Claudia Cardinale ile yemekteyiz

Bu çok özel akşam yemeği için Astoria Clementine’in içinde özel bir oda ayrılmış.
Kapatılmış desem daha doğru belki de.
Üşenmemişler, sigara içilebilmesi için ‘özel davet’ izni bile almışlar. Bu durum sigara içmeyen Reha Muhtar ve benim pek hoşuma gitmiyor.
Ama olsun, duman altı da olsak yanımızda İtalyanlar’ın efsanevi oyuncusu Claudia Cardinale var.
“Düşman Kardeşler”, “Sekiz Buçuk”, “Leopar”, “Pembe Panter” ve “Profesyoneller” gibi filmleriyle hatırlanan ünlü yıldız, bir Türk gencinin hayatına girmesiyle tabularını yıkan, hayatı farklılaşan bir İtalyan’ı oynadığı “Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak” filmi için Türkiye’de.
Bu, ona Türk oyuncuları bile geride bırakarak, tabii ki bol tartışmayla birlikte En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Portakal getiren film aynı zamanda.
Yönetmen Ali Kuzu, oyunculardan İsmail Hacıoğlu ve Teoman Kumbaracıbaşı da bizimle yemekteler.
Filmin detayları hafta sonu Keyif ekine kalacak ama burada Claudia Cardinale ile ilgili birkaç cümle etmeden olmaz.
Üç yıl önce İstanbul Film Festivali’ne geldiğinde güler yüzüne hayran kaldığımız Cardinale, UNESCO ve Güney Afrika’daki çocuklar için çalışmalarına devam ediyor.
Sanatçının sorumlu olanını seviyorum ben. Hele bir de bunlardan bahsederken gözlerinin içi gülüyorsa, tamamdır.
Yüreğinin güzelliği yüzüne de vurmuş olan Claudia Cardinale, bir zamanların o meşhur Ses dergisine 57 kez kapak olmuş.
Kendisi, yemek sonunda, yapım ekibinin sahaflardan bulduğu Cardinale kapaklı Ses dergilerini bizler için imzaladı.
Şansıma çıkan 4 Aralık 1965 tarihli dergide “burunlar karakterin aynasıdır” adlı yazının içinde bahsediliyor ünlü yıldızdan.
Şöyle yazıyor: “Cardinale’nin burnu şekil itibarıyla güzel. Fakat yandan bakıldığında fazlaca kalın görünüyor. Bu burun çeşidi daha fazla inatçılık alameti sayılmaktadır. Burun ucunun birden bire sivrilmesi de aşka inandığına işaret ediyor.” İlginç!
Claudia Cardinale’ye Altın Portakal getiren “Sinyora Enrica ile İtalyan” olmak filminin galası, ünlü yıldızın da katılımıyla bu akşam yapılacak.
Film, bu cuma vizyona girecek.

Cem Özer’e 10 puan

Nurgül Yeşilçay-Cem Özer ayrılığından sonra çoğunluk Cem Özer’e karşı cephe aldı.
Sevmeyeni seveninden çoktu galiba, bu ayrılıkla suskun düşmanlara da gün doğdu. Ama şimdi o sevmeyenler, o düşmanlar bile şaşkın. Ne diyeceklerini bilemiyorlar.
Çünkü Cem Özer, çok az erkekte görülen bir erdem gösteriyor.
Henüz iki ay önce boşandığı eski eşinin yeni hayatında, yeni ilişkisinde ona cephe almıyor, tam tersine ona sahip çıkıyor.
“Nurgül belli bir zekaya, yeteneğe, duyguya ve özgürlüğe sahip. Benim kıymetlimdir, ben toza bulanırım, ona toz kondurmam” diyor.
Cem belki bilerek, puan toplamak adına belki de içinden geldiğinden, Nurgül’ü ve oğullarını gerçekten sevdiği için yapıyor bunları.
Ben işin içinde her ikisinin de olduğunu düşünüyorum.
“Toza bulanırım, ona toz kondurmam” da ne güzel bir cümle öyle!
Cem Özer’e ve eski eşi için böyle bir cümleyi hissederek, dolu dolu söyleyebilecek herkese bravo.