Emin Çölaşan: Deprem uzmanları

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Son deprem felaketi bize bir şey öğretti. Türkiye dünyanın en gelişmiş, en uygar ülkelerinden biri!..

Çünkü bu afeti yaşamadan önce, bu kadar deprem uzmanına sahip olduğumuzu vallahi bilmezdik. Değil bilmek, aklımızdan bile geçirmezdik.

Deprem uzmanı deyip geçmeyin. Dünyada ender bulunan kimselerdir bunlar. Yaygın bir meslek değildir. Fakat bizde maşallah, fazlasıyla varmış da haberimiz yokmuş.

Gün geçmedi ki gazetelerde, özel televizyon kanallarında bunlardan biri karşımıza çıkıp nutuk atmasın, ahkám kesmesin:

‘‘Fay hattı kırıldı...’’

‘‘Yok, kırılmadı...’’

‘‘Yakında şiddetli bir deprem olacak ve İstanbul yıkılacak...’’

‘‘Hiç olur mu, esas deprem başka yerden vuracak...’’

‘‘Bu gece evimde uyuyacağım...’’

‘‘Ben bir hafta çadırda yatacağım...’’

‘‘Yarından itibaren sakın evinize girmeyin. Pişman olursunuz...’’

‘‘Bu fay hattı Marmara'dan geçiyor...’’

‘‘Hayır, İstanbul üzerinden Tekirdağ'a karayoluyla ulaşıyor...’’

‘‘Yunan depremi bizimkinin devamı...’’

‘‘Yok efendim, o bağımsız bir deprem. Bizimle ilgisi yok. Tayvan depremi bizimkinin devamı olabilir...’’

***

Piyasaya neredeyse yüzlerce deprem uzmanı çıktı. Hepsi konuştu. Sonra bunlar aralarında kapışmaya, birbirlerini cahillikle ve deprem işinden anlamamakla suçladılar!

Anlı şanlı medya kuruluşlarımızın her biri, kendi deprem uzmanını seçti:

‘‘En güvenilir uzman açıklıyor...’’

Sonra onun sözleri. Ertesi gün bir başka medya kuruluşunun en güvenilir uzmanı ortaya çıkıp diğerini yalanlıyor.

Bu durumda olan bize oldu.

Acaba İstanbul yakında yerle bir olacak mı, yoksa olmayacak mı? Bu fay nereden geçiyor? Kırıldı mı, kırılmadı mı?

Bir sürü kimse deprem uzmanı olarak ortalıkta dolandı, bize yol gösterdi, görüş bildirdi, ancak hemen ardından başka uzmanlar çıkıp diğerlerini yalandı.

Bilemedik ki aralarında ‘‘en hakiki uzman’’ kimdir, hangisidir ve hangisine inanmak gerekir!

Ama bir tek şeyin onurunu ve gururunu yaşadık!

Türkiye'de yüzlerce deprem uzmanına sahip olmanın!

Ah bir de kimlerin ‘‘uzman’’, kimlerin ‘‘şovmen’’ olduğunu bilebilseydik!

***

Böyle bir durum ortaya çıkar da, bizim medya boş durur mu! Evvelallah, hadiseyi hemen yozlaştırdık. Kandilli Rasathanesi Müdürü Ahmet Mete Işıkara, Türkiye'nin en seksi erkeği seçildi. Sonra Einstein ile resimleri yan yana yayınlandı, tipleri ve bakışları kıyaslandı ve Işıkara ile Einstein arasındaki büyük benzerlikler gündeme getirildi!

Bizim aynı medya daha önce Turgut Özal'ı da en seksi erkek seçmişti!

Medyamızın seçtiği en seksi erkeklere zaman zaman bakarım da ‘‘Acaba bunlarla alay mı ediyorlar?’’ diye sormadan yapamam.

Sonra efendim, Mete Bey'in yatağı ortaya çıkarıldı ve çekimler yapıldı:

‘‘İşte Işıkara'nın yatağı. Işıkara dün gece bu yatakta yattı.’’

***

Deprem sonrasına şimdi daha serinkanlı bakmak mümkün oluyor. Deprem ciddi bir olaydır. Bu konuda ‘‘uzman’’ geçinen kimselerin topluma yalan yanlış bilgi vermeye hakları yoktur.

Deprem, bir ‘‘bilinmeyenler’’ sürecidir. Bazı konular bilinir. Örneğin ana sarsıntının ardından artçı sarsıntılar olacağını herkes bilir.

Ama bunun ötesinde ortaya çıkıp da, sırf şöhret olmak için soytarılık boyutuna varan atraksiyonlar yapmaya, halkı yalan yanlış bilgilerle kandırmaya, dolduruşa getirmeye, hiç kimsenin hakkı yoktur.

Bizde bu oldu.

Bugüne kadar pek çok ‘‘deprem uzmanı’’, adeta bir şovmen edasıyla kamuoyu önüne çıkıp insanları yalan yanlış bilgilerle kandırdılar.

Depremle ilgili açıklamalar ciddi kurumlar adına değil, hep bu kişiler adına, kendi kişisel görüşlerini yansıtarak yapıldı. Her kafadan başka ses çıktı. Toplum hangisine inanacağını şaşırdı.

Zaten memlekette bu açıdan oluşturulmuş, ciddi ve bilimsel kurum yok. Olsa bile arka planda kalıyor ve bireyler öne fırlıyor. Kısa zamanda şöhret olmak, gazete sayfalarında ve ekranlarda boy göstermek onların da pek hoşuna gitti. Toplumu gıdıklayan ve böylesine yakından ilgilendiren bir konu olunca da, bunlara talep arttı ve bir sürü ciddiyetsiz açıklamaya, bu ‘‘uzmanların’’ kendi aralarındaki boş tartışmalarına, hatta birbirlerini cehaletle suçlamalarına tanık olduk.

Bazıları, ‘‘bilimsellik’’ kisvesi altında ‘‘şarlatanlık’’ yaptı. Aralarında doğruyu söyleyen varsa bile, hangisi olduğunu bilemedik. Şaşırdık durduk.

Ülkemizde bol miktarda bulunduğu anlaşılan bu sayın uzmanlarımızın geçmişte farkında değilmişiz! Ama biraz daha ciddiyet lütfen...

Çünkü deprem kişisel şöhrete alet edilmeyecek, şovmenliğe gelmeyecek kadar ciddi bir konudur.



Yazarın Tüm Yazıları