Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Erdoğan'ın güven sorunu

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'la görüşen New York Times muhabiri Deborah Sontag, ilk izlenimini ‘‘İmkán olsa, halının üzerine uzanıp hemen orada uyumayı tercih edecekmiş gibi görünüyor’’ diye aktarıyor.

Biz de 5 Mayıs günkü yazımızda, Erdoğan'la görüşen bir arkadaşının kendisini ‘‘yorgun, uykusuz ve bitkin’’ bulduğunu aktarmıştık.

Anlaşılıyor ki, Başbakan'ın odasından çıkan pek çok kişi yanından bu izlenimle ayrılıyor.

Erdoğan'ın zaman zaman uykusuz günler geçirdiği gerçek. Ancak, çoğu zaman evinden saat 11.00'de çıktığı düşünüldüğünde sorunun kaynağını başka bir yerde arama gereği ortaya çıkıyor.

İŞ YÜKÜ AĞIR

Bunun muhtelif nedenleri var.

Bu nedenlerden biri, devlet tecrübesi hiç bulunmayan Erdoğan'ın Başbakanlık makam odasına girmesiyle birlikte kendisini oldukça ağır bir iş yükünün altında bulması.

Nitekim, New York Times muhabiri de Erdoğan'ın belediye başkanlığında başarılı olmasına karşılık, ulusal düzeydeki başbakanlık görevinde zorlandığını belirtiyor.

Sorunun, bir başka yönü de Erdoğan'ın kafasının bir hayli karışık olması. Buna, çevresiyle ve sistemle yaşadığı güven sorunu da eklenmeli.

Türkleri ‘‘Zenci Türkler’’ ve ‘‘Beyaz Türkler’’ diye ikiye ayıran Erdoğan, kendisini Zenci Türkler arasına koyuyor.

Geçmişiyle en büyük bağı da bu ayrımda buluyor. Ona benzemek için solaryum altında kararmış olanlara bile, ‘‘anadan doğma zenci değil’’ diyerek güvenmiyor; hatta reddiyor.

DAĞDAKİ KOYUNU DA

SORUYOR

Başbakanlık makamını geçmişte hep Beyaz Türkler'in egemenlik alanında bir mekán olarak gören Erdoğan, ‘‘Beyaz Türkler’’e açık vermemek kaygısıyla yönetim anlayışını bile değiştiriyor.

Belediye başkanlığı döneminde de kendisini yakından izleyen bir siyasi gözlemci, bu değişimi şöyle aktarıyor:

‘‘Görev verdiklerine güvenen, onlara inisiyatif tanıyan, onların her işine karışmayan; ama denetleyen Başkan Erdoğan gitti, Türkiye'nin herhangi bir dağındaki koyunun durumunu bile bilmek isteyen, her ayrıntıyla ilgilenen, bütün yetkileri elinde toplayan bir Başbakan Erdoğan geldi.’’

Bu durum Erdoğan'ı hem yoruyor, hem de iş yapamaz duruma düşürüyor.

Ankara'da kaygıyı taşıyan çevreler hiç de az değil.

Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı'ndan askere, bürokrasiden medyaya kadar geniş bir yelpazeye güvenmediğini her fırsatta dile getirdiği de bu kesimlerce iyi biliniyor.

DİNLENME KUŞKUSU

Erdoğan'
ın bu güvensizliği öyle bir noktaya varmış durumda ki, dinlendiğinden çekindiği izlenimi veren davranışlar sergiliyor.

Örneğin, ayrıntıya girmeden belirtmeliyiz ki, bazı konuklarıyla fısıltıyla veya vücut diliyle konuşmayı yeğliyor.

Bu davranışa muhatap olanlar bir noktada şaşkınlık geçiriyor.

Erdoğan'ın böyle bir kuşkusu olabileceğini kabulleniyorlar. Ama bir Başbakan'ın, bunun gerçek olup olmadığını ortaya çıkarabilecek denetim mekanizmalarını harekete geçirme gücü bulunduğunu da biliyorlar.

Oysa Başbakan, bu noktada da, ‘‘Bunu kime yaptırabilirim ki?’’ güvensizliği içinde görüntüsü veriyor.
Yazarın Tüm Yazıları