Emin Çölaşan: Başka var mı?

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

İşi gücü bıraktık, Meclis'teki yabancı uyruklu milletvekilleri ile uğraşıyoruz. Milletin ‘‘vekillerinden’’ önce Mrs. Merve Amerikalı çıkıyor, sonra Mrs. Oya. Her ikisi de din ve iman sahibi partimizin mensupları.

Bunların ortak özelliği, her ikisi Amerikalı olduklarını seçim öncesinde seçmenden gizliyorlar. Yani Fazilet yönetimi biliyor ama tabana yalan söyleniyor.

Müslümanlığa hiç yakışmayan bir durum.

Acaba Meclis'te başka Amerikan, Alman, İtalyan, Fransız, Japon, Uganda, El Salvador, Arjantin, Avustralya vesaire uyruklu birileri var mı?

Eğer varsa lütfen bugünden tezi yok ortaya çıksınlar ve durumlarını kamuoyuna açıklasınlar.

Örneğin, Fazilet Partisi İstanbul 3. bölge milletvekili Osman Yumakoğulları acaba Alman vatandaşı olabilir mi? Şu veya bu nedenle Türk vatandaşlığından çıkmış mıdır?

Bu şahıs uzun yıllar Almanya'da Milli Görüş başkanı olarak görev yaptı. Refah'ın çıkardığı Milli Gazete'nin Almanya'da sahibi idi. Onun da Alman vatandaşı olduğu iddia ediliyor. Bir açıklama bekliyorum.

***

Meclis çatısı altında yabancı uyruklu başka kimler var? Hangi nedenle olursa olsun, başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmiş olanlar kimlerdir?

Doğum, evlenme ve diğer nedenlerle hangi milletvekilleri başka bir ülkenin vatandaşıdır?

Kamuoyu bunları deli pösteki sayar gibi tek tek cımbızla arayıp bulmakla yükümlü değil. Böyleleri tek tek açıklama yapmalıdır.

İşi gücü bıraktık, bunlarla uğraşıyoruz! Merve'ler, Oya'lar ve bundan sonra ortaya çıkacak diğerleri.

***

Ayıp olan yabancı uyruklu olmak değil, bunu gizleyip milleti ahmak yerine koymaktır.

Bir insan bu hakkı doğumla bile kazanmış olabilir. Örneğin, Tansu'nun da Amerikan vatandaşı olduğu çok yazılıp söylendi. Fakat Amerika bu konuda sessiz kaldı. Ne kabul etti, ne reddetti. Bu iddianın kanıtlanması bu yüzden mümkün olmadı.

Ama Tansu'nun iki çocuğu da Amerikalı... Çünkü Tansu, her ikisini de Amerika'da doğurdu. Hatta küçük oğlana hamile kaldığında özellikle Amerika'ya gidip doğumunu orada yaptı ki, ufaklık da abisi gibi Amerikan vatandaşı olabilsin.

Tansu'da sessiz kalan aynı Amerika, Merve olayında vatandaşlık belgesini küt diye açıkladı. Bakalım Oya olayında ne yapacak?

***

Milletvekili seçilen bir kimsenin geçmişi, seçmen tarafından bilinmelidir. Bizde ise tam tersi oluyor. Adamların ve kadınların pek çok şeyi gizli kalıyor. Seçmen bunlara, çoğu zaman kim olduklarını bilmeden oy vermek zorunda kalıyor... Çünkü onlar genelde halkın içinden gelmiyor, parti başkanının, ya da ona sözü geçen birinin iradesiyle listeye yerleştiriliyor. Mrs. Merve ve Mrs. Oya böyle değil mi?

Son gelişmelerden sonra içimize kuşku düştü. Bu Meclis'te yabancı uyruklu başka kişiler de olduğu kesin. Peki ne yapalım da bunları ortaya çıkaralım? Biz dedektif miyiz, hafiye miyiz, işi gücü bırakıp iz peşinde mi koşacağız?

Bu nedenle, bu şahıslara çağrımı bir kez daha yineliyorum:

‘‘Sayın yabancı uyruklular, lütfen durumunuzu açıklayın.’’

Bir çözüm yolu daha:

Meclis Başkanlığı bütün milletvekillerinden ‘‘Sadece Türk vatandaşıyım, yabancı uyruğum hiç olmadı. Aksi ortaya çıkarsa milletvekilliğimin düşürülmesini kabul ediyorum’’ diye imzalı belge istesin.

Ya da, bundan sonra yapılacak seçimde milletvekili yeminini değiştirip araya kısa bir cümle ekleyelim:

‘‘Ve başka ülkenin vatandaşı olmadığıma dair... namusum ve şerefim üzerine ant içerim.’’

Ne günlere kaldık! Müslüman Fazilet Partisi'nin Amerikalıları yüzünden nelerle uğraşıyoruz!

BİR CHP NEFERİ

CHP kurultayı yarın toplanıyor. Bazı genel başkan adaylarının, seçildikleri takdirde bu partiyi ne duruma getireceklerini şimdiden görür gibi oluyorum.

Aralarında imam hatip mezunlarını harp okullarına sokmak isteyenler, CHP'yi entel-liboş kesiminin marjinal partisi yapmak için çaba harcayanlar bile var.

CHP böylelerinin yüzünden bu duruma düştü. Yarın toplanacak kurultayda herkesin içine sindirdiği, tabanın umut bağlayacağı bir genel başkan adayı maalesef yok.

Ben burada bir CHP neferi için birkaç satır yazmak istiyorum. Adı Muzaffer Saraç. Kurultayda parti meclisine aday.

SODEP'in genel başkan yardımcısı, SHP'nin Zonguldak il başkanı, CHP'nin Ankara İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyesi olarak görev yapmış bir partili.

Saraç, Ankara'da Büyükşehir Belediyesi'nde örgütlenen irtica ve yolsuzluklara karşı tek başına kavga vermiş bir CHP'li. Ankara'da fışkıran pislikleri gün yüzüne çıkaran, bu süreçte tehdit edilen, yolu kesilip dayak yiyen, İ. Melih tarafından aleyhine açılan toplam 70 milyar liralık çok sayıda tazminat davasıyla -avukat bile tutamadan- tek başına boğuşan bir fedai.

CHP'nin yürekli ve düzgün bir neferi.

Özellikle 1994 yerel seçimlerinden bu yana, Ankara'da başı Muzaffer Saraç kadar derde giren, tek başına boğuşmak zorunda kalan ve üstelik, davalar nedeniyle cebinden milyarlar ödeyen ikinci bir CHP'liyi ben bilmiyorum.

Gönlüm onun CHP Parti Meclisi'ne seçilmesini istiyor. Bunu çoktan hak etti.



Yazarın Tüm Yazıları