Emin Çölaşan: Avrupa'nın bir başka yüzü

Emin ÇÖLAŞAN

İSTER terörist, ister hırsız olsun, Türkiye'den kaçan pek çok kişi, bazı Avrupa ülkelerinde krallar gibi yaşıyor.

Avrupa onları koruyor.

Benim aklım bu rezaleti almıyor.

Avrupa ayrıca, terör örgütlerinin karargáhı durumunda.

Bunlar bilerek yakalanmıyor, yakalansa bile Türkiye'ye verilmiyor. Avrupa bunu kendi ülkelerinden biri söz konusu olunca asla yapmıyor, ama iş Türkiye'ye gelince, hep aynı durumla yüz yüze geliyoruz.

Burada bir parantez açıp Amerika'yı da işin içine katmazsak haksızlık olur. Türkiye'den kaçan Halil Bezmen, Ayşegül Nadir, Engin Civan, Selim Edes gibiler Amerika'da! Demek ki Amerika'ya da yanınızda büyük para götürünce, kendi ülkenizde yaptıklarınız, ya da aranıyor olmanız göz ardı ediliyor.

Aynı biçimde, Gülay ve Orhan Aslıtürk İngiltere'de.

Hepsi de krallar gibi yaşıyor. Götürdükleri yanlarına kár kalıyor.

***

Şimdi size Avrupa'daki PKK'dan birkaç örnek vereyim. Türkiye'nin en büyük düşmanı olan terör örgütü pek çok Avrupa ülkesi tarafından korunup kollanıyor.

Türkiye'ye her gün söven gazeteleri Almanya'da basılıyor. Televizyonları Avrupa'dan yayın yapıyor.

(Dinci örgütler de öyle. Pek çok Avrupa ülkesinde özgürce yaşıyorlar, Türkiye'ye söven gazetelerini oralarda çıkarıyorlar).

PKK şimdi Avrupa'da siyasallaşmaya çalışıyor. Örnekler vereyim:

PKK'nın Avrupa'da 1 konfederasyonu, 8 federasyonu, 232 derneği, 123 ERNK temsilciliği ve yan kuruluşu, 22 Kürdistan komitesi, 14 spor kulübü, 4 halkevi, 18 ülkede bürosu, 26 akademi ve kültür merkezi var.

Bu kuruluşların 189'u Almanya'da, 53'ü Fransa'da, 39'u İsviçre'de, 32'si Hollanda'da, 25'i Avusturya'da, 21'i Belçika'da, diğerleri ise Danimarka, İsveç, İtalya, İspanya, Romanya, Yunanistan ve Bulgaristan'da.

(Ayrıca birkaç ay önce Avustralya'da Kürt Evi açıldı).

PKK'nın Avrupa'da 2 televizyon kanalı, 11 radyo kanalı, 20 gazete ve dergisi, 6 haber merkezi ve 3 yayınevi var.

Aralarında İtalya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkeleri, resmi olmasa bile, Güneydoğu Anadolu bölgesini Kürdistan olarak kabul ediyor.

PKK, aralarında Hollanda, Belçika ve İtalya gibilerin de bulunduğu pek çok Avrupa ülkesi tarafından ‘‘terör örgütü’’ olarak tanınmıyor. Örneğin, Hollanda ve Belçika gibi bazı ülkelerde PKK'nın çocuk kaçırarak örgüte gönderdiği ve uyuşturucu ticareti yaptığı belgelendi.

Buna rağmen, bu ülkeler PKK'yı ‘‘terör örgütü’’ olarak tanımlamıyor!

Almanya göstermelik olarak öyle tanımlıyor da ne oluyor?

***

Türkiye'de 12 kişiyi öldürmek ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olmaktan aranan Rıza Altun, yaklaşık 8 aydan beri Fransa'da ‘‘siyasi sığınmacı’’ olarak yaşıyor ve elini kolunu sallayarak geziyor. Bu kişinin Fransa'da oturma süresi, sürekli uzatılıyor.

PKK bütün Avrupa'da haraç topluyor. PKK uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor. Bunlar Avrupa'da polis raporlarında yer alıyor. Durumu bütün Avrupa ülkeleri biliyor ama hiçbirinden tık yok!

DHKP-C Belçika'da örgütlenmiş. Lideri Avrupa'da yaşıyor.

Bu haberleri gizli kaynaklardan falan değil, gazetelerden derledim.

Hem bizim gazetelerimizden, hem de PKK'nın Avrupa'da çıkan gazetelerinden.

***

İyi ama bu iş nasıl oluyor? Örneğin Türkiye, bazı Avrupa ülkelerinden kaçan suçluları ülkesinde barındırıyor olsaydı, o Avrupa ülkelerinin bize karşı tavrı ne olurdu?

Kıyameti koparmazlar mıydı?..

Ve haklı olmazlar mıydı?

Bu neyin nesidir?

Dünyanın hiçbir ‘‘uygar’’ ülkesi, hiçbir ‘‘demokratik’’ ülkesi, çağımızda böyle bir pisliğe göz yumamaz. Bu mümkün değildir.

Bizim Türkiye olarak bunlarla somut bir düşmanlığımız olmadığına göre, o halde yaptıkları nedir?

Ben bunu anlamıyorum. Kimsenin de anladığını sanmıyorum.

Acaba tarihten gelen ve dünkü yazımda da birkaç cümleyle değindiğim Türk düşmanlığı mı?

Ama bu kadarı, bu koskoca ‘‘uygar’’ Avrupa'ya yakışır mı?

Biz Nazi miyiz, Hitler'in ölüm tüccarları mı?

Avrupa'nın tavuğuna kışt mı dedik?

Türkiye'de aklınıza hangi terör türü geliyorsa, hepsinin merkezi Avrupa. Buna geçmişte ASALA Ermeni örgütü dahildi.

Allah rızası için söyleyin, bu Avrupa bizi AB'ye falan alır mı?

Fakat işin bu kadarı bize değil de ‘‘Aman Türkiye AB'ye alınsın, biz de orada daha özgür çalışalım’’ diye yırtınan Kürtçülere ve şeriatçılara ayıp oluyor!