Ege’de cumartesiye dikkat

Sıcaklıklar yükseldi. Nasıl? Lodos yönünden rüzgarlarla. Güneybatıdan esen lodos, sıcaklığı artırıyor ama eş zamanlı olarak yağış da getiriyor, kıyı Ege’deki yağışlar pazar gününe kadar orta bölgeleri de içine almış olacak.

Dikkatleri Ege’ye çekiyoruz, uzun soluklu yağışlar su baskınlarına yol açabilir, özellikle cumartesi günkü aşırı yağışların sıkıntı oluşturma ihtimali yüksek! Yükselen sıcaklıklar orta ve kuzey bölgelerde pazar gününden itibaren düşüşe geçiyor. Pazartesi, salı daha orta ve batı bölgelerde 3-4 derece daha azalıyor. Uzun vadeye baktığımızdaysa ayın 20’sini geçirdikten sonra tekrar ısındığımız görünüyor. Kasımın ikinci yarısı daha ılık.

Başkentle bağlantı kesildi. Bültenlerimizde barajların doluluk durumunu veriyorduk ancak bir süredir bilgi alamıyoruz. En son doluluk durumu yüzde 0,2’ydi. Sonrasında aramalarımızdan sonuç alamadık, bilgi verilemeyeceği ama Ankara’nın hiçbir şekilde susuz kalmayacağı söylendi. Bir süredir kayda değer bir yağış yok, neticede Ankara büyük bir şehir, ülkemizin başkenti, ciddi bir günlük su tüketimi var. Muhtemelen ölü hacimden su kullanılmaya başlandı. Ölü hacim; arabalarda kırmızı ışık yandıktan sonra aracın yaklaşık 60-70 km gitmesini sağlayan yedek depo gibi bir şey. Ancak bilirsiniz, yakıt deposu göstergesinde ışık yandıktan sonra çok fazla yol yapılması önerilmez, çünkü deponun dibindeki tortunun aracın bazı yerlerini tıkayacağından korkulur ve çok zamanda şahit olmuşsunuzdur, yakıtı bitmesinden dolayı yolda kalan araçların deposu doldurulduktan sonra öksüre öksüre çalışır, hatta bazen araç hiç çalışmayıp servise bile götürülmesi gerekmiştir. Siz de takdir edersiniz ki, insan sağlığında meydana gelen her hangi bir sıkıntı, öyle araçların parçalarının değiştirilmesi kadar kolay olmuyor. Dip suyunun kullanıldığı başkentte umarım bunun kontrolleri yapılıyordur. Eğer musluktan su içiyorsanız aman kaynatmadan içmeyin diyeceğim ama belki de kontrolü yapılıyordur. İnsan sağlığını riske atacak bir davranış 21. yüzyılda, 2007 yılında yapılmıyordur!

Geçenlerde Amerika Birleşik Devletleri’nin Georgia Eyalet Valisi’nin organize ettiği yağmur duasının yapıldığını okudum. Farklı dinlerin din adamlarına duaya katılmaları için vali tarafından davetiye gönderilmiş. Eyalet kongre binasının önünde dua yapılacakmış. Geçenlerde bizde de yağmur duaları yapılmıştı. Tabii bir çok kişinin aklına "Bu tür eylemlerin havaya etkisi olabilir mi?" sorusu geliyor. Kelebek teorisini biliyor musunuz? Bir kelebeğin dünyanın bir noktasında kanat çırpmasının, sanal atmosferde yapılan iterasyonlar ile bir dönem sonra dalga dalga büyüyerek dünyanın başka bir bölgesinde bir tayfuna neden olabileceği teorik olarak kanıtlandı. Kızılderililerin yaptıkları ateş danslarının yine teoride yağmuru tetikleyebileceği bilimsel olarak ispatlandı. Yağmur duası niye yapılır? Yağmur duasından sonra kesin yağmur mu beklenir? Yoksa yalnızca bir dua mıdır? Bu soruları din uzmanlarına sormak lazım, neticede benim uzmanlık alanım meteoroloji ama biraz önce bahsettiğim kelebek teorisi ve Kızılderililerin ateş danslarının etkileri gibi toplu yapılan bu tür eylemler yağmur oluşturur mu, oluşturmaz mı bilmem ama gerek oluşturulan hareket ve enerji, gerekse meydana gelen sinerji açısından havaya illaki bir etki yapıyordur. Bakın bizim saatli maarif takviminin benzerinin ABD’de yapılmaya çalışılması gibi, yağmur duasının oluşturabileceği sonuçlar vali istediğine göre ABD’de belki araştırılmıştır, adamlar durmuyor ki! İnsan beyni bu, durmuyor ki durduğu yerde, bu da böyle çalışıyor işte!
Yazarın Tüm Yazıları