Bunları deli söylemez...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Allah insanı bir kere şaşırtmaya görsün... O zaman bir siyasi partinin sözü geçen -veya kendini öyle sanan- bir mensubuna, aynen DYP Genel İdare Kurulu üyesi ve Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin söylediklerini söyletir.

Dede, meğer DYP'nin Meclis'teki üye sayısının 135'ten, dün eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez'in de istifasıyla 94'e düşmesinden memnun olmuş.

Arkadaşlarımızın bildirdiğine göre aynen şöyle demiş:

‘‘Giden, bir an önce gitsin. Bizim milletvekili sayımız bundan sonra il sayısının altına düşmez. Böylece mevcut milletvekillerine her ilden liste başı verme olanağına da kavuşmuş oluruz. Bu şans hangi partide var? (...) Biz şimdi rahatladık. Bundan sonrasını Mesut Yılmaz düşünsün bakalım. Seçimler yaklaştığında oradaki cayırtıyı hep birlikte göreceğiz.''

Bu sözleri okuyunca merhum şair Ziya Paşa'nın, Sultan Hamit döneminde İmparatorluğun parça parça kopup elden çıkması üzerine:

‘‘Padişahım, bir dirahta (ağaca) döndü kim guya vatan'' diye başlayan ve ‘‘Gitgide zulmetmeye elde ahali kalmadı'' dizesiyle biten dörtlüğü geldi aklımıza.

Sultan Hamit belki de bunlar gibi değildi. Elde zulmedecek ahali kalmadıkça herhalde üzülüyordu. Oysa bunlar utanmadan, ‘‘Ohhh... Ne iyi... Seçimlerde hepimiz kendi ilimizde liste başı oluruz'' diye seviniyorlar.

Hoş, Necmettin Dede isimli bu zatın sözlerinde bir bakıma hayret edilecek taraf yok da diyebilirsiniz. Çünkü DYP milletvekillerinin onurlarıyla ondan önce kendi lideri oynadı. DYP milletvekillerine, siyasi nezaket ve ahlak kurallarının tamamını ayaklar altına alarak ‘‘oyumu şu yönde kullanacağım'' anlamına gelen bir senedi, noter huzurunda imzalattı. Bunu yaparken Erbakan'ın ardından kuracağını sandığı hükümet için gerekli desteği garantiye aldığını sanıyordu.

Onun yerine, onurlarıyla oynanmış DYP milletvekillerinin sillesiyle karşılaştı.

Ve o gün TBMM'deki üye sayısı 123 olan DYP her gün ortalama bir milletvekili kaybederek 94'e düştü.

Şimdi ‘‘sayı 60'a düşsün de bayram edelim'' diye konuşuyorlar.

Böyle kendi geleceğinden -ki o da şüpheli, çünkü milletvekili sayısı 60'a, kamuoyundaki desteği yüzde 10'un altına düşmüş bir DYP Meclis'e milletvekili sokabilir mi?- başka bir şey düşünmeyenlerin elinde DYP elbette hızla çöker.

Tansu Çiller belli ki DYP Tüzüğü'nün ‘‘Olağanüstü Kongre toplamak için (sayısı yaklaşık 1200'ü bulan) delegelerin 800 kadarının başvuruda bulunmasını'' zorunlu kılan hükmüne güveniyor. Bunun çok zor olacağını biliyor.

Gerçekten eğer o yoldan gidilmezse, Çiller'den kurtulmak için DYP'lilerin, olağan kongrenin yapılacağı en erken tarih olan 1998 Haziranı'na kadar beklemeleri lazım.

Ama Çiller belli ki bir şeyi, yani bir kere ayağa kalkan örgütün önündeki dağları bile aşıp istediği sonucu alacağını bilemiyor.

Yazarın Tüm Yazıları