Forma ve marka

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Kocasının kaçamaklarını bir şirket yöneticisinin soğukkanlılığı ile idare eden Hillary Clinton zaman zaman ilginç saptamalar yapıyor.

Aşağıdaki satırları Bayan Clinton'un iş adamlarının çoğunlukta olduğu bir toplantıda yaptığı konuşmadan aldım.

Şöyle diyordu:

‘Toplumsal sonuçları son derece tehlikeli olacak bir tüketim kültürü yaratmakla meşgulüz. Bu kültür giderek kapitalizmi ve sivil toplumu tehdit eder hale geliyor.

Amerikalı çocuklar ve gençler, anlık materialist zevklerin kıskacı içindeler. Bu, toplumun dokusunu tehdit ediyor’.

Kapitalizmin nihai amacı ‘çok tüketmek’ olduğuna göre, kırk sekiz danışmanın konuşma metinlerini hazırladığı Hillary Clinton'un bu sözleriyle kapitalizmi yargıladığı düşünülemez.

O zaman, tehlike nedir, tehdit nedir?

Sorunun yanıtının daha çok sosyolojik olduğunu düşünüyorum. Ve de son günlerde Türkiye'deki bazı özel okul öğrencileri arasında yaptığım gözlemleri Hillary Clinton'un ‘tüketim kültürü giderek kapitalizmi ve sivil toplumu mayınlıyor’ sözleriyle birleştirip bizdeki fotografı anlamaya çalışıyorum.

Amerikan'ın First Lady'sini rahatsız eden tüketim kültürü, üçüncü dünyaya yansıyınca ortaya önce büyük bir arsızlık patlaması çıkıyor.

Üretmeden tüketen bir toplumun şiddetli arsızlığı. Marka ile ayrıcalık yaratma çabası...

Ve de son tahlilde başarısı.

Sekiz yıllık eğitimle pusulasını şaşıran Türkiye'deki yabancı okulların öğrencileri bu gözlemleri yapmak için son derece ilginç ipuçları veriyor.

İstisnaları tabii ki var. Bu fırtınaya tutulmayacak kadar kişilik sahibi olanlar tabii ki mevcut.

Ama onlar parmakla gösteriliyor.

Bilindiği gibi her özel okulun bilmem kaç milyonluk forması var...Bunlar sene başında alınıyor.

Ama bütün bu okullara devam eden öğrencilerin ortalama yüz milyon değerinde bir ikinci formaları daha bulunuyor.

Tüketim kultüründe ayrıcalık simgesi sayılan tek tip giyim. Tek tip çaput, sonuçta bir başka paralel forma.

Aynı botlar (markası malum), aynı marka çoraplar (mutlaka raptiyeli), göğsünde aynı işaret olan malum gömlekler (bizim bazı bakanlar da o işarete pek düşkündür), aynı parkamsı ceketler...

Okulun resmi forması artı dolar bazında hesaplanan bir ikinci forma daha. Sosyal statü sembolü. Belli mekanlara girmek için kimlik kartı.

Nereden bakılsa bir memurun dört misli maaşı değerindeki tek tip giyim yaratıcılığı!

Türkiye'de sözüm ona Batı'ya açılan pencerelerin kültürel anlamda Batı'yı yakalamadaki önkoşulları bunlar. Forma giyer gibi marka giymek.

Gözlemlerimi yaptığım ortamlarda soruyorum tek tip giysiyle ayrıcalık kazandıklarını sanan lise öğrencilerine ‘Avrupa Birliği’nin kaç üyesi var', diye.

Sekiz, on, on iki...

Nedense, aralarında doğru sayıyı kafadan sallayayıp tutturan bile yok.

Yeni yetme zengin çocuklarının muasır medeniyeti yakalamada tuttukları yol bu. ‘Bugünkü gençler harika’ söylemi var ya...Doğrudur, bugünkü gençler harika, ama adresleri çok başka yerlerde.

Çok başta ortamlarda.

Ama yüz milyona tek tip marka giyip tek tip gülenler arasında kesinlikle değil













Yazarın Tüm Yazıları