Doğan Hızlan: PEN, basından şikayetçiymiş

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği, Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Havel'in Türkiye ziyareti sırasında, Eşber Yağmurdereli ve 'Düşünce Suçu' için söyledikleri üzerine ortak bir bildiri yayınlamışlardı.

Yabancı bir devlet cumhurbaşkanının uyarısından sonra bu açıklamanın geç kalmış bir hatırlatma olduğunu yazmıştım.

PEN Yazarlar Derneği Başkanı Alpay Kabacalı cevap gönderdi.

Açıklama notunun başlığı şu:

‘‘Basından da 'şikáyetçi'yiz!’’

‘‘Sayın Doğan Hızlan,

26 ekim 2000 günlü, Meğer Havel'i Bekliyormuşuz başlıklı yazısında PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği tarafından yazarların imzasına açılan, kısa sürede 52 yazarın imzaladığı, Anayasa ve yasalarımızda gerekli değişiklik yapılarak düşünce suçu denilen çağdışı suç kategorisine son verilmesi ve bugünlerde çıkması kaçınılmaz olan genel aftan düşünce suçlularının da yararlanması istemlerini dile getiren metin (bildiri değil) üzerinde durdu. Her zamanki demokrat tavrıyla, Düşünce Suçu/Suçlusu, 2000 yılının sözlüklerine yakışmayan bir kavramdır; dedi; yazarların sesine kulak vermek, onları desteklemek gerektiğini belirtti. Sayın Hızlan'a teşekkür borçluyuz.

Yazıda, yazar örgütlerinin düşünce suçu/suçlusu konusunda daha aktif davranmaları isteniyor; basına verilen metindeki (imzalanan metindeki değil) haber niteliği taşıyan cümleler ele alınarak, Yazar kuruluşları merak ettim doğrusu, Havel, Eşber Yağmurdereli'nin durumunu gündeme getirmeseydi, bu bildiriyi hazırlayacaklar mıydı? deniliyor.

Bu konuya ilişkin bir açıklama yapmak istiyorum. İşbirliği içerisinde bulunduğumuz Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği adına görüş belirtmek doğru olmayacağı için, açıklamam PEN Yazarlar Derneği adına olacak.

Yazarlar hakkında düşünce suçu gerekçesiyle cezai kovuşturma ve işlemlere yönelinmesi durumunda PEN, yasal sınırlar çerçevesi dışına taşmadan, tepkilerini dile getirmektedir. Açıklama yapılmakta, duruşmalar izlenmekte, paneller ve benzeri toplantılar yapılmakta, basın toplantıları düzenlenmektedir. Genel kurulumuza sunulan çalışma raporları bu gibi etkinliklerin somut örnekleriyle doludur. Örneğin biz, genel af çıkması ve af kapsamına düşünce suçlularının da alınması gerektiği görüşünü iki yıl önce ortaya attık. Bütün ülkelerdeki PEN'ler gibi Türkiye PEN'inin de bir Hapishanedeki Yazarlar Kurulu vardır ve bu kurul gelişmeleri izlemektedir.

Bütün bunların Sayın Doğan Hızlan'ın ve kamuoyunun bilgisi dışında kalmış olmasının nedeni, girişimlerimize karşın, basın aracılığıyla duyurulmamış olmasıdır. Ne yazık ki basın, günümüzde işlevini yerine getirmemektedir. En sıradan magazin haberlerine geniş yer verirken, Türkiye'nin gerçekten demokratik ve uygar bir ülke olmasına yönelik girişimlerin haberleri basında yer almamaktadır. Nitekim Sayın Hızlan'ın köşe yazısına konu aldığı, 52 yazar tarafından imzalanan metinle ilgili haber, basın tarafından nerdeyse görmezden gelinmiştir.

Sayın Hızlan, çok haklı olarak, Bizi yönetenler, zaten düşüncenin, yazarın değerini bilselerdi, çoktan düşünce suçunu kaldırırlardı; diyor. Bu cümleyi şöyle değiştirebilir miyiz; Bizi yönetenler, düşüncenin yazarın değerini bilselerdi ve basın bu konuda kendi üzerine düşeni yapsaydı, düşünce suçu çoktan kalkmış olurdu; böylece Türkiye de ayıplı ülke olmaktan kurtulurdu’’

* * *

YAZAR ve sanatçı örgütlerinin düşüncelerinin basında yer alabilmesi için, daha aktif ilişki kurmalarını tavsiye ederim.

Her gün gazetelere ulaşan onlarca fakstan bir seçim yaparak sayfaya aktarmanın, yer sorunu yüzünden ne kadar zor olduğunu, gazeteciliği bilen ve basın tarihini yazan Alpay Kabacalı'nın anlayacağına inanıyorum.

Düşüncelerimiz, amacımız ortak.

Ancak, yöntem konusunda farklı düşünüyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları