En büyük KİT: TBMM

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Atatürk'ün kurduğu Meclis'in bir gün bu durumlara düşeceğini hiç kimse düşünemezdi. 1920 yılında, bundan 78 yıl önce kurulan ilk Meclis, sobayla ısıtılırdı. Milletvekili sıraları Ankara'nın köhne okullarından getirilmişti.

Milletvekili lojmanları yoktu. Halkın seçtiği insanlar, okul yatakhanelerinde yatıp kalkarlardı.

78 yıl boyunca elbette ki pek çok şey değişecek ve iyiye gidecekti. 1998 yılına geldiğimizde Meclis binasının sobayla ısıtılmasını, saygıdeğer milletvekillerimizin okullardan getirilen sıralarda oturmalarını ya da yatakhanelerde yatmalarını elbette bekleyemezdik.

Her alanda olduğu gibi, Meclis'te de iyiye gidecektik...

Ve gittik!

Ama giderken, işin dozunu iyice kaçırdık.

***

Bugün dikkat ediniz, ‘‘Meclis'e saygı’’ kavramına halkın arasında rastlamanız mümkün değildir.

Demokrasiye, parlamentoya saygı duyuyoruz. Onlara sahip çıkıyoruz ama hayatın içinden baktığımızda, Meclis'e maalesef saygı duyamıyoruz...

Çünkü Meclis toplumun gerisinde kalmış, kendi bünyesi içinde bir KİT olmuş durumda.

Ne arayanı var, ne hesap soranı! Ankara'nın göbeğinde bir dev giderek büyümüş, aşırı beslenme nedeniyle bazı uzuvları acayip olmuş, ülkenin kaynaklarını vantuz gibi emen bir yaratığa dönüşmüş.

Kimin eli kimin cebinde? Belli değil!

Önüne gelen bir şey koparıyor. Koparılan her şeyin maliyeti çok büyük. Milletin vekili olarak oraya gelen şahıslar, nalıncı keseri gibi, her şeyi kendilerine yontuyorlar.

Maaş zamları, kıyak emeklilikler...

Bugün bir kez milletvekili seçildiğiniz takdirde, bütün yaşamınız garanti altındadır. Aldığınız yüz milyonlarca maaşın ötesinde, size inanılmaz kıyak emeklilik durumları sağlanmıştır.

Şu anda boşta gezen nice eski milletvekili var ki, eline ayda 300 küsur milyon lira emekli maaşı geçiyor. Var mı Türkiye'de bunun benzeri bir başka emeklilik avantası?

Adam genel başkanının gözüne girmiş, seçilmiş... Ve dört yıl boyunca Meclis'te göbek büyütmüş. Başka hiçbir şey yapmamış.

Bir dönem milletvekilliğinin ödülü, 300 küsur milyonluk emekli maaşı! İnsaf!

Lojman olayına hiç girmiyorum.

***

Meclis'in neresine el atsanız rezalet fışkırıyor. Meclis'te görev yapan her personelin eline, diğer kamu kuruluşlarına oranla daha çok para geçer. Torpilini bulup Meclis'e kapağı atan herkes ‘‘Yaşadık’’ diye bağırır.

Bu Meclis'te bir milletvekiline yaklaşık 10 personel düştüğünü bilir misiniz?

Çalışanların yüzde 90'ı torpillidir. Başkan veya milletvekillerinin adamıdır. Meclis'e torpilsiz girmek asla mümkün değildir.

Meclis, devlet içinde ayrı bir devlettir.

Ülkenin parasını vantuz gibi emen kuruluşların başında gelir.

***

Bir kez milletvekili seçilmek, Türkiye'de en büyük ayrıcalıktır. Bir daha sırtınız yere gelmez.

Sağlık sorununuz, ölünceye kadar bedavadır. Meclis bütçesinden karşılanır. Burada büyük soygun vardır. İstanbul'un en lüks hastaneleri, emekli ve muvazzaf milletvekillerimiz için oteldir. Otele para vermek yerine o hastanelerde yatarlar! Raporları (!) arkalarından Meclis'e gönderilir.

Meclis'te yemek içmek adeta bedavadır.

500 bin lirayı bastıran, birinci sınıf Meclis lokantasında karnını tıka basa doyurur.

Lokanta her gün tıklım tıklım doludur.

Ama buna karşın, Meclis'in bir yeri sürekli bomboştur.

Kütüphane!

Meclis Kütüphanesi, Türkiye'nin en görkemli ve Milli Kütüphane'den sonra en zengin kütüphanesidir. Ama gidin görün, orası sürekli boştur. Kütüphaneyi kullanan milletvekili sayısı, 550 kelle arasında iki elin parmaklarını geçmez.

Bir Meclis, kendi saygınlığını kendi yaratır. Davranışlarıyla, çalışmalarıyla topluma önder olur. Yol gösterir, milleti temsil eder, sorunlara çözüm arar.

Denetim görevini yapar.

Bakın bakalım bizimkine, hangisini yeterince yapıyor?

***

Biz bunlardan da vazgeçtik! Şimdi sadece genel kurul salonunun yenilenmesi için harcanan 38 milyon dolar paradan ve bu ihaleden fışkıran pisliklerden söz ediyoruz.

Eşe dosta ve torpilli firmalara milletin parası hortumlanmış, eski koltuklar bile dolarla sökülmüş!

Kendi içinde bunca dümen dönen, devletin ve milletin parasını böylesine savurganca harcayan bir Meclis, ülkenin hangi sorununa nasıl çözüm bulacak?

Hiç olur mu? Sizin aklınız alıyor mu?

Ama bakmayın siz şu birkaç günden beri koparılan tantanaya! Birkaç gün sonra bunu da unutacağız ve yine yapanın yanına kâr kalacak!

Hey gidi günler hey!.. Atatürk'ün Meclis'inden bugünkü Meclis'e!.. Nereden nereye!..

Çok hızlı gitmişiz galiba!

BASA'NIN AÇIKLAMASI

Meclis eski Genel Sekreteri Necdet Basa'ya dünkü yazımda sormuştum:

‘‘Siz de Mesa'dan ev aldınız mı, Mesa'ya ev yaptırdınız mı?’’

Yanıt dün geldi:

‘‘Hayır, Mesa'dan kendim veya yakınlarım adına ev almadım, Mesa'ya ev yaptırmadım. Kaldı ki, bu göreve başlarken ve bitirirken, mal beyanımı devlete verdim.’’

Gösterdiği duyarlılık için Basa'ya çok teşekkür ediyorum.



Yazarın Tüm Yazıları