Bu fotoğrafı sahalarımızda da görmek isteriz

Bu fotoğraf, Atletico Madrid Başkanı Enrique Cerezo’nun 60. yaş gününü kutladığı partide çekildi.

Real Madrid Başkanı Ramon Calderon, Cerezo’ya Real Madrid forması hediye etti. Partide İspanyol Futbol Federasyonu Başkanı Angel Maria Villar da vardı ve o da Real Madrid forması giyiyordu. Üstelik Calderon, Real formasını Cerezo’ya şampiyonluk için yarıştıkları Barcelona’nın Atletico Madrid deplasmanına gideceği hafta sonu öncesinde verdi.

Şimdi bu fotoğrafın Türkiye’de çekildiğini düşünün. Adnan Polat, Fenerbahçe-Beşiktaş maçı öncesi Yıldırım Demirören’e isminin yazdığı Galatasaray forması hediye ediyor. Yanlarında da Galatasaray forması giymiş Federasyon Başkanı Hasan Doğan duruyor. Yer yerinden oynardı.

Şu anki futbol kültürümüz içinde böyle bir kareyi tasvir etmek bile büyük bir ütopya.

Ne diyelim böyle kareleri sahalarımızda da görmek isteriz.

Not: Bu fotoğrafı ve haberi acetobalsamico.blogspot.com adresinde gördüm. Nefis bir blog. Acetobalsamico’nun sağlam bir futbol birikimi ve leziz yorumları var. Bu arkadaş mutlaka bir yerlerde yazmalı, belki de yazıyordur, bilmiyorum.

Roll dergisi, Feridun Düzağaç’a kıl mı



Feridun Düzağaç, "Bugün 20 yaşında olan birisi Roll dergisini açıp baksa bu ülkede Feridun Düzağaç diye bir şarkıcı bulamaz. Bu yok saymaktır bir yerde. Bunun da çok kişisel bir sebebi var. Dergiden birisi ’Lavinya’ adlı bestemi beğenmediği için bana sayfalarında yer vermiyor. Birçok yerde neden olmadığımı anlayabilirim ama orada neden olmadığıma dair en ufak bir fikrim yok" demiş.

Roll dergisinin çizgisi belli, müzik piyasasının en bağımsız, en kaliteli dergilerinden birisi. Düzağaç’ın da çizgisi belli; bu piyasada her zaman alternatif olmaya çalışmış bir müzisyen.

Eğer olay, Düzağaç’ın belirttiği gibi kişisel bir sorunsa (kişisel beğenmeme de buna girer) böyle bir tavır Roll dergisine yakışmaz derim.

Gaza akıl hastanesinde

Futbolla başladık futbolla bitirelim... 90’lı yılların futbol sihirbazı Paul Gascoigne, Middleton kentinde konakladığı otelde diğer müşterilere küfür ettiği, genital organlarını gösterdiği ve çıplak dolaştığı için bir akıl hastanesinde gözetim altına alınmış.

Gaza aslında her zaman dengesizdi, belki de sahaların en arıza tipiydi.

Maçlara alkollü çıkardı. Middlesbrough’da oynarken takımın otobüsünü kaçırıp çarpmıştı. Glasgow Rangers’da oynarken hakemin düşürdüğü sarı kartı saklayıp maçın sonuna doğru hakeme gösterip kırmızı kart yemişti. TV muhabirlerinin sorularına geğirerek yanıt verirdi.

Burnley’de oynarken, siyahi takım arkadaşlarına solaryum seansları ayarlardı. Soyunma odasını çıplak terk ettiği de olmuştu. Ama tüm bu çılgınlıklarına herkes katlanırdı çünkü büyük futbolcuydu, reyting canavarıydı. Yedek kaldığında bile bir kamera devamlı onu takip ederdi.

Demek ki, sadece starken dengesiz olmak gerekiyormuş. Normal hayattın hiç şakası yokmuş!

Neyse ki tarih her zaman yetenekli kötü çocukları hatırlıyor.

n "Ertuğrul Sağlam’ı Holosko’nun ayakkabılarını bağlarken görünce Beşiktaş’ın büyük bir aile olduğunu anladım."

(Gordon Schildenfeld, Beşiktaş’ın büyük bir kulüp olduğunu anlatırken)

n
"Eee ayıp oluyor ama!"

(İlker Yasin, Leverkusen’in Galatasaray’a attığı beşinci golü yorumlarken)

n
"Bana sürekli kokulu bitki çayı içiriyordu. Çaydan sonra devamlı seks yapıyorduk ve kalp çarpıntım tutuyordu. Daha sonra anladım ki, beni kalp krizinden öldürmeye çalışıyormuş."

(Eşini satırla doğrayarak öldüren 56 yaşındaki görme özürlü Ahmet Demir, mahkemede kendini savunurken)

n
"Türkiye dindarlaşmıyor, sadece dindarlığını saklamıyor."

(8 yıldır ülkemizde yaşayan Hollandalı gazeteci Bernard Bouwman’dan Türkiye tahlili)

n
"Ellerimi açıp dizlerime koyduğumda, dünyanın bütün pozitif enerjileriyle temasa geçtiğimi hissediyorum."

(Türkücü Sümer Ezgü, yoga serüvenini anlatırken)
Yazarın Tüm Yazıları