Gecenin yıldız kraliçesi

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Hollanda gezisinin zirve noktası Kraliçe Beatrix’in önceki akşam Burgelzaar Kraliyet Sarayı’nda verdiği akşam yemeğiydi.

Haberin Devamı

Ancak bu davetin yıldızı Kraliçe Beatrix değil, Türk resmi heyetinin üyesi Türk-Hollanda çifte vatandaşı 2002 Dünya Güzellik Kraliçesi Azra Akın’dı.

KRALİYET YEMEĞİNDEN FOTOĞRAFLAR

Azra Akın’ın geceye bu kadar kuvvetli bir şekilde damgasını vurmasına yol açan, Hollanda kraliyet protokolünün İngiltere’deki Buckingham Sarayı protokolüne kıyasla işleri biraz gevşek tutması oldu. Örneğin Gül’ün geçen kasım ayındaki Londra ziyaretinde Buckingham Sarayı’nda fotoğraf çektirmek yasaktı, Türk davetliler cep telefonlarını fraklarının cebinden çıkardıkları anda protokol görevlilerinin uyarısına muhatap oluyordu.

KRALİÇE AZRA’YA FRAKLI KUŞATMA

Oysa Hollanda Kraliyet Sarayı’nda kurallar çok daha esnek. Bu nasıl bir duruma mı yol açtı? Bunun için Azra Akın beyaz tuvaleti ile ziyafet öncesinde bekleme bölümüne girdiğinde yaşanan tabloyu anlatalım. Türk konukların büyük bir bölümü hemen cep telefonlarını çıkararak Azra Akın’la fotoğraf çektirmek için kuyruğa girdi. Güzellik kraliçesiyle fotoğraf çektirenler arasında bakanlar, milletvekilleri, işadamları, gazeteciler (bu satırların yazarı dahil) ve aynı zamanda heyet üyelerinin eşleri de vardı.

Haberin Devamı

Gecenin bu bölümü Azra Akın ve çevresini kuşatan fraklı adam görüntüleri içinde bir kraliyet davetinden çok Hollywood’dakilere benzer bir film galasını çağrıştırdı. Azra Akın’ın fotoğraf çektirme talepleri karşısında hiç kimseyi kırmaması, her seferinde güleryüzlülüğünden ve tevazusundan hiçbir şey kaybetmeden konuklarla birlikte poz vermesi bu bölümün bir hayli uzamasına yol açtı.

VAN HOOIJDONK ŞİKEDE YORUMSUZ

Saray protokolü, yemeğe Türk iş dünyasından çok sınırlı bir grubu davet etmişti. Bu grup içinde Rifat Hisarcıklıoğlu (TOBB), Murat Yalçıntaş (İTO), Hüsnü Özyeğin (FİBA), Ferit Şahenk (Doğuş), Osman Okyay (Kale), Aldo Kaslowski (TÜSİAD), Pınar Abay (ING Bank) Salim Erdem (Merit Grup/Moonen) yer aldı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken de frakıyla saray protokolünde yerini alan bir isimdi.
Geceye katılan Türk konuklar arasında bir başka renkli isim, sinema oyuncusu ve siyasi aktivist Zeynep Mansur’du. Mansur, dün akşam Gül’ün ziyareti dolayısıyla konser veren Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nı yöneten ünlü orkestra şefi Cem Mansur’la birlikte gelmişti.
Gecenin bir başka ilginç konuğu Fenerbahçe’nin eski futbolcularından Pierre van Hooijdonk’tu. Hollandalı futbolcu, özellikle Fenerbahçeli konukların büyük ilgisiyle karşılaştı. Hooijdonk, kendisiyle ayaküstü sohbetimizde de Galatasaray’ın play-off şampiyonluğuna kesin gözle baktığını saklamadı. Şike davası konusunda “yakından izlediğini” belirtip, “Bekleyip görmek gerekir” demekle yetinmesi, bunun dışında bir yoruma girmekten kaçınması dikkat çekiciydi. Hooijdonk, önümüzdeki dönemde televizyon yorumculuğunu düşündüğünü de belirtti.

Haberin Devamı


CAMİ AVLUSUNDAKİ BAYRAMLAŞMA GİBİ
Ziyafetin başlamasından önce konuklar bir odada Kraliçe Beatrix, Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrünnisa Gül ve hanedan mensuplarının ellerini sıkıp ardından ziyafetin verildiği salona geçti. Bu fasılda odaya gelen her konuğun ismi kapıda Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü Levent Şahinkaya tarafından salona yüksek sesle okunuyor ve ardından konuk Kraliçe’ye doğru hamle yapıyordu.
Konukları kabul bölümünde Kraliçe ve Gül ailesi ile birlikte Hanedan’dan Veliaht Prens William Alexander, Arjantinli eşi Prenses Maxima, Kraliçe’nin kız kardeşi Prenses Margriet ve kocası Pieter van Vollenhoven vardı.
Burada ilginç bir not, Prenses Margriet’in kolundan rahatsızlığı nedeniyle elinin sıkılmayacağının önceden konuklara söylenmesiydi. Prensesle tokalaşma sözlü oldu.

Haberin Devamı

Ardından, Hollandalılara özgü bir protokol uygulaması yapıldı. Kraliçe’nin huzuruna önce Türk konuklar alınmıştı. Huzurdan ayrılan Türk konuklardan koridorda yan yana dizilmeleri rica edildi. Türklerin ardından huzura Hollandalı konuklar alındı ve onlar Kraliçe ve Gül’ün yanından ayrıldıklarında kendilerini bekleyen Türk konuklarla tek tek el sıkışıp kendilerini tanıttılar. Böylelikle konukların birbirlerini tanıması sağlanmış oldu. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş bu durumu “Bu da bizim cami avlusundaki bayramlaşmalara benzedi” esprisiyle karşıladı. Ancak bu selamlaşma faslı çok uzayınca yemeğin gecikmemesi için yapılan bir uyarıyla cümbür cemaat ziyafet salonuna geçildi.
Ve ardından 1650’lerde Amsterdam’da belediye sarayı olarak inşa edilen, 19’uncu yüzyılda kraliyet sarayına dönüşen binanın mermer zeminli ana salonuna geçildi. Yemek, bir basketbol sahası büyüklüğünde, çok yüksek tavanları olan ve tepede eski Yunan tanrılarını andıran dev heykellerin konuklara baktığı bu salonda verildi.

Haberin Devamı

GARSON, KRALİÇE’NİN ÖNÜNDE BAYILINCA

Salonda her şey tarihi yaşatacak, çağrıştıracak bir şekilde planlanmıştı. Hizmet veren garsonlar dizkapaklarında biten pantolonları, sırmalı lacivert kuyruklu ceketleriyle bu tarihi dekoru tamamlıyordu. Ancak çok uzun süre ayakta bekleyen bir garsonun, Gül nutuk atarken hemen önünde bayılıp düşmesi gecenin tek tatsız olayıydı denilebilir.
İlk yemek konuşmasını Kraliçe yaptı ve Türkiye’nin “büyük tarihi”nden ve “bugün bölgede ve dünyada oynadığı önemli rol”den övgüyle söz etti, “Ülkeniz türbülanslı bir bölgede bir istikrar faktörüdür ve pek çokları için örnek alınan bir ilham kaynağıdır” diye konuştu.

YAYLI ÇALGILARLA İSTİKLAL MARŞI

Haberin Devamı

Kraliçe’nin sözlerini tamamlamasıyla birlikte İstiklal Marşı bir çello, bir viyola ve iki kemandan oluşan bir yaylı çalgılar kuarteti tarafından etkileyici bir şekilde icra edildi. Standart icrası bir tarafa bırakılırsa, bugüne dek dinlediklerim içindeki en değişik ve en çarpıcı İstiklal Marşı düzenlemesiydi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuşması ilişkilerin 400. yıldönümüne dönük mesajlarla örülüydü. Gül’ün Hollanda’nın “dünyaya açıklığını” vurgularken, Spinoza ve Erasmus gibi ünlü Hollandalı filozoflara atıf yapması, ardından Hollanda’nın Türkiye’nin AB tam üyeliğine verdiği desteği bu felsefe geleneği bağlamında değerlendirmesi konuşmasının derinlik içeren bir bölümüydü.
Ve tabii laleler de konuşmanın önemli bir temasıydı. Sıkça lale çiçeğinin Hollanda ile birlikte anılmasına karşılık, Gül, lalenin Osmanlılar tarafından Hollanda’ya hediye edildiğini söyledi.

ÖKÜZ KUYRUĞU VE ISTAKOZ SALATASI

Mönüye gelince... Başlangıç olarak ıstakoz salatası, ardından sebze parçacıklarıyla öküz kuyruğu konsome, kuzu mantarlı Afrika tavuğu (guinea fowl) filetosu sarma; kremalı patates püresi eşliğinde ve tatlı olarak da siyah ve sütlü çikolatalı mus ve kahve...
Beyaz şarap olarak Fransız “Pulinghy Montrachet Premier Crus Louis Lator 2005”, kırmızı şarap olarak Bordeux bölgesinden “Chateau Leoville Poyferre Saint Julien 1995” ikram edildi. Şampanya olarak yine Fransız “Bollinger Special Cuvee Brut” verildi.

AZRA AKIN NE DEDİ

Hollanda’da öğretmenlik yapan Afyon Emirdağlı Ayda Hanım ile Uşaklı inşaat mühendisi Nazım Bey’in Hollanda doğumlu kızı Azra Akın önceki gece hakkında ne hissediyordu?
Azra Akın, dün bu soruma oldukça kitabi bir yanıt verdi: “Sayın Kraliçe’nin vermiş olduğu yemek daveti hislerimi kelimelere dökmekte zorlandığım çok özel bir geceydi.”

Yeleksiz frak giyen köşe yazarı/images/100/0x0/55ea2257f018fbb8f86d530f

ÖNCEKİ akşamki yemeğin en çok konuşulan konularından biri, erkek konukların fraklı olmasıydı. Cumhurbaşkanlığı protokolü, davetlilere frak zorunluluğunu son anda cuma günü bildirince özellikle İstanbul’dan katılan konukların çoğu frak kiralamak üzere soluğu Harbiye’deki Levon Kordonciyan’da almıştı. Ama kiralamak yerine doğrudan satın alanlar da vardı. Bunlardan biri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’di. Sarar’dan satın aldığı frak üstüne tam oturmuştu. Bu durum fraklı BDP Van Milletvekili Nazmi Gür’ün “Gecenin en yakışıklı Kürt’ü sizsiniz” diye takılmasına da yol açtı. Geçen kasımda Kraliçe Elizabeth’in Gül için Buckingham Sarayı’nda verdiği yemek sırasında yaşanan frak giymenin kritik detayları ile ilgili tartışmalardan sonra bu kez frak geleneği galiba Türk heyet üyelerinde daha bir yerli yerine oturmuştu. Ancak yine de bazı davetlilerde beyaz kemerin beyaz yeleğin altında çok belirgin göründüğü durumlar oldu. Bu arada Vatan gazetesinden Okay Gönensin gibi fraka beyaz yelek giymeden farklı bir konseptle yaklaşan köşe yazarları da vardı.


 

Yazarın Tüm Yazıları