Diyanet’in ve yasakların gölgesinde Zemzem satışı

Her hafta olduğu gibi Tempo, Ekonomist, Capital dergilerinin gündem toplantısını yaparken, haber önerileri peş peşe gelmeye başlıyor.

O esnada arkadaşlardan bazıları son günlerde yazılı ve görsel medyaya yansıyan bir konuyu dile getiriyor. Haber ise kısaca şöyle:

Başkent’te yaklaşık üç ay önce Kocatepe Cami’nin altında açılan özel bir market, zengin hurma çeşitleriyle müşteri akınına uğrarken her geçen gün ününe ün katıyor. Üstelik televizyonlardan gazetelere kadar, bu ilginç işletmenin haberine yer vermeyen medya kuruluşu neredeyse kalmıyor. Yapılan haberlerde hurma satışı ön plana çıkarken de, cılız bir ifadeyle ’Zemzem’ satışının da yapıldığına yer veriliyor.

İşte bu esnada bizim büronun yetenekli elemanlarından Aysel Alp ilginç bir öneride bulunuyor. "Bildiğim kadarıyla Suudi Arabistan, Zemzem suyunun ticaretini yasakladı. Markette rafa konan bu sular ya yasal yollarla gelmiyor, ya da sahte olabilir. En iyisi satın alıp, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nde test ettirelim. Ayrıca satışının dinen sakıncalı olup olmadığına da bir bakalım."

Doğrusu öneri hepimizin ilgisini çekiyor. Zira aklımıza hemen Başbakan Erdoğan’ın A’raf Suresi, 179’uncu ayet’e atıfta bulunarak söylediği o ünlü söz geliyor: "Onların kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır hakikati söylemezler."

HURMA VESİLE EDİLİP ZEMZEM Mİ SATILIYOR?

Sahi Başkent’in göbeğinde kutsal su Zemzem, hurma satışlarını artırmak için ’vesile’ mi ediliyor? Üstelik hurmacının hemen dibinde konuşlanan Türkiye Diyanet İşleri Vakfı, Ankara ve Çankaya müftülükleri ve AKP İl Başkanlığı varken ve gözlerinin önündeki ticareti görmez olmuşken. Üstelik Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’nun Mütevelli Heyeti Başkanlığı’ yaptığı Diyanet Vakfı, kapı komşusunun Zemzem satmasına göz yummakla kalmayıp, müşterisi bile olmuşken.

Sonuçta Aysel Alp ile foto muhabirimiz Bülent Ercan kolları sıvayıp, bu ilginç marketin yolunu tuttular. Önce, kimliklerini açığa vurmadan hurma ve Zemzem suyu satın aldılar. 250 cc’lik pet şişelerde satılan Zemzem’e 1 YTL, 1,5 litrelik bidonlarda satılanına ise tam 5 YTL para ödediler. Ardından da Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’ne ulaşıp, parası karşılığı bu numunelerin tahlil edilmesi için resmi başvuruda bulundular.

Ertesi gün ise basın mensubu kimlikleriyle Medine’nin üç numaralı hurma tüccarı, Diyanet İşleri Hac Organizasyonu’nun gıda toptancısı Mehmet Özkan’ın hurma mağazasındaydılar. 20 litrelik bidonlarla getirttiği suyu Konya’da şişeleten ve üzerine Arapça ve Türkçe olarak ’Zamzam’ etiketi yapıştıran Mehmet Özkan ile uzun bir söyleşi yaptılar.

MEDİNE’NİN ÜÇ NUMARALI TÜCCARI

İşte arkadaşlarımın, Başkent’in göbeğinde satılan bu suyun, Mescit’i Haram’daki kuyulardan çıkan Zemzem olup olmadığını anlamak üzere yaptığı söyleşi ve araştırmaların kısa bir özeti.

Başkent’te yaklaşık üç ay önce açılan Hurma Market, zengin hurma çeşitleriyle kısa sürede siyasetten bürokrasiye Ankara’nın vazgeçilmezlerinden biri oldu. Medine’nin üç numaralı hurma tüccarı Mehmet Efendi’nin Konya’dan sonra açtığı ikinci dükkánında Peygamber Hurmasından baklava hurmaya kadar 30 çeşit ürün satılmaya başladı. Sadece Medine hurması satan ve çeşit sayısı itibariyle Türkiye’nin en zengin hurmacısı olarak anılan Mehmet Özkan’ın ünü, kısa sürede basın camiasına da ulaştı. Mehmet Efendi’nin haberine yer vermeyen medya kuruluşu neredeyse kalmadı. Bu haberlerin kiminde hurmayla birlikte ’Zemzem’ satıldığına yer verilirken, kiminde hiç değinilmedi.

Peki, ama nasıl oluyordu da tarihi milattan önce 1910 yıllarına kadar, yani Hz. İbrahim Peygamber’e kadar uzanan, Müslümanlar için kutsal sayılan bir su, binlerce kilometre öteden getirilip Türkiye’de satışa sunuluyordu. Bu gerçekten Mescit-i Haram içinde, Kábe’nin yanı başından yeryüzüne çıkan su muydu?

Aysel, öncelikle bu sorunun yanıtını bulmak üzere harekete geçti. 8 Nisan’da hurmacıdan aldığı örnekleri Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’ne teslim etti. 20 gün sonrasında gelen inceleme sonuçları, suyun bakteriyolojik yönden Türkiye’deki su yönetmeliğine uygun olduğunu gösteriyordu. Ancak kimyasal yönden ülkemizdeki standartlara uygun değildi.

NİTRAT ORANINA DİKKAT!

Hurmacı tarafından Zemzem iddiasıyla satılan suyun kimyasal bileşenleri içinde nitrat oranının yüksekliği dikkat çekiyordu. Türk Standartları Yönetmeliği’nde kabul edilebilir en üst değeri 50 olan nitrat (mg/L), söz konusu suda 126,6 çıkmıştı. Yani kabul edilebilir değerin iki buçuk katı üzerinde ’nitrat’ bulunuyordu. Bunun ne anlama geldiğini Hacettepe Üniversitesi’nden hidrojeoloji uzmanı bir profesöre sorduğumuzda ise şaşırtıcı bir cevap geldi. Tartışma ortamına girmemek için adının açıklanmasını istemeyen Profesör, "Nitrat, organik bir maddedir. Gübreye işaret eder. İnsan ya da hayvan dışkısıyla bağlantılı olabilir. Yani akla fosseptik ya da kanalizasyondan sızmayı getirebilir" diyordu. Yüksek miktarda nitratın bebeklerde kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürdüğünü anlatan öğretim üyesi, "Ancak burada söz konusu olan sürekli kullanılan bir su olmadığı için bu etkiyi görmek mümkün olmayabilir" diyordu.

HIFZISSIHHA RAPORUNA GÖRE ZEMZEM Mİ DEĞİL Mİ?

Peki ama, bu su gerçekten Zemzem miydi? Bu sorunun yanıtı için Aysel, Su Vakfı Başkanı ve aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Zekai Şen’e başvurdu. İki yıl boyunca Suudi Arabistan Petrol Bakanlığı Zemzem Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı yapan Şen, ettiği yemin dolayısıyla çıkan sonuçlar hakkında "Zemzem’dir ya da değildir" tespitinde bulunamayacağını söyledi.

Hal böyle olunca da, bize Şen’in, "Manevi ve Bilimsel Açılardan Zemzem Suyu" kitabında yer verdiği kimyasal parametreleri esas almak düştü. Hıfzıssıhha’nın parametreleri ’ppm’ cinsinden iken, Şen’in parametreleri ’epm’ olarak verilmişti. Hıfzıssıhha’nın parametrelerini epm’e çevirdiğimizde, eldeki sonuçların Şen’in sonuçlarıyla tutarlı olduğunu gördük. Yani bu su, Zemzem ile benzerlik gösteriyordu.

DİYANET’İN GÖLGESİNDE SATIŞ

Zekai Şen
, bu suyun Zemzem olup olmadığını söylemedi ancak, "Arabistan’da bile satılması yasak olan Zemzem’i Türkiye’de biri satıyorsa, bunu sorgulamak gerekir. Kaldı ki dinen de kutsal suyun satışı yapılamaz" yorumunu getirdi.

Oysa Hurmacı, Türkiye Diyanet Vakfı’nın hemen karşısında yer alıyordu. Yani vakıf ile hurmacı kapı komşusuydu. Buranın bir diğer komşusu ise birkaç bina ötesinde yer alan AKP Ankara İl Başkanlığı’ydı. Mağazanın sahibi Mehmet Özkan’a, "Diyanet Vakfı’ndan, AKP İl Başkanlığı’ndan da müşterileriniz var mı?" diye soran Aysel’e , "Tabii ki hem vakıftan, hem ilden gelenler olduğu gibi, tüm partilerin genel merkezlerinden, TBMM’den, Ankara Müftülüğü’nden, Çankaya Müftülüğü’nden de geliyorlar" yanıtı geliyordu.

Peki, ama 22 yıl Suudi Arabistan’da yaşamış, Mekke ve Medine’de işyerleri bulunan Mehmet Özkan, kutsal suyun satışının yasalarca yasak olduğunu bilmiyor muydu?

Özkan, bu soruya da "Aslında biz Zemzemi çok ön plana çıkarmak istemiyoruz. Satmak da istemiyoruz. Ama mecburen satıyoruz. Çünkü hurma deyince akla Zemzem geliyor. İkisi ayrılmaz bir parça gibi" yanıtını veriyordu.

O KAR AMAÇLI DEĞİL DİYOR, AMA...

Bu suyun satışı yasak olmasına karşın nasıl getiriyorsunuz sorusuna ise Özkan, "Bu bize 20 litrelik bidonlarda geliyor. Bunu 250 cc yapıyoruz. Tanesini 1 TL’den satıyoruz. Meşrubat gibi. Daha doğrusu özellikle Ramazanlarda yemek davetlerinde meşrubat ya da su yerine kişi sayısına göre alıp sofraya onu koyuyorlar. Ağırlıkla Ramazan’da oluyor. Zemzemden kar etmek için satmıyoruz. Hurma ile paralel gittiği için bulundurmak zorundayız. Zemzemin satışına çok önem vermiyoruz. Çünkü zemzem kar için satılmaz. Dini yönden caiz değil. Bidon, nakliye masrafı dışında kar koymuyoruz."

DİYANETİN DE RESMİ TOPTANCISI

Konyalı Mehmet Özkan, 22 yıl Medine’de yaşamış. Hem Mekke hem Medine’de evleri, işyerleri bulunuyor. Diyanet İşleri Hac Organizasyonu’nda tüm hacıların gıda maddelerini o temin ediyor. Yani şeker, çay, salça, kuru bakliyat gibi, akla gelebilecek her türlü gıda ihtiyaçlarını toptan temin ediyor. Özkan’ın ayrıca Medine’deki Hilton Oteli’nde hediyelik mağazası bulunuyor. Medine hurma pazarının üç numaralı tüccarı olan Özkan, yılda ortalama 250 ton hurma sattığını açıklıyor. Hacdan ziyade daha çok Ramazan ayında satış yaptıklarını anlatırken de, "Orada Ramazan umresi hac kadar kalabalıktır" diyor.

Aysel, Zemzem’in ticari olarak pazarlanıp, satılması konusunda son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na başvurdu ve işte aldığı yanıt:

"Zemzem, Mekke’de Harem-i Şerif’in avlusunda bulunan Hz. İbrahim Peygamber dönemine uzanan tarihi bir kuyudan çıkan ve Müslümanlar tarafından özel önem atfedilen suya denir. Zemzem, Suudi Arabistan hükümetince hacılara ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Zemzem’in Türkiye’de para ile satılmasının dini bir yönü bulunmayıp, konu iki ülkenin mer’i mevzuatını ayrı ayrı yönlerden ilgilendirmektedir."
Yazarın Tüm Yazıları