Bir anne sütü hikayesi

Anne sütünün çocuğa sağladığı yarar tartışılmaz. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı bebeğini emziremeyen anneler, ’anne sütü ayrıcalığını’ çocuklarına yaşatamamanın sıkıntısını yaşıyor.

Anne sütünü taklit eden formüller geliştiren bilim adamları özel prebiyotik lif karışımı mamalarla vicdan azabı çeken annelerin imdadına yetişti.

Doğumdan iki saat sonra verilen ’emzirme teknikleri’ dersinden büyük ihtimalle teoride ’pekiyi’, pratikte ’orta’ almışımdır. Bir taraftan yeni anne olmanın şaşkınlığı, doğumun getirdiği ağrılar, diğer taraftan 8 aylık doğmuş, ağzını açmaya bile üşenen 2 kilo ağırlığında bir çocuk... Ben bir kabusun içindeydim ve bildiğim her şeyi unutmuştum.

Kızımın karnı açtı ama emmeyi başaramıyordu. Emzirme dersinden sınıfta kalmıştım. Devreye pompalar, süt sağma makineleri girdi. Doktorumuz emzirmeye devam etmemi, ama kızımın aç kalmaması için mama takviyesi gerektiğini söyledi. Biraz mama, biraz anne sütüyle kızımı besledim.

Ama, Nehir çok sık hastalandığı için kendimi hep suçlu hissettim. Her antibiyotikte vicdanım sızladı. Acaba anne sütünü daha uzun süre almış olsaydı, bağışıklık sistemi bu kadar zayıf olur muydu? Bu soru yıllarca beynimi yedi durdu. Benim durumumda olan çok anne var. Ama artık yeni geliştirilen mamalar bu kaygıları ortadan kaldırıyor.

İtalya’da anne sütü bankacılığı önemli bir kurum. Bilim adamları anne sütüne en yakın formül için kafa patlatsalar da anne sütünün karşısına başka bir değer koymuyorlar. Bu değeri anlatmak için İtalyan Anne Sütü Bankası Derneği Başkanı, Milan Üniversitesi Yenidoğan Profesörü Guido E. Moro Türkiye’ye geldi.

Profesör Doktor Moro, bebek mamalarında gelinen son noktayı ve bu sonuca ulaşmak için yapılan bilimsel çalışmaları ayrıntılarıyla anlattı. Dr. Moro özetle şunları söyledi:

Anne sütü alan bebeklerin bağırsaklarında ilk 20 gün içinde bifidobakteriler oluşuyor. Bifidobakteriler bebekler için yararlı bakteriler. Normal mama verilen bebeklerde ise bifidobakterilerin yanında zararlı olan bakteroidler ve coli basilleri ürüyor. Bebek mamalarının formülü oluşturulurken bağırsak florasının yapısını anlatan bu bilgiler altın değerinde... Çünkü her çalışma, anne sütüne biraz daha yakın olmak, anne sütünü taklit etmeye yönelik. Altın standart anne sütü...

Bağışıklık sağlıyor

Öncelikle anne sütündeki prebiyotikler keşfediliyor daha sonra hangi oranda konulacağının tespiti yapılıyor. Çünkü anne sütü alan bebeklerde bağırsak çalışması farklılık gösteriyor. Anne sütü alan bebekler yumuşak ve sık kaka yapıyor. Anne sütü, bağışıklık sistemini güçlendirip, solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonlarına yakalanma riskini azaltıyor.

Bu nedenle anne sütünün formülü mama üreticileri için çok önemli. Milupa, anne sütünü referans alarak özel prebiyotik lif karışımıyla yeni bir formül geliştiriyor.

Özel formüllü Milupa Aptamil mamaların bebekler üzerinde etkisi klinik çalışmalarla test ediliyor. İtalya’da beş ayrı hastanede 350 bebek üzerinde yapılan klinik çalışmada, 169 bebeğe normal mama, 173 bebeğe prebiyotik özel lif karışımlı mama veriliyor. Normal mama verilen bebeklerin 34’ünde ishal görülürken, Milupa’nın özel formüllü mamasını yiyen bebeklerde bu sayı 17’de kalıyor. Mama verilen bebeklerin 35’inde, Milupa Aptamil verilen bebeklerin ise 19’unda solunum yolu enfeksiyonu görülüyor.

Bağışıklık sistemi üzerindeki etkinin araştırılması esnasında 129 bebeğe prebiyotikli mama, 130’una da normal mama veriliyor. Ailesinde alerji olan bebekler de bu iki grubun içinde yer alıyor. 6 ayın sonunda prebiyotikli mama alan bebeklerden 10’unda alerji görülürken, normal mama verilen bebeklerde bu sayı 24 oluyor.

Yeni formülün tıpkı anne sütü gibi bağışıklık sistemini güçlendirdiğini vurgulayan Dr. Moro, özellikle ilk yılda alınan prebiyotiklerin çok önemli olduğunu söyledi. Dr. Moro, anne sütünün olduğu durumlarda başka alternatif aranmaması gerektiğini, ancak anne sütünün olmadığı veya yetmediği durumlarda annelerin tek başına mama seçmemesi gerektiğini, doktordan yardım alınmasını da önerdi.
Yazarın Tüm Yazıları