Bulgar Kralı'nın ilginç önerisi

AVRUPA Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Barcelona Zirvesi'nin sonunda, AB Dönem Başkanı İspanyol Başbakanı Jose Maria Aznar ile birlikte düzenlediği basın toplantısına Katalanca ile başladı.

Duvarlarında ‘‘Burası İspanya değil’’ sloganlarına sık sık rastlanan bölge halkına doğrudan mesaj.

Turizm broşürlerinde kendisini ‘‘Bir Akdeniz gücü’’ diye tanımlayan aşırı özerk Katalanya, ilhamını peri bacalarından aldığı söylenen dahi mimar Gaudi ile bir başka dahi Salvador Dali'nin anavatanı olmakla gurur duyuyor.

Barcelona'nın, çelişkiler ve farklılıklar arasında uzlaşma noktasını yakalamaya eğilimli kent ruhu, cumartesi akşamı globalizme hınçlı yüz binler ile, Barcelona-Real Madrid maçından sokaklara dökülen seksen bin kişiyi aynı anda taşımayı biliyor.

Yüzyılın başında, farklı çıkarları, ortak gelecek hedefinde birleştirmeyi başaran Barcelona Zirvesi'nde olduğu gibi.

* * *

AVRUPA iddialı hedefler koydu Barcelona'da.

İki yıl sonra, enerji piyasalarının liberalleşmesini, Avrupa alanında ulusal bütçe politikalarının birbiri ile uyumlu hale getirilmesini, sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde Kyoto protokolünün hayata geçirilmesini, 2006 yılına kadar, her ülkenin gayrı safi milli hasılasının yüzde 0.39'nu kalkınmakta olan ülkelere yardım fonuna aktarmasını, 2003 sonuna kadar üye ülkelerin sosyal yardım bütçelerini kısarak, ortak sosyal politikalara yönelinmesini, refah devletlerinden yavaş yavaş uzaklaşarak yerine 2010'dan önce yeni iş alanları ve kaliteli iş gücü yaratma hedefini gerçekleştirmeyi, 20 milyon kişi için istihdam yaratmayı, ortak sağlık sigortası sistemini gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Avrupa uydusu Galileo'ya daha fazla kaynak sağlayarak, Amerikan ve Rusya'nın gözlerinden dünyayı izlemek istemediğini yineliyor.

2003'e kadar AB üyesi ülkelerde her 15 öğrenci için en az bir bilgisayar sağlanmasını, Avrupa alanında insanların birbirlerini anlayabilmeleri için eğitimde en az iki yabancı dil zorunluluğunu kararlaştırıyor.

En önemlisi, 13 adaya bakıp bakıp, hantallaşarak etkisizleşme tehlikesine karşı önlem almaya çalışıyor.

İtalyan Başbakanı Berlusconi, toplantı sonunda yaptığı basın toplantısında, ‘‘Aman Allahım, adayların da katıldığı toplantıda masanın etrafındakilerin bir merhaba demesi saatler sürdü. İleride ne yaparız. Buna karşı Solana'nın önerisini tartışıyoruz. Önümüzdeki günlerde üye ülkelerin başbakanları birer temsilci atayacak. Onlar Sevilla Zirvesi'ne kadar AB Konseyi'nin yeni koşullarda daha etkili çalışabilmesi için formüller üretecekler’’ diyor.

* * *

GENİŞLEME, Avrupa'nın en dikenli korkusu. Polonya Başbakanı 2004'te üyeliğe kabul edilmemeleri halinde Avrupa hedeflerinin sisler altında kalacağını söylüyor. 10 üye için hazırlık sürüyor.

Türkiye, Romanya ve Bulgaristan için aynı heyecan yok.

Bulgaristan Başbakanı Kral Simeon, konuşmasında bu durumun üzerinde duruyor ve bir öneriyle geliyor Barcelona'ya.

‘‘Bizim için özel bir statü hazırlayın!’’

Kral Simeon'un önerisi, Avrupa'da yeni bir tartışmanın alttan alta yapılanmaya başladığının da göstergesi. Tam üyeliğe hazırlanmaları 2004'e yetişmeyecek olanların, dışarıda kalmamalarını sağlayacak yeni bir yaklaşım. Çekirdek Avrupa'nın etrafında oluşturulacak halkalar modeli.

Bu yaklaşım bizde de, özellikle uyum konusunda zorlanan çevrelerde, olgunlaşıyor.

‘Genişleme’nin ağırlık kazanacağı, haziran ayındaki Sevilla Zirvesi'ne kadar bizi hareketli günler bekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları