Çoruh eskiden çöpü Batum’a götürürdü, şimdi atılan buzdolabı baraja takılıyor

RİZE-Artvin turumuza öncülük eden Tekfen Holding ve ANG Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı, TEMA Vakfı’nın Onursal Başkanı Nihat Gökyiğit, Artvin yakınlarına vardığımızda düdüğünü öttürdü:

- Ekip olarak programa çok iyi uydunuz. Biraz zamanımız var. Artvin’deki DSİ XXVI. Bölge Müdürü Sezai Sucu’dan Deriner başta olmak üzere Çoruh Vadisi’ndeki barajlar konusunda bilgi alabiliriz.
Minibüsün içinde bulunanlar alkışlayınca Gökyiğit, şoföre talimatı verdi:
- DSİ’nin şantiyesine gidelim.
Sezai Sucu, hemen sunuma başladı:
- 1962’de 10 baraj varmış. Şu anda 15 baraj var. Bölgemizde toplam 168 nehir tipi hidroelektrik santralının kurulması söz konusu. Bölgemizdeki barajların toplam maliyeti 25 milyar doları bulacak.
Ardından barajların ne kadar sürede kendini amorti edebildiğine örnek verdi:
- Muratlı Barajı ve HES, 7 yılda kendini amorti etti.
Sucu, Deriner Barajı’nın inşaatının 1998’de başladığını anımsatıp, sıcak günlerde beton dökme zorluğunu dile getirdi:
- Beton soğutmada kullanmak üzere günde 210 ton buz üretiyoruz.
Sonra da bir yandan barajlar ve elektrik enerjisiyle ilgili verileri sıralarken, diğer yandan bölgedeki belediye başkanlarından yönelen yakınmayı aktardı:
- Belediye başkanından bize, “DSİ geldi, her taraf çöp oldu” eleştirisi var.
- Neden?
- Çünkü, vatandaşın eskiden Çoruh’a attığı çöp, akıp Batum’a gidermiş. Şimdi öyle değil.
- Ne oluyor?
- Şimdi artık barajlara takılıyor.
Sucu, çöp olayına bir de çarpıcı örnek verdi:
- Nehire atılan çöplerin temizlenmesi için biz de çaba harcıyoruz. Çöp olarak atılanlar arasında buzdolaplarının bile olması bizi şaşırtıyor.
Ekipte TEMA Vakfı’ndan yöneticiler de olduğu için, işin ağaçlandırma yönüne dikkat çekti:
- Barajların çevresine ağaçlandırma yapılıyor mu?
- Elbette... Zaten çevrenin ağaçlandırılması, barajın ömrünü uzatır. Bu yöntemle Deriner Barajı’nın ömrünün 500 yıl olabileceğini hesaplıyoruz.
Çoruh Nehri ve kolları üzerinde barajlar art arda yapılıyor...
Bölgede sık sık, “Doğa katliamı var” eylemleri gündeme geliyor...
Bizi kızdıran barajlar dikildikçe, çöp ayıbımız da ortaya çıkıyor...

Karadeniz sahil yolu doğru seçim

TRABZON’dan Rize’ye geçerken Nihat Gökyiğit’e hem TEMA Vakfı Onursal Başkanlığı, hem de Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı şapkasını dikkate alarak sordum:
- Karadeniz sahil yolu çok tartışıldı. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Karadeniz’de ulaşım için iki seçenek vardı. Ya dağları delip yolu yapacaktık, ya da şimdi üzerinde bulunduğumuz sahil yolunu...
- Dağlar delinip, sahilden uzaklaşılsaydı ne olurdu?
- Maliyet 10 kat daha yükselirdi. Ayrıca, doğa şimdikinden daha fazla tahrip olurdu.
- Yani?
- Sahil yolu daha doğru seçimdi...

Türkiye’nin suyunu biriktirmesi gerekiyor

DSİ’nin şantiyesinden çıkarken Milliyet’ten Serpil Yılmaz, hidroelektrik santrallarına bakışını ortaya koydu:
- HES’lerin yapımına karşı çıkmak gerekiyor.
- Bu konuda en doğru yanıt alabileceğimiz isimlerin başında Nihat Gökyiğit geliyor. Nihat Bey, TEMA Vakfı’nın Onursal Başkanlarından biri. Aynı zamanda müteahhitlik yönüyle öne çıkan Tekfen Holding’in de kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı.
Macahel’e (Camili Köyü) gitmek üzere minibüse biner binmez konuyu Gökyiğit’e açtım:
- Hidroelektrik santrallar konusu çok tartışılıyor. İşin doğrusu nedir?
- Hidroelektrik santrallarının doğada değişime yol açtığı bir gerçek.
- O zaman yapmamak mı gerekiyor?
- Hayır öyle demek istemem. Çünkü, Türkiye’nin suyu biriktirmeye ihtiyacı var.
- Su nasıl birikecek?
- Elbette barajlar yoluyla.
- Yani, “Doğa mı, su mu?” gibi bir ikilem durumu var...
- İşin doğrusu ben keskin bir şekilde, “Asla istemeyiz” gibi bir çıkışı doğru bulmuyorum.
- Nedir doğru olan?
- Yer seçimleri çok dikkatli yapılarak dengeli bir şekilde baraj ve hidroelektrik santrallar yapmak durumundayız. Çünkü, “temiz enerji”nin kaynaklarından biri de bu.
Gökyiğit’in sözünü ettiği “denge”yi kurmak, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na düşüyor.
Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (EPDK) da bu “denge” üzerinde titizlikle durması gerekiyor.

Sıcakta baklava yavaşladı mayo satışları canlandı

UFUK Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Güldaş’ın ev sahipliğindeki iftarda bir tarafımda Kağıthane merkezli Güllüoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Güllü, diğer tarafımda Sunset mayolarıyla öne çıkan Günkar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güneş var.
Önce masadaki baklavayı da getiren Nejat Güllü’ye döndüm:
- İşler nasıl?
- Sıcaklarda kimsenin aklına baklava yemek gelmiyor. Dondurmayla durumu dengelemeye çalışıyoruz.
Nejat Güllü, yeri gelmişken Şanlıurfa’daki hayvancılık projesinden söz etti:
- Şanlıurfa’da bir süt işleme tesisi kuruyoruz. Bölgedeki köylülerle anlaşmalı hayvancılık yapacağız.
- Ne tür bir anlaşma?
- Koyunları biz vereceğiz. Sütünü biz alacağız. Yünleri köylüye bırakacağız. Ayrıca yavruları da yarı yarıya paylaşacağız.
Ardından Kemal Güneş’e döndüm:
- Sıcaklar sizin için avantaj olmuştur...
- Öyle sayılır... Mayo işimiz gayet iyi gidiyor. Ayrıca mağaza sayısını da giderek artırıyoruz.
Yaklaşan bayram, baklavada işleri canlandıracak...
Sunset gibi mayocular da artık 2011 yazına hazırlanacak...
Yazarın Tüm Yazıları