Beyaz...

ÖNSÖZ: Beyaz’la, yeni sunacağı yarışmasının çekim molasında kuliste sohbet ettik. Son derece sevecen ve misafirperver davrandı bana.

Haberin Devamı

Gerek röportaj öncesi, gerekse röportaj sırasındaki Beyaz, aynı televizyondaki gibiydi. Samimi, içten ve esprili. Beyaz, kendi talkshowunda nasılsa, gerçek yaşamında da öyle. Tüm röportaj  bir stand-up gösterisi şeklinde geçti. Benim de ilk röportajım olmasından ötürü, bu stand – up’a farkında olmadan bolca katkım oldu. Soruları okumaya kendimi kaptırmış olduğumdan, Beyaz’a teşekkür et yazdığım bölümü de bir soru edasıyla kendisine okudum. Bu olaya hepimiz çok güldük.. Beyaz’ın çocukken şarküteriyi çok sevdiğini, fakat imkansızlıklar nedeniyle yiyemediğini duymuştum. Bu nedenle ona çikolata yerine,  bir şarküteri tabağı yaptırıp götürdüm, çok güldü.  Fakat bu seferde kolesterol nedeniyle yiyemediğini söyledi….Uzun süredir kimseye röportaj vermeyen Beyaz ve hayatının ilk röportajını gerçekleştiren benden çıkanlar, buyurun buradan okuyun…/images/100/0x0/55eb13cef018fbb8f8a98cb4

Haberin Devamı

-Tarkan'ı programına çok kere davet ettin. Fakat gelmedi!

—Programıma, ekrana sık çıkmayan isimleri davet etmeye gayret ediyorum. Çıktıkları zaman da, hak ettikleri saygıyı göstermeye çabalıyorum. Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli, Sezen Aksu, Ajda Pekkan benim şovuma çıktıklarına pişman olmasınlar, keyifli vakit geçirsinler, izleyenler de eğlensin diye çok uğraştım. Tarkan da ekranda öyle sık görünmeyen bir ünlü. Sezen Aksu, Ajda Pekkan için benim programıma çıksınlar diye kampanya yapmıştım. Aynını Tarkan'a da yaptım. Tarkan ile konuştuk. Programa çıkacak, söz aldık. Ben de kampanyayı kestim. Hepsi budur.

—Konuklarını son derece güzel, saygın bir şekilde  ağırlıyorsun. Programını tamamen onlara adıyorsun

— Ailemden ne gördüysem onu yapıyorum. Evime gelen misafirlerime nasıl davranıyorsam, programıma gelene de öyle davranıyorum. Kapıda karşılarım, sonra da ailemden gördüğüm gibi kapıya kadar uğurlayıp, arkasından el sallarım.

—Çocuklu bir kadına aşık olup evlenmeye niyetlensen, annen ne yapar? Annen hayatını yönlendiriyor diyorlar da!

—Annem benim değil, ben annemin hayatını yönlendiriyorum! Annem yeterince benim hayatımı yönlendirdi, beni bir yere kadar getirdi. Şu anda ben anneme, bu yaptıklarının karşılıklarını vermeye çalışıyorum. Ağabeyimle, ablamın yirmi beşer yıllık evlilikleri var. Annem, rahatsız etmeyim diye evlerine nadiren gider. Bu konuda toplumda yanlış bir bilgi oluşmuş durumda. Annem benim, bizim özel hayatlarımıza karışmaz. Hele hele evlilik, aşk gibi konularda...

Haberin Devamı

—Bugüne kadar kimseye evlenme teklifi ettin mi?

—Yok etmedim. İlişkilerim oraya kadar gelemedi.

—Senin evlenmene millet niye bu kadar kafayı takmış durumda?

—Herkes gibi bir adamım... Yaş 45... Evlenmeyi düşündüğüm de oldu, düşünmediğim de… Milletin benim evlilik işine kafaya taktığı doğru. Bunun ben de farkındayım. Ama nedeni konusunda inan ki öyle sağlam bir bilgim yok...

—İstediğin her şeyi yapabiliyor musun?

—Şunu hemen söyleyeyim: Asla rol yapmıyorum, bir imaj çizip o olmaya çalışmıyorum. Otokontrolleri olan biriyim. Yanlış bir şey yapmamaya gayret ederim. Toplumun değerlerine bağlı ve saygılıyımdır. Ünlü olmanın sorumluluğunu taşırım. Beni örnek alacak gençler olduğunu hep düşünürüm. Ona göre davranmaya özen gösteririm. Bu da beni sıkmaz.

Haberin Devamı

-'Kimsenin beni tanımayacağı yabancı bir ülkeye gideyim, dağıtayım' dediğin olmaz mı?

-Hayır, hayır... Ben istediğimi yapabiliyorum. Özgürlüğüm sınırlanmış falan değil. Bunu 10 yıl önce konuşuyor olsaydık, bu konuda şikayetlerim olabilirdi. Artık oyununun kural ve sistemini öğrendim. Ona göre de oynuyorum.

—Hiç ümidini kaybettiğin oldu mu?

—Riske girmeyi sevmeyen bir adamım... Ümitlerimle de riske girmem... Onun için ümitlerim yapabileceğim ve olabilecek şeylerdir. Büyük ümitler, büyük umutlar beslemem... Sonra yıkımları feci olmasın diye... Bir memur ailesi neyi ümit ediyorsa ben de onu ümit ederim. Ben bir polis çocuğuyum... Ömrümün 30 yılı bir memur ailesi içinde geçti. Büyük ümitlere bağlanmadan yetiştiğim için ümitlerim, umutlarım bugün de hep çok mütevazıdır...

Haberin Devamı

-Beyazıt’ken Beyaz olacağına dair ümitlerin yok muydu?

—Yoktu vallahi...

—Ama şimdi Beyaz'sın...

—Evet, gittiği yere kadar Beyaz'ım... 15 yıl oldu... Mesela şunu yaşıyorum ama: İki program kötü geçti mi, 'Yok ben bittim artık' diyorum. Sonra iki program iyi geçiyor, 'Ne bitmesi ya, süperim' diye seviniyorum.... Sonra bir program yine kötü geçiyor, 'Benim herhalde artık esprilerim tükendi” diye kahroluyorum. İnişli çıkışlı bir iş...

—Bitmek gibi bir korkun var galiba? Geçen kış “Çek git bebeğim” diye bir şarkıyla, Beyaz'ın bitmiş, bu piyasadan silinmiş halinin esprisini yaptın... 15 yıldır aynı işi yapmak... 45 yaşına varmak... Korkutuyor mu yoksa seni?

Haberin Devamı

—Bir insanın kendisiyle dalga geçebilmesi, bir gün biteceğinin farkında olması, bunu da kendi programında dile getirmesi bence hoş bir şey. Olgunluk... Bu konu da çok tebrik aldım. Ayrıca bunu tebrik almak için yapmamıştım.

—Bu sezon Kanal D'de 'Beyaz Show' sürüyor. Ama Star TV'de de senin sunduğun bir yarışma başladı....

—“Beyaz Show” ekim ayının ilk haftası başlıyor. İçerikte değişiklikler var. Yıldız, üstat dediğimiz simaların hemen hepsini programımıza aldık. Bu yıl ana konuğun yanına, geçen yıllarda NTV'de, CNN'de yaptığım tarzda konuklar da alacağım. Halktan konuklar da olacak. Yayalara ayrılmış üst geçitten minibüsüyle geçen Rizeli vardı... Gazeteler yazmıştı... Geçen yıl onunla, canlı telefon bağlantısı yapmıştım. Bu yıl, o Rizeli benzeri farklı tipleri yayına alacağım. Yetenekli gençlere imkan vereceğim. Müzik grubu olur, dans grubu olur, komedyen olur, sporcu olur... Star'daki yarışma haftada üç gün olacak. Daha az iş yapayım derken bu yıl haftada 4 gün ekranda olacağım.

Yazarın Tüm Yazıları