Ekmeleddin Beyi hiç anlamıyorum..

27 Temmuz 2014

Haberin Devamı

Geçmiş televizyona kameracılarının önüne.

“Ben garibanım, ben çaresizim” deyip, mağduru oynuyor. Çok affedersiniz, kendisine “mağdur” süsü veriyor.

Ekmeleddin Bey! Ekmeleddin Bey!

Bu millet mağduriyet edebiyatından bıktı, ikrah getirdi. Haksız da değil. Vatandaşın zaten kendisi mağdur. Şimdi sen karşılarına geçmiş, kaşını yıkarak “Ben de mağdurum” diyorsun.

Sen vatandaşın sırtını kaşıyacağına “gel beni kaşı” diyorsun. Ben senin gibi şuursuz profesörü ne yapayım.

Bu milletin gönlünde bir tane “mağdur” vardır o da güzeller güzeli “sevgi insanı” liderimizdir. “Milli mağdur” bizzat odur.

Eskiden “Tek şef, tek parti” vardı. Şimdi “Tek şef, tek mağdur” var. Üstelik ebedi mağdurdur. Dünya durdukça başımızda duracak, bizlerin yerine mağdur olacaktır.

Ne diyor Ekmeleddin Bey?

Haberin Devamı

“O da aday, ben de adayım. O devletin bütün olanaklarını hoyratça kullanıyor, biz ise cebimizden yürütüyoruz kampanyamızı.”

Paran kıymetliyse harcama. Ben mi çağırdım seni aday ol, diye. Başına tabanca mı dayadık? Paran yoksa otur, bir paket tuzsuz kabak çekirdeği al. Hem televizyonunu seyret. Hem çekirdeğini çitle.

Kendi evinin cumhurbaşkanı ol. Emekli maaşın da cebine kalsın.

Şu lafa da fevkalade takıntılıyım. Devlet imkânlarını hoyratça kullanıyor, lafına. “Hoyratça kullanmak” da ne demek?

“Sevgi insanı” THY uçağına binerken önce kanadına çıkıp, üzerinde tepiniyor mu? Veya uçağın kapısını “Küüüt” diye çarparak mı kapatıyor? Uçağın koltuklarını kesiyor mu? Makam aracını bariyerlere mi sürtüyor?

Biri bana “Hoyratça kullanmak” ne demektir, lütfenaçıklasın.

Bu lafım sana da gelsin HDP’nin komedyen genel başkanı Selahattin Demirtaş.

Kazanamayacağını bile bile aday olmuş. Yüzde on oy alacağı belli değil. “Ben seçilirsem..” diye başlıyor. “Ben seçilirsem..” diye bitiriyor.

O ne zaman ekrana çıksa ben gülüyorum. Bir zamanlar Suphi Kaner vardı. Ayhan Işık’ın, Göksel Arsoy’un filan kankası rollerine çıkardı. Hem ağlak suratlıydı hem komikti.

İşte bu Selahattin Demirtaş da Suphi Kaner’in aynısı.

Haberin Devamı

Bu kez esas oğlan Ekmeleddin Bey olmuş, Demirtaş da ona Suphi Kaner’lik yapıyor.

***

Biz lafa değil, hizmete bakarız. Hizmetlerimizle hayatınızdan, dün ilk seferini yapan Hızlı Tren gibi gelip geçeriz, siz de Arifiye İstasyonu’nda bekleyen Sakarya Valisi gibi baka kalırsınız.

Bu hoş Pazar yazısını, tatil gününe uyan ve “Gülerken öğreten, öğretirken güldüren” mizahi bir fıkra ile bitireyim.

Muhalif adam Nasreddin Hoca’ya gelip “Hocam bana tren desene” demiş.

Hoca “tren” deyince muhalif şahıs “Öpsün seni Zeki Müren” deyip gitmiş.

Ertesi gün yine kahveye gelmiş ve Hoca’nın önüne dikilerek “Hocam bana bir daha tren desene” diye yalakalık etmiş.

Hoca dersini dünden öğrenmiş tabii. “Hızlı tren” demiş. Muhalif şahıs apışmış, öylece baka kalmış.

Haberin Devamı

Bu fıkradan çıkarılacak ders şu: İcraat yapmayıp, boş lafla vakit geçireni Zeki Müren öper.

Yazarın Tüm Yazıları