Enis Berberoğlu: Fazilet, yitik oyları yanlış yerde arıyor

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Yerel seçimlerde gücünü koruyan ancak genel seçimde üçüncü parti konumuna gerileyen Fazilet, galiba yitik oyları yanlış yerde arıyor... Muhafazakár tabanın Fazilet'i yeterince cesur görmediği için cezalandırdığı yönündeki yorumlara uygun davranıyor.

Oysa İstanbul Pendik'te belediye oylarını, partinin yedi puan üstüne çıkararak başkan seçilen Erol Kaya'nın tabandaki tespiti son derece yerinde... Kaya, genel seçim sonuçlarını iki gerekçeyle izahı yeğliyor:

1) Apo'nun yakalanması genel seçim sonuçlarını etkiledi.

2) Refah'ın kapatılması ve yerini Fazilet'in alması sürecinde yeni örgütlerin kurulması çok zaman aldı. Öyle ki, örneğin Pendik'te başkan ve ilçe teşkilatı ancak son on günde birlikte çalışabildi.

* * *

Ne var ki Fazilet tabanında etkili olduğunu sandığımız bazı yayın organlarında farklı gerekçeler ön plana çıkıyor.

Cemaatin kanaat liderlerine göre:

1) Fazilet, ulusal onur saldırı altındayken, (örneğin Apo'nun İtalya'da devlet başkanı gibi ağırlanması sırasında) sesini yükseltemedi.

2) Yine İslami kimliğe dönük baskılarda, mesela türban eylemlerinde yeterince cesur siyasi çıkışlar yapamadı...

İslami yayınlardaki hákim yorum tek cümleyle özetlenirse, ‘‘Seçmen ürkekliği (Fazilet) cezalandırdı, erkekliğe (MHP) prim verdi...’’

Gerçekten öyle mi?

Fazilet tabanında geçerli kurları yakından izleyen ‘‘uzman gazeteci’’ olmaktan çok uzağız. Ancak bu ‘‘ürkeklik ve erkeklik’’ tezinin testi fazla zor değil... Çünkü farkındaysanız, sandıktan iki türbanlı milletvekili çıktı... Bir tanesi Faziletli, diğeri MHP'li...

Eğer İslami yayınlardaki yorumlar doğru olsaydı... Meclis'teki yemin töreninde Fazilet milletvekilinin türbanını çıkarması, MHP'li hanım milletvekilinin türbanına dokundurmaması gerekirdi...

Oysa her iki hanımın açıkmalarından ortaya çıkan, tam tersi bir eğilim...

MHP'li hanım ‘‘Meclis içtüzüğüne uyacağını’’ açıklıyor, en azından meseleyi büyütmeme yönünde tavır sergiliyor... Faziletli hanım milletvekili türbanı asla çıkarmama kararını, ‘‘meydan okuma’’ üslubuyla ortaya koyuyor.

İki parti arasındaki politika farkı da belli... MHP, türbanı kesinlikle bireysel çıkış olarak kabul etmiyor, parti disiplini çerçevesinde ele alıyor. Oysa Fazilet yönetimi, geçen Meclis'teki Şevki Yılmaz hadisesinde olduğu gibi bu kez de ‘‘Parti meselesi yapmayız’’ diyerek türbanlı milletvekilinin sistemle hesaplaşmasına seyirci kalıyor.

* * *

Haydi diyelim ki, bu yazdıklarımız tamamen saçma, ‘‘ürkeklik-erkeklik’’ yorumları doğru... Kavga Fazilet'e yarayacak mı?

DYP, ANAP ve CHP'nin durumu ortada...

Seçmen kesinlikle ‘‘negatif’’ ve hırçın politikayı reddetti, tercihini ‘‘pozitif’’ mesajlar içeren yapıcı politikadan yana kullandı.

O yüzden Fazilet'in yine sistem ve kurumlarıyla kavga çıkarmak yerine, yerel seçimlerde onaylanan güçlü ve uzlaşmacı çizgisini ön plana çıkarması gelecek seçimler açısından daha akılcı politika sayılmaz mı?

Bürokratlar üzüldü

DÜN bu köşede çıkan özelleştirme yorumunda, MHP'nin satılacak kuruluşların yönetimine atanan bürokratların kavuştukları lojman ve makam aracı gibi bazı avantajlar yüzünden özelleştirmeyi geciktirebileği kuşkusuna yer verildi. Bu yazı anlaşılan özelleştirme bürokrasisini çok üzdü. Arayanlar öncelikle iki noktaya dikkat çekti:

1) Turgut Özal döneminde KİT yönetim kurullarında gözlenen padişahlık son yıllarda kesinlikle yok... Lojman ve makam aracını bir yana bırakın yönetim kurulu maaşları 62 milyon liraya indi.

2) Bürokratların yönetim kurulu üyeliği, çok sayıda yolsuzluğu önledi.

Bürokrasinin bu haklı hassasiyetini aktarmak istedik.



Yazarın Tüm Yazıları