Enflasyon nasıl düşmedi?..

Bekir COŞKUN

Neyse ki Mesut Yılmaz'ın ‘‘Enflasyonu bu sene istediğimiz seviyeye düşürmemiz mümkün değildir’’ şeklindeki açıklaması gerçekçi...

Artık seneye düşer, olmadı bir dahaki seneye düşer...

Geç olsun, temiz olsun...

Artık ne zaman ‘‘Bir halt üretmeden, sağa-sola para savurarak ve zam yaparak enflasyonun düşmeyeceğini’’ öğrenirlerse...

Doğrusunu isterseniz enflasyonu düşüremeyeceklerini kamuoyu zaten biliyordu, yeni farkına varan Başbakan...

Bir de kimi medya...

Ki -Güneş Taner'i şişirip şişirip sunan- bazı gazeteci arkadaşlarımız yine Başbakan'a da israrlı:

‘‘Düşürürsünüz...’’

Mesut Yılmaz ağızlığına bir sigara daha takarken itiraz ediyor:

‘‘Düşüremeyiz...’’

‘‘Düşürürsünüz, düşürürsünüz...’’

‘‘Yav düşmez...’’

‘‘O zaman biraz düşürürsünüz...’’

*

Bana kalırsa Mesut Yılmaz, partisinin en kilolu iki adamını, Güneş Taner ile Işın Çelebi'yi enflasyon canavarının karşısına çıkartmakla üzerine düşeni yaptı sayılır...

Nitekim Güneş Taner'in gazetecileri etrafına toplayıp ‘‘Enflasyonu tuttuğum gibi yatırırım...’’ diyerek işe başladığını hiçbir zaman unutmamalıyız...

Ne çare iki şu an enflasyon üsttedir...

Bizimki altta...

En altta ise yoksul kitleler...

*

Sokaktaki insanların, emeklilerin, küçük memurların, işçilerin, az gelirlilerin, alın teri ile kazananların gözünde bir ara parıldayan umut ışıkları yeniden söndü...

O sadece bir umuttu...

Her iktidar değişikliğinde bir ara duyulan, sonra silinip giden, yerini kırık-dökük duygulara bırakan bir umut...

Biraz da haksız bir umut...

Çünkü bunlardan; kendi eserleri olan bu kap-kaç ekonomisini düzeltmelerini beklemek, hak üzerine kurulu bir ekonomi yaratmalarını ummak haksızlık olur...

Bunlar için kutsal olan sermayedir...

Ne alın teri, ne emek, ne yoksulların umudu...

Nitekim yine tüm tercihlerini sermayeden yana kullandılar ve enflasyon düşeceğine çıktı...

Bu kadar...

---