan hatırladığım bir şey var. Kaç yaşındaydım bilmiyorum ama banyoda kibrit yakar, sonra söndürüp perde ile kapanan küvete atardım. Orada görülmeyeceğini sanırdım. Perde var ya! Nedense insanların orada banyo yaptığını, perdeyi açıp içeri gireceklerini düşünemezdim!!!

Şimdi evin çeşitli yerlerinde değişik zamanlarda değişik sürprizlerle karşılaşıyorum.

Mesela tuvalette olduğum bir gün, bembeyaz dolabın üstüne Sinan imzalı bir tablo yapıldığını gördüm. Ne tablo ama! Tükenmez kalemle bir karalama...

Başka bir gün, duvarda kırmızı mum lekeleri. Beyefendi mum söndürmüş. Öyle bir üflemiş ki duvarlar kırmızı mum dolmuş.

Ve bardağı taşıran son damla: Sabah kalktım. Dişlerimi fırçaladım. Sonra da diş duşu yapacağım. Bu arada bu diş duşu yeni aldığımız bir alet. Şiddetle öneririm. Dişleri fırçaladıktan sonra (özellikle gece yatmadan tabii) duş yapıyorsunuz ve neler neler çıkıyor ağzınızdan. Nasıl önemli bir alet. Benimkini tam elime aldım, veeeeeee... Canım duşumun ucu kırık!!! Kopmuş!!! Yok!!!

Sinan anneannede kaldığı için evde değil.

Nasıl tepemin attığını tahmin edersiniz... Tamam, duvarı sıcak suyla mumlardan temizledik. Beyaz duvardaki tükenmez kalemleri çıkabildiği kadar çıkarttık. Ama canım duş aletim ya! Daha bir hafta bile olmadı alalı.

Aradım annemi ve Sinan’ı istedim telefona. Sordum, sen mi yaptın, başkası mı diye. Cevap vermek istemediğini söyledi. Sesi titriyordu, belli ki oydu. Kızmayacağımı söyledim. Kısık bir "evet" dedi. Telefonda konuyu uzatmanın anlamı olmadığı için ben de onu öptüm falan ve kapattık telefonu.

O uçtan kolaysa bul. Diş hekimi arkadaşlarıma kadar sordum, sonunda çareyi firmayı aramakta buldum. Neyse şimdi Sinan’ın da bir diş duşu ucu var da bizimkilere bulaşmıyor.

HATAM NERDE BİLİYORUM

Bir yandan için için gülüyorum bu olanlara. Kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışmasının sonuçları bunlar. Başka bir deyişle, gelişiminin bir parçası. Yanlış olanlar göze batıyor. Doğrular da arada kaynıyor sanırım. Ne var ki her an evin herhangi bir yerinde acı ya da tatlı bir sürprizle karşılaşmak mümkün olabiliyor.

Fakat daha da ilginç noktalar var. Mesela annemle babamın evinde bir oyun anlayışı geliştirmiş Sinan. Dedesinin eşyalarını saklıyor. Tıraş köpüklerini, malzemelerini... Ya da dolu parfüm şişesiyle boş olanın yerini değiştiriyor. Dedesi de sabah kalkıp işine bakacağı zaman ortalığın birbirine girmiş olduğunu görüp bağırıyor. Ama pek eğleniyor benimki bu şekilde. Fakat bu oyunu bizim evde kimseyle oynamıyor. Bu öbür evin raconu!!!

Bazen arkadaşlarının annelerinden saklama oyunları duyuyorum. Çocuklar evde bir şeyleri saklıyor, sonra da bulamayabiliyorlarmış. Hayda!.. Bütün evi talan et şimdi. Gerçekten de unutabiliyorlar. Bir keresinde Sinan Noel Baba çikolatasını saklamıştı. Ağlayarak yanıma gelip "Anneee, çikolatamı nereye sakladığımı unuttum!" dedi. Neyse ki kolay bir yere koymuş da hemen bulduk. Yoksa yanmıştık vallahi.

Yine de Amerikan filmlerindeki müthiş yaratıcı çocuk gelişmeleri yok hayatımızda. Hani akıllıca bir yorum yaparlar, olgun bir anlayışla kabullenirler, zekice sorarlar, hatta öyle bir laf ederler ki hayatınız kökten değişir!!! Bizim muhabbetler çoğunlukla geyik bazlı devam ediyor.

Tabii ben benim deve boyluyu ebatına bakarak adam sayıyorum. Sanırım hatam buradan kaynaklanıyor.

Bir an için büyük bir an sonra bebek

Zaman mı çabuk geçiyor, çocuklar mı çabuk büyüyor? Bazen bir büyük gibi davranarak, sonra bebek gibi ağlayarak sizi şaşırtıyor mu? Her ne kadar seneye okula da başlayacak olsa, altı yaşındaki bir çocuk hálá oyun çocuğu.

* OYUN KURUCU: Oyun oynamak onun için çok önemli. Bu yüzden de oyunlarda aktif rol almayı çok sever. Arkadaşlarıyla oyun kurmak, her zaman çok başarılı sonuçlar vermese de onun için önemli. Yaşıtlarıyla ortak oyunlar kurar, oyun oynarken kurallar koyar. Arkadaşları önemlidir. Hatta onları değerlendirmeye başlar. Fikir farklılıklarının olabileceğini anlarlar. Bu yüzden arkadaşlarıyla aynı fikirde olmasa da onlara karşı anlayışlı olması gerektiğini öğretmeye başlayabilirsiniz.

* REKABET ARTIYOR: Her ne kadar arkadaşlarıyla oynamayı severler dedikse de, yaşayacağınız gerçek bir sorun daha var: Rekabet. Rekabet duygusu saldırganlığı da bazen beraberinde getirebilir. Ama bu da gelişimlerinin bir parçası. Zamanla, hatta okul başlayınca dengeye oturacak. Tabii, hırslı çocuklar hırslı olmaya devam ederler, o başka...

* OKULA HAZIRLAYIN: Bu dönemde çocuğu okula hazırlamak önemli. Daha önce bir eğitim kurumuna başlamışsa, işiniz kolay. Ama ilk defa okula gidecekse şimdiden hazırlamaya başlamanız, bir sene sonra işinizin daha kolay olmasını sağlar.

* HEVESİNİ KIRMAYIN: Bu yaşta motor kabiliyetleri geliştikçe ve çevrelerini tanımaya başladıkça farklı zihinsel yetenekler kazanırlar. Dünya görüşlerinin hálá bizlerden çok farklı olduğunu unutmamanız gerek tabii. Çünkü birçok şeyi merak ettikleri ve anlamaya çalıştıkları bu yaşta onlara nasıl davranıldığı da çok önemli. Anlattığınız bir şeyi hemen anlamadığında onu azarlar ya da kırıcı laflar kullanırsanız yeni bilgi edinmek için hevesini iyice kırabilirsiniz.

* YİNE BİR KRİZ: Altı yaş aynı zamanda bağımsızlık savaşı demektir. Bu yüzden yine bir kriz dönemi olarak tanımlanabilir. "Hep sizin dediğiniz mi olacak, ben böyle istiyorum" gibi cümleleri sık sık duymanız olası. Yeni adetler çıkarabilir. Mesela banyo yapmak istemeyebilir. Gece sizin yanınızda yatmaya kalkabilir. Sabırlı ve anlayışlı olmanız gerek. Bu konularda ona alternatifler sunmanız önemli. Her şeye hayır diyemeyeceğiniz gibi, evet de dememelisiniz. Ama unutmayın; ne olursa olsun, çocuklar karar veren ve dinlemek zorunda oldukları birilerinin olmasından hoşlanırlar.

* HAYAT VE CİNSELLİK SORULARI: Bu yaş çocukları ihtiyarlık, ölüm gibi konulara ilgi gösterebilirler. Bunun yanı sıra cinsellikle ilgili sorularda da artış başlar. Bu soruların bazılarını cevaplandırırken zorlanmazsınız ama bazıları gerçekten zor olur.

* ELEŞTİRİYE GELEMEZ: Altı yaş çocuklarının ruh halleri oynaktır. Eleştirilmekten de hiç hoşlanmazlar. Yanlış yapmak onları çok rahatsız eder. Beraber çalışmalar yaptığınızda bir şeyi beceremezlerse sinirlenebilirler.

* HER ŞEY 15 DAKİKA İÇİN: Altı yaşında mum boyayla iyi boyar ancak yazma ve kesmede zorlanabilir. Harfleri tanıyabilir, ama harfleri yazarken ters yönden gidebilir. 100’e kadar hatta daha fazla sayabilir. Şekil, zaman, renk, sayı gibi kavramları daha iyi anlar. Her ne kadar değişik şeylere ilgi gösterseler de dikkat süresi 15 dakika!

* EV İŞLERİNDE YARDIMCI: Basit ev işlerini de yüklenebilirler. Onlara ev içinde ya da mutfakta küçük görevler verebilirsiniz.

* YABANCILARA DİKKAT: Bu yaştaki çocuklara tanımadıkları kişilerle konuşmamalarını, arabalarına binmemelerini, onlarla bir yere gitmemelerini ya da onların elinden yiyecek veya herhangi bir şey almamalarını öğretmelisiniz.

ANNEMİN KÖŞESİ

Şarkıdaki anne ve kızı

Son günlerde devamlı dilime bir şarkı takılıyor. Bunun da sebebi, şarkının bir reklamda kullanılması sanırım. Ama ne zaman bir şeye sinirlensem ve kendi kendimi sakinleştirmek durumunda kalsam bu şarkıyı mırıldandığımı fark ediyorum: Che Sera Sera... Sözleri şöyle: Küçük bir kızken anneme sordum; büyüdüğüm zaman güzel olacak mıyım, zengin olacak mıyım? Ve bana şöyle cevap verdi; olacak olan olur, geleceği göremeyiz gibilerinden. Hayatta annemle böyle bir diyaloğum olmadı. Annem bana böyle laflar etmedi, zaten ben de ona böyle abuk sorular sormadım. Peki niye sürekli bu şarkıya takılıp dururum senelerden beri? Sanırım her kızın kafasının bir yerinde bu şarkıdaki ana-kız muhabbeti takılıp kalmıştır. Oysa ben Cher’in oynadığı Mermaids filmindeki ana-kız ilişkisine hastaydım. Bağımsız, çatlak bir anne ve buna karşın rahibe olmak isteyen kızı... İnatlaşır gibi değil mi...

Annelere en güzel mesajlar

Sana, Anneler Günü için bugün başlayacak ve 16 Nisan sona erecek bir kampanya başlatıyor. Kampanyanın sloganı "Anneciğim ’Sana’ en güzel mesajım." Sana, dört hafta boyunca; İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Konya, Antalya, Denizli, Bursa, Çanakkale, Gaziantep, İzmit ve Adana’da gerçekleştirilecek market içi aktivitelerle, çocukların annelerine iletmek istedikleri en güzel mesajları toplayacak. Toplanan mesajlar mayısın ikinci haftası www.sana.com.tr sitesinde yayınlanacak. Ayrıca tüm mesajlar arasından yapılacak çekilişle belirlenecek 1000 mesaj, Anneler Günü hediyesi olarak reklam panolarını süsleyecek.

Sabah ısmarla öğlen gelsin

Biberon Mağazaları, 0-4 yaş arasındaki bebekleriyle birlikte evden çıkamayan anneler için bir uygulama başlattı. www.biberon.com.tr adresinden saat 13.00’e kadar verilen siparişler, İstanbul Anadolu yakasında aynı gün içinde adrese teslim ediliyor. Biberon’da kapıda nakit ödeme seçeneği de var. Anadolu yakası dışındaki alışverişler 75 YTL üzerinde olduğunda kargo ücreti ödemiyorsunuz.
Yazarın Tüm Yazıları