Ferai Tınç: Utanç

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Taipei

Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) Tayvan'daki Dünya Kongresi'nde ‘Özgür Basın Öncüleri 1999’ ödülü Etiyopyalı gazetecilere verildi.

Kongre boyunca yüzündeki ıstırap ifadesi bir an bile silinmeyen Etiyopya Özgür Basın Gazetecileri Örgütü Başkanı Kifle Mulat kürsüye çağrıldığında kendini tutamadı.

Ağladı...

1991'de Derg rejiminin yıkılmasıyla basın özgürlüğü yasaları çıkmış ve Etiyopyalı gazeteciler engellenmeden görevlerini yapabileceklerini düşünmüşlerdi. ‘Özgür Basın Gazetecileri Derneği’ işte bu tarihten sonra kuruldu.

Kısa bir süre sonra hiçbir şeyin değişmediğini anladılar.

93-98 yılları arasında 200 gazeteci tutuklandı, 31 gazeteci ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Yoksul ülkenin yoksul gazetecileri ağır para cezalarına çarptırıldılar, işkence gördüler, öldürüldüler.

Kifle Mulat, özgür düşüncenin kaynağı olan doğru bilgiye ulaşmak ve aktarmak için yaşamlarını ortaya koyan Etiyopyalı gazeteciler adına ‘Özgür Basın Öncüleri’ ödülünü alırken ağladı.

Gözyaşları, beyaz cellabesiyle zıtlaşan kapkara yanaklarından süzüldü.

Mikrofona yaklaştı ve çıt çıkmadan onu dinleyen salona seslendi:

‘‘Hem üzgünüm, hem de utanıyorum!’’

* * *

HEM meslektaşım hem de 20 yıllık arkadaşım Oral Çalışlar'ın, Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay ile Kürt meselesi konusunda röportaj yaptığı için hapis cezasına çarptırıldığını Tayvan'ın başkenti Taipei'de, IPI Kongresi'nde öğrendim.

On yıl önce demokrasiye ilk adımlarını atan Tayvan'ın Cumhurbaşkanı Lee Teng-Huı'nin, ‘‘Basın tarihi, insanlığın demokrasi ve özgürlük mücadelesi tarihidir. Biz inanıyoruz ki, basın özgürlüğü olduğu zaman insanlar bilgiye ulaşacak ve onu kullanabilecektir. O zaman vatandaşlar fikirlerini özgürce ifade edebilecek ve akılcı politikalar oluşturabilecektir. Basın özgürlüğü olmadan demokrasi olamaz’’ sözleriyle açtığı kongre sırasında geldi haber.

O salonda sadece Etiyopyalı Kifle Mulat değildi üzülen.

Hem de utanan.

* * *

ULUSLARARASI Basın Enstitüsü'nün 48'inci Genel Kurulu'nda dört karar tasarısı kabul edildi.

Bunlardan biri de Türkiye ile ilgiliydi. IPI'ın 98'de yaptığı araştırmaya göre, 32 ülkede 139 gazeteci meslekleri ile ilgili suç iddiaları nedeniyle hapiste bulunuyordu.

Bu durumun ‘Dünya medyasının yönetici ve editörleri tarafından kuvvetle kınandığı’ vurgulanan kararda, hapisteki gazetecilerin koşulsuz ve derhal serbest bırakılmaları istendi ve ‘‘Demokrasilerde haber ve düşüncelerin barışçı yollardan yayılmalarının cezası hapis olamaz’’ dendi.

Düşüncenin ve haberlerin büyük bir özgürlük ortamında hızla yayıldığı İnternet'li dünyada, gazetecilerini cezaevine tıkan 32 ülkelik kara listenin başında hangi ülkenin adı vardı biliyor musunuz:

Türkiye.

Ve liste şöyle devam ediyordu:

Çin, Etiyopya, Suriye, Nepal, Burma, Kongo, Küba, Kuveyt, Sierre Leone, Vietnam, Yemen, Gabon, Tacikistan, Benin, Yugoslavya, Tunus, Sudan, Cezayir, Irak, Azerbaycan, Mısır, İran, Özbekistan, Lübnan, Libya, Pakistan, Rusya, Somalya, Ukrayna, Togo.

Uluslararası Basın Enstitüsü'nün kongresinde Oral Çalışlar'ın hapis cezasına çarptırıldığı haberi gelince ben de üzüldüm.

Gazetecilerini hapseden ülkeler listesiyle de utandım. Hem de çok.



Yazarın Tüm Yazıları