Eğlenceli baskınlar!

İlker İnanoğlu’nun da gözaltına alınıp birkaç saat sonra bırakıldığı narkotik baskınının şifresi, “Başkomiseri açığa alın” olmuş...

İlker İnanoğlu, “Arka Sokaklar” dizisinde başkomiseri canlandırıyor ya, oradan hareketle bulunan parola bu...
Bu parolayı yine iyi bulmuş polis arkadaşlar!
Genelde çok daha eğlenceli ve komik şeyler buluyorlar...
“Apaçi dansı yapıyoruz, siz de gelin” gibi...
Fuhuş baskınının parolası; “Abi gol oldu...”
Aksaray’da baskın var: “Bahar geldi, burası cıvıl cıvıl...”
Fatih’te bir gece kulübü basılmış, polisler “Gece sıcak, odalar serin” parolasıyla başlatıyor operasyonu.
Kumar, fuhuş ve narkotik baskınlarının sonuç vermediğini hepimiz biliyoruz.
Fuhuş yapan yerler fuhuş yaptırmaya...
Kumar oynatan yerler kumar oynatmaya aynen devam ediyorlar.
Bu baskınların tek ilginç yanı polislerin kullandıkları birbirinden ilginç parolalar:
“Bugün bayram gelin birlikte eğlenelim” diyorlar birbirlerine.
Vallahi polis baskınları çok eğlenceli oldu.

İstanbul kokuyor!

İstanbul’da Metrobüs’tü, tünellerdi yatırımlar sürüyor.
Ama bir yandan da İstanbul kokuyor!
Üst yapı çalışmaları tam gaz giderken altyapı çökmüş olmalı ki şehrin çeşitli semtlerinden kokular yükseliyor.
Hele İstanbul’un meşhur lodosu esmeye görsün, burnumuzu tıkayarak geçiyoruz bazı semtlerden...
Havalimanı sapağı...
Baltalimanı...
Bakırköy sahili...
Dolmabahçe Sarayı girişi...
Yenikapı...
Arnavutköy sahili...
Kazlıçeşme...
Bebek...
Fındıklı’dan Akyol çıkışı...
Resmen leş gibi kokan bölgeler var bu semtlerde.
Kimi ıslah edilmeyen derelerden, kimi kanalizasyon yetersizliğinden, kimi bakımsızlıktan kaynaklanıyor.
Yaz sıcakları devam ediyor, burnumuzun direği kırılıyor...

Kenan Evren heykeli!

Bugün darbenin 30. yılı...
30. yılında önceki gün 12 Eylül Utanç Müzesi açıldı...
Deniz Dezmiş’in parkası, işkence aletleri sergileniyor müzede...
Müze açılmadan daha Twitter’a yazdım ama bir kere de buraya not düşmek lazım...
Ne de olsa Twitter uçar, yazı kalır!
Bu utanç müzesinde her şey var da en önemli şey yok: Kenan Evren...
Bir balmumu heykeli yapılıp utanç müzesine konmalı!
Sokaklara, meydanlara, okullara Kenan Evren adının verildiği yılları çok şükür geride bıraktık!
Şimdi heykelini yapma zamanı!

Okurla münasebet

Ben okurdan kaçan yazarlardan değilim. Telefona çıkarım, maillerini okurum, mümkün olduğunca yanıt yazarım, sosyal medyada haşır neşir olurum.
Bazen de haksız yere mail yağmuruna tutulduğumuz oluyor ama...
Son haftalardan birkaç örnek vereyim...
Kıvanç Tatlıtuğ’un filmi olmadığını yazdım. “Amerikalılar Karadeniz’de” filminde oynadı uyarıları yağmaya başladı. Bu filmde oynadığından haberdarım. Nereden biliyorum? 1- Kıvanç’ı tanıdığımdan biliyorum, bunun muhabbetini yaptık. 2- Tanımasam da Google kullanabiliyorum. Ben Kıvanç’ın başrol oynadığı ve kendi gişesini sınadığı bir filmi olmadığını söyledim. Bu yüzden de oynadığı Amerikalılar Karadeniz’de filmini filmden saymadım.
Bir başka örnek: Serap Aksoy’un Beren Saat’le birlikte “Hatırla Sevgili”de oynadığını bir yazıda detay olarak belirttim. Hayır oynamadı diye iddiaya giren bile çıktı benimle. Ben de onlara diyorum ki, öyleyse dizide Adnan Menderes’in eşi Berrin Menderes’i oynayan kimdi? Tamam dizi izlediğim söylenemez ama internete girebiliyorum.
Bir yazının bir yerinde “mesela, diyelim ki, faraza, örneğin...” diyerek giriş yapmışım cümleye. “Vaaay Türkçe’yi böyle kullanan birine nasıl köşe yazdırıyorlar” diyen bile çıktı. İyi de ben, “Bu cümlede makara yapıldığını anlamayan birine nasıl gazete okutuyorlar” diye soruyor muyum?
Yine de seviyorum ben okurla haşır neşir olmayı, kimi zaman çok eğleniyorum, kimi zaman çok şey öğreniyorum.
Yazarın Tüm Yazıları