Cüneyt Ülsever: Ecevit Hoca Cemaati

Cüneyt ÜLSEVER

DSP Genel Kurulu'ndan bir gün evvel yazdığım yazıda, Bülent Ecevit'i onurlu bir çekilişe davet etmiştim. Kendisinden beklendiği gibi reddetti. Artık, her an onursuz bir çekilme ihtimaliyle karşı karşıya!

* * *

Bu genel kurul sonucunda Bülent Ecevit ve partisi hakkında şu noktalar tarihin kayıtlarına geçmiştir:

1) Bülent Ecevit'in hayal kapasitesi tek başına iktidara gidecek kadar geniştir, ancak fiziki kapasitesi, oturduğu koltuktan konuşacağı kürsüye tek başına gidebilecek kadar geniş değildir.

2) Her geçen gün duygusal dünyası akli dengelerini daha güçlü yönlendiren Ecevit; Pişkinsüt hakkında ileri sürdüğü iddialarla, ileride vaka analizi olarak kullanılacaktır.

3) Tüm bunların üzerinde bir türlü doymayan ve bir türlü tatmin edilemeyen ihtirası kendisini, sevgili zevcesini ve partisini kavurmaktadır.

4) Hadi Ecevit yaşlı bir insandır ve doğru analiz yapamamaktadır, ama bu partiye hayat veren bunca insan da -istisnaları haricinde- bir parti delegesi veya milletvekili gibi değil, hayatta tek boyutu mürşidini uçurmak olan müritler gibi davranmaktadırlar. Ecevit, parti grubunda Cumhurbaşkanı'nı milletvekillerine şikáyet ederken, yaptıkları toplu ağlama ayini ile ilk kez ilgimi çeken bu insanlar, ancak ve ancak birbirlerine korku bağı ile yapışık bir cemaatin üyesi olarak var olabilirler.

* * *

Zaten Bülent Ecevit'in akılla izah edilemeyecek davranışlarını örtbas edebilmek için, ona ayrıca kutsal bir boyut biçmek ve akşamları Eminönü'nde göklere yükseldiğini iddia etmek gerekmektedir.

Ecevit başka türlü bir anlam bütünlüğü kazanamaz!

Ancak, sadece cemaatin imamı değil, aynı zamanda müritleri de formel aklın dışında davranmaktadırlar.

Artık benim gözümde herhangi bir cemaat ile Ecevit Hoca Cemaati arasında bir fark yoktur!

* * *

Özür dilerim, fark vardır! Vardır, zira başka hiçbir cemaatin imamı memleketi yönetmek iddiasında değildir.

Hayırlı veya hayırsız, başka hiçbir cemaat, kendi müritleri dışında bir alanda etkin değildir.

Eğer Ecevit Hoca Cemaati de kendi halinde müritlerden oluşsaydı, bu cemaat de bizi ilgilendirmezdi.

Ancak, bunlar Ecevit'i sizin, benim param ile uçurmaya kalkmıyorlar mı, hikmetinden sual etmemeye ve dahi kendi himmete muhtaç bu dededen medet beklemeye zorlamıyorlar mı, benim sinir sistemim bozuluyor.

Kızıyorum, hem de çok kızıyorum.

* * *

Aynı otobüste çoğunluk bağırıyor ‘‘şoför sarhoş’’ diye; Ecevit Hoca Cemaati üyeleri de sırıtıyorlar ‘‘bir şey olmaz’’ diye.

Ya şoför insin otobüsten, ya da biz inelim.