Ercan Kumcu: Başarı, Türk Lirası'na itibar kazandırmaktan geçmektedir






Ercan KUMCU
Haberin Devamı

Eski programın uygulanmaya konulmasıyla ‘‘geriye dönülemeyecek bir yola girdiğimizi’’ savunmuştuk. Geriye dönülmesinin sonucunun bir felaket olacağını herkes biliyordu, tahmin edebiliyordu.

Geriye dönüldü. Sonuç da beklenen gibi oldu. Milli gelirimiz 200 milyar dolardan bu yıl 150 milyar dolar civarına gerileyecek. Maliyet yaklaşık 50 milyar dolar oldu.

Uygulamaya konulan yeni program için de aynı şey söylenebilir. Bir kez daha geri dönülemeyecek bir yola girdik denebilir. Artık, böyle bir yola girmenin geri dönülmeyeceği anlamına gelmiyor. Geri dönülebilir. Dönüldüğünde bir 50 milyar dolar daha kaybedebiliriz. Umarız, bu gerçek iyi anlaşılmıştır.

MALİ SİSTEM

Yeni program, eski programın terk edilmesinden doğan hasarların giderilmesine yöneliktir. Enflasyon yükselme eğilimindedir. Enflasyonun da tırmanmasıyla birtakım yapısal sorunlarımızın çözümü bir ölçüde kolaylaşacaktır.

Ekonomik istikrar için, yani enflasyonla mücadele için bir başka programı devreye sokmak zorundayız. Bu programının 2002 yılı sonundan önce devreye girmesi mümkün görünmemektedir.

Bu aşamaya gelene kadar yeni programda başarılması gereken önemli konular var. İlk olarak, niyet mektubunda sıralanan yapısal reformların geciktirilmeden tamamlanması gerekiyor. 2002 yılı sonuna gelindiğinde bankacılık sektörünün acil sorunlarının çözümlenmiş ve sektörün şeffaflığının sağlanmış olması bekleniyor.

Bu dönem içinde, Türk Lirası talebinin canlandırılması programın en önemli hedeflerinden biri olmalıdır. Rafa kaldırdığımız istikrar programı bunu başaramamıştı. Bu program başarmak zorunda. Başaramazsa, program da başarısız olacaktır.

İstikrar programının uygulanmasından bu yana TL cinsinden mali sistem reel olarak küçülmektedir. Küçülen mali sistem içinde döviz mevduatlarının payı giderek artmakta, TL cinsinden mali sistem daha da hızlı küçülmektedir. Bu eğilimin tersine çevrilmesi zorunludur. Mali sistemin yaklaşık yarısı döviz cinsindendir.

Bu şartlar değişmedikçe ‘‘serbest dalgalanmaya’’ bırakılan kurların istikrar içinde seyretme olasılığı azdır. Dolayısıyla, devlet borçlarının sorunsuz bir biçimde servis edilebilmesi için gerekli faizlerin makul seviyelerde oluşturulabilmesi de zor görünmektedir.

BAŞARI

Sorunun çözümü, TL cinsinden yatırımların faiz dışı araçlarla özendirilmesinden geçmektedir. Döviz üzerinden yapılan yatırımların da cazibesinin azaltılması konunun bir başka boyutudur. Bu çerçevede, devletin birtakım TL borçlarını döviz borcu ile takas etmek istemesinin makro ekonomik mantığını anlamak mümkün değildir.

Çözümleri yanlış yerde arıyoruz. Geçen yıl faizlerin hızla beklenen enflasyon seviyesinin altına düşmesini bir başarı olarak görmüştük. Sonuçlarını şimdi ağır bir biçimde ödüyoruz. Bu programda da TL yatırımlarını özendirmekten kaçınırsak, elde edilecek sonuçlar hiç de sevimli olmayacaktır. Başarı, reel anlamda TL cinsinden mali sistemi büyütmekten geçmektedir.

Yazarın Tüm Yazıları