Ferai Tınç: Onlar mahvetti

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Beş yıl önce gazetede çalışırken telefon çaldı, danışmadaki arkadaşlar arıyorlardı. ‘‘Bir bey geldi sizinle görüşmek istiyor.’’

‘‘Kim acaba?’’

‘‘Kosova Cumhurbaşkanı olduğunu söylüyor.’’

İbrahim Rugova ile o gün tanıştım.

Boynunda atkısı, siyah uzun paltosu ile yüzyılın başındaki Rus devrimcilere benziyordu.

Türkiye'ye gelmişti ve destek istiyordu.

O sıralarda Kosova sorunu Türkiye'nin gündeminde değildi. Gazeteleri ziyaret edip Türk kamuoyunun dikkatini çekmek istiyordu.

Aramızda şöyle bir konuşma geçmişti, ‘‘Sırbistan'da bağımsızlık istiyorsunuz, Türkiye'de de beş milyondan fazla Arnavut asıllı kişinin yaşadığını söylüyorsunuz. Yıllar sonra burada da aynı taleple ortaya çıkmayacağınız ne malum?’’ Beni rahatlatıcı bir cevap düşündü ve sonunda şu yanıtı verdi:

‘‘Tabii Türkiye'de bağımsızlık, otonomi gibi bir şey söz konusu değil, ama Arnavutça eğitim talebinde bulunuruz. Bu demokratik bir hak!’’

* * *

ÜÇ yıl önce Rugova ile bu kez Priştine'de karşılaştım. ‘‘Biz Sırbistan ile Arnavutluk arasında tarafsız bir Arnavut Cumhuriyeti olmak istiyoruz’’ diyordu.

O sıralarda daha bağımsızlıktan vazgeçmemişti, çünkü ABD ve Avrupa'dan gelen mesajlar ters yönde değildi. Bunu açıkladı da.

‘‘Avrupa ve ABD şiddete başvurmadan vereceğimiz bağımsızlık mücadelesinin arkasında olacak.''

Üç yıl önce esas sorun bağımsızlık mücadelesinde şiddete başvurulup başvurulmayacağı sorunuydu.

O günlerde Prizren'de tanıştığım Arnavut gençler ise artık sabırlarının kalmadığını söylüyor ve ‘‘silahlı mücadeleye hazırlanıyoruz’’ diyorlardı. Silahları nereden buluyorsunuz soruma ise ‘‘İran’’ yanıtını veriyorlardı.

* * *

AVRUPA ve ABD Kosova Arnavutlarına da Sırbistan Yönetimi'ne de sürekli farklı mesajlar verdi.

Kosova'nın bağımsızlığına başta yeşil ışık yakan Batı, sonra ABD'nin karar değiştirmesi ile çok geniş bir otonomi planını tartışmaya açtı. Rugova'yı bağımsızlıktan otonomiyi savunma noktasına çektiler ve kitle üzerindeki desteğini yitirmesine yol açtılar.

Sonra da onu yalnız bıraktılar. Önce muhatap kabul edilmeyen Kurtuluş Ordusu'nu Paris'te taraflar arasına kattılar.

Türkiye de Kosova konusunda net bir poziyon izlemedi.

Bugün uçakları ile NATO operasyonuna katılan Türkiye'nin Büyükelçisi bir buçuk yıl önce Kosova'ya yaptığı ziyarette, Türkiye'nin Sırbistan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne verdiği önemden söz ediyordu.

Operasyon sürerken bile farklı mesajlar devam ediyor. Yok ittifakta çatlak, yok askerler ile siyasiler arasında görüş ayrılığı...

Bu yağmurlu bayram günü, Belgrad'da, Karadağ'da, Novi Sad ve Kosova'da tanıştığım insanları anımsıyorum.

Onların kaderiyle oynayanlara isyan ediyorum.



Yazarın Tüm Yazıları