Fatih Altaylı: Hadi kızım İran'a

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Merve Kavakçı'nın durumu çok ilginç. Önce Fazilet'in milletvekili adayı oluyor, sonra dönüyor Amerika'ya yemin edip Amerikalı oluyor.

Bu kadar mı olur!

Merve Kavakçı büyük ihtimalle üçkáğıda geldi.

ABD vatandaşlık başvurusu sırada bekleyen Merve Kavakçı'nın Türkiye'de milletvekili adayı olduğunu öğrenince, Kavakçı'yı sınamak istedi ve ‘‘Gel kızım sıran geldi. Vatandaşlık yemini et al pasaportunu’’ dedi.

Amerika büyük bir olasılıkla Merve Kavakçı'nın, ‘‘Ben milletvekili adayıyım. Gelmeyeceğim’’ diyeceğini düşünüyordu.

Çünkü aklı başında biri böyle yapardı.

Ama Merve Kavakçı öyle yapmadı.

Koştu Amerika'ya, etti yemini ve Amerikan vatandaşı oldu.

Çünkü hayalinde hep Amerikalı olmak vardı.

Amerikan vatandaşlığına bu son dakika geçişini büyük ihtimalle Fazilet yönetiminden, hatta Erbakan amcasından bile sakladı.

Kendince uyanıklık yapıyor, hem YSK'yı, hem parti yönetimini kandırıyordu.

Yemin etse başı ağrımazdı. Adaylık başvurusunu yaparken Türk vatandaşıydı.

Milletvekili seçilirken Amerikan vatandaşı olmuş olacaktı ama kim nereden bilecekti ki.

Ancak doğru kuluna yardım eden Allah, eğri kulunun da ayağını dolandırır.

Merve'ye öyle oldu.

Şimdi Amerikan vatandaşlığından da atılırsa iyi olacak.

Kala kala çok sevdiği ve onu çok seven İran vatandaşlığı kalacak.

Gitsin Tahran'a canı çektiği gibi yaşasın.

Yarın öbür gün İran da insani bir yönetime geçerse, oradan da Afganistan'a geçer.

Benim adayım Akbulut

Meclis Başkanlığı için pek çok aday var. Seçim büyük ihtimalle ilk turda sonuçlanmayacak.

Her parti kendi adayını gösterirken, DSP ile MHP arasında ilk anlaşmazlık Meclis Başkanlığı konusunda çıktı.

Oysa Meclis'te bu işi bir partiler arası kişilik kavgasına dönüştürmeden çözme olanağı var.

ANAP'ın adayı Yıldırım Akbulut, tecrübeli, başbakanlık yapmış, pırıl pırıl bir isim.

ANAP'lı olmasına, Özal döneminde bakanlık, başbakanlık yapmış olmasına rağmen adında en küçük bir leke yok.

Tertemiz bir milletvekili.

Nasıl ki, geçen dönem en az milletvekiline sahip parti olan CHP'nin bir milletvekili Meclis başkanı olduysa, bu kez de ANAP'ın adayı Akbulut olabilir.

Hiç değilse boş yere bir gerginlik de yaşanmamış, DSP ile MHP'nin arası açılmamış olur.

Kızını döv, dizini değil

Kavakçı'nın babası, ‘‘Cumhurbaşkanı kızımı çağırsın nasihat etsin’’ diyor.

Daha neler.

Cumhurbaşkanı'nın görev tanımında, yaramaz çocuklara nasihatte bulunur, vatan hainlerini yola döndürmeye çalışır gibi şeyler var da bizim mi haberimiz yok!

Daha da vahimi, yarın öbür gün bir veli çıkıp, ‘‘Cumhurbaşkanım benim oğlum ders çalışmıyor. Şunu bir korkutsanız da ders çalışsa’’ dese ne olacak?

Ya Sirmen, ya Doğan

CHP Kurultay'a doğru ilerliyor. Genel başkan adayları henüz netleşmedi.

İl başkanlarının Baykal'ın aday olmasını istediği söyleniyor.

Laf.

Baykal döneminin il başkanları benim adaylığımı isteyecek değil ya! CHP'nin genel merkez yönetiminden bir kişi bile bu durumda aday olma hakkına sihip değil bence.

Çünkü CHP geçen dönemde siyaset üretemedi.

Bunun sorumluluğu isimlere bakmaksızın genel merkezin.

Buna karşın CHP'nin yerel yönetimlerde büyük başarısı var.

Genel seçimlerde aldığı oyun iki mislini yerel seçimlerde alan bir partinin gerçek dinamizmin nerede olduğunu görmesi gerek.

Bu yüzden de bu dönem CHP Genel Başkanlığı için en uygun adaylar geçen dönemlerin başarılı yerel yöneticileri.

Yani partiye rağmen seçilmeyi başaran isimler.

Bunlar da çok değil.

Benim bildiğim bir Sefa Sirmen var, bir de Celal Doğan.

Biri Kocaeli, diğeri Gaziantep Belediye Başkanı.

Biri Türkiye'nin en yüksek milli gelire sahip ilinin başkanı.

Ve ilinin bu performansında imzası var. Ufku olan, hem siyaset, hem hizmet üretebilen biri.

Diğeri ise Gaziantep'i kalkındıran, Güneydoğu'da farklı bir yere oturtan isim.

Ben bu ikisinin yarışmasının partiye fayda sağlayacağını umuyorum.

Seçilenin partiyi yeniden yapılandırması kaydıyla.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Kendi ulusuna düşman olanlara aydın demediğimiz zaman.



Yazarın Tüm Yazıları