Erdal Sağlam: Yeni döviz girişi lazım

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

GEÇTİĞİMİZ hafta, asıl gösterge olan, Hazine káğıtlarındaki faiz oranları yükseldi. 2 yıl vadeli son tahvil ihalesinde yıllık bileşik faiz yüzde 46.13 oldu.

Aynı káğıdın faizi ocakta 45.44, şubatta 43.97, martta 47.11, nisanda 43.30 idi. Yani son aya kıyasla yaklaşık 3 puanlık bir artış kaydedildi.

Şimdi ekonomi yönetimi, faizlerdeki bu artışın nedenlerini tartışıyor.

Daha önce birlik yasasının zamanında çıkarılmaması, bu yüzden Dünya Bankası kredisinin tehlikeye girme olasılığı piyasaları tedirgin etmişti. Ancak Hazine, ihale sabahı birlik yasa tasarısının komisyonda görüşüleceğini, Dünya Bankası için bunun yeterli olduğunu açıkladı. Böylece ihaleye yansıması muhtemel belirsizlik, sabah saatlerinde ortadan kaldırıldı. Peki, faiz neden yükseldi?

Piyasalarda son günlerde yaşanan tedirginliğin en büyük nedeni olarak son çıkarılan açık pozisyon tebliği gösteriliyor. Merkez Bankası yüzde 20'lik net genel pozisyon oranı aşıldığı zaman uyguladığı yüzde 8'lik cezayı yüzde 100'e çıkardı. Yani aşan açık pozisyonu tümüyle kendisine alacak.

İşte bu düzenlemenin sonuçları görülmeye başlıyor. Aslında bu tebliğ döviz girişinin yüksek olduğu bir döneme denk gelseydi, bu kadar etkisi olmazdı. Ancak son dönemde döviz girişinin durması, etkinin büyümesine yol açtı.

Kısacası; ülkeye bir süredir döviz girişi yok, buna karşılık açık pozisyon kapatma telaşıyla döviz talebi yani bir çıkış olacak. Peki bu düzenleme şart mı?

BELİRSİZLİĞİN BEDELİ

Evet. Şarttı ve işin tuhafı bankalar da bu düzenlemeyi, bu konuda IMF'yle mutabık kalındığını, niyet mektubuna yazıldığını biliyorlardı. Şart, çünkü Merkez Bankası 2001 yılı 1 Temmuz'unda, bir bant içinde de olsa, başlayacağı kur serbestisine şimdiden hazırlık yapmalı. Merkez Bankası üstüne üstlük şimdiye kadar bankaların cezaya girmemek için, başka isimler altında sakladıkları açık pozisyonların da üzerine gitme konusunda kararlı.

İşte bu noktada da neden döviz girişinin durduğuna bakmak gerek. Belki durmadı ama son günlerde öyle bir hava yaratıldı.

Bu havanın yaratılmasında en büyük etkenlerden biri, 3. GSM satışı oldu. Yaklaşık 3 milyar dolar geleceği ihalede ortaya çıkınca, piyasalar bunu satın aldı. Ancak son günlerde Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün kimi hedef aldığı açık olmayan tehditlerini ardı ardına izleyen piyasalar, ‘‘Herhalde bir aksaklık var, bu döviz gelmeyecek’’ diye endişe duymaya başladılar. Daha önce bu girişi satın aldıkları için de, bunu şimdi fiyatlara yansıtmaya başladılar.

Bu arada Hazine'nin geçtiğimiz hafta kesinleştirilmesini beklediği, asgari 600 milyon dolarlık dış borç da gerçekleşmedi. Uluslararası piyasada, FED'in kararı beklendiği için ortaya çıkan belirsizlik nedeniyle dış borçlanma yapılmadı. Ancak şimdi içerde yaratılan belirsizliğin faturasını ödemeye başladık.

Bu nedenle, bir an önce bu belirsizliklerin giderilmesi gerekiyor. Bakan Öksüz'ün ne demek istediğini bir an önce açıklaması, Hazine'nin biraz pahalı da olsa, hemen dış borçlanma yapması gerekiyor. Ki döviz durumu dengelenebilsin.

Faiz artışında ‘‘tebliğin geri alınması’’ tehdidi seziliyor ama durum da açık.

Aksi halde bankalar, yüksek açık pozisyonlarına güvenerek, yüzde 42-45'le içeride topladıkları paraları, artık yüzde 35'lerle Hazine'ye borç vermeyecekler.

Yazarın Tüm Yazıları