Enis Berberoğlu: Göçe karşı İtalyan konutu

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

DİYARBAKIR

Azrail bu kez arkadan saldırdı... Seyyar satıcının arkası caddeye açılan daracık sokağa dönüktü... Üstünden geçen otomobilden kaçamadı, yere saçılan taraklar, aynalar, tornavidalar o an sahipsiz kaldı... Kentin en iyi tencere yemeğini çıkaran lokantanın yaşlı sahibi satıcıyı ezince daha da afalladı, fren yerine gaza saldırdı... Dört kurban daha, al gözüm seyreyle.

Elimizdeki külahta yüz gram sarı leblebi, ambulanstan önce yetişen polislerle dertleşirken sokak ekonomisinin boşluk tanımadığını gördük.

Az önce üstünden otomobil geçen tezgáhın yerini hemen başka bir işportacı aldı...

* * *

Diyarbakır'daki işportacılar en çok sur dibini sever...

Köy minibüsleri sura komşu durur, yolcu indirir, bindirir. Tarihi Nebi Camii'nin avlusu cemaatin uğrak yeridir.

Sanki surlar ve dibindeki tezgáhlar ezelden beri oradaydı gibi gelir insana... Oysa Diyarbakır bu surların dışına taşalı çok oldu... Kentin HADEP'li Belediye Başkanı Feridun Çelik, Diyarbakır'ı hak ettiği yeni ölçeğe taşımayı hedefliyor:

‘‘Uydu kentlerle, yeni yerleşim alanlarıyla daha büyük bir Diyarbakır düşlüyoruz. Eski kenti kurtaracağız, çarpık mimariyi elden geldiğince düzelteceğiz.’’

* * *

33 yaşındaki avukat Feridun Çelik, Abdullah Öcalan Kenya'da yakalandığı gece Diyarbakır'da gözaltına alınan bin kişinin arasındaydı.

Feridun Çelik ancak 22 Şubat günü serbest kaldı, adaylık başvurusunu tamamlayarak seçim takvimini kılpayı yakaladı. Şimdi koltuğunda yüzde 62.5 oyun verdiği güvenle oturuyor. Ama bu kadar geniş desteğin yarattığı sorumluluğun da farkında. Gelir bütçesi delik Ankara'dan diğer illere olduğu gibi Diyarbakır'a da kuruş gelmiyor. Belediye yine de maaş ve ücretleri geciktirmeden ödemeyi becerebiliyor.

* * *

HADEP seçim kampanyası sırasında Diyarbakır sakininin, ‘‘Kazansanız da merkezi hükümetten yardım alamayıp başarısız olursunuz’’ endişesini yenmeye çalıştı. Sık sık gündeme gelen, ‘‘Ankara'dan yardım almasak bile Avrupa'dan para gelir’’ propagandası anlaşılan seçmeni ikna etmeye yeterli oldu. Avrupa'nın vaatlerinin ilk somut örneğini, makamında ziyaret ettiğimiz Feridun Çelik'ten dinliyoruz:

‘‘İtalya'dan davet aldım. Diyarbakır'da 40 bin konut inşa etmek istiyorlar. 1.5 milyar dolarlık bir fon kullanacaklar. Hazine kefaleti bile gerekmiyor. Sadece Belediye'nin garantisini yeterli görüyorlar.’’

Bu devirde 1.5 milyar doları devlet kefaleti olmadan kim kime verir ki? Anlaşılan Avrupa, giderek yükselen göç dalgasına ‘‘yerinde çözüm’’ aramaya niyetli.

* * *

Diyarbakır'daki yerel idare ile merkezin temsilcileri en hafif deyimiyle ‘‘dargın’’. Belediye Başkanı devlet protokolünden randevu alırken zorlanıyor, iadei ziyaret sanki kasıtlı olarak gecikiyor. Hemen söyleyelim, eğer mesele vatandaşa hizmetse bu iki başlılık yanlıştır. Unutmayın ki Diyarbakır'daki uyum sadece Türkiye değil dünyaya mesaj olur.



Yazarın Tüm Yazıları