Benim gözümle Ramazan

Hiç duydunuz mu bilmiyorum, “orucu uykuya tutturmak” diye bir tabir vardır...

Haberin Devamı

Küçükken ben dayanamayıp uyudukça babam “Orucu yine uykuya tutturuyorsun” diye çıkışırdı bana...

-SAHUR insanları ikiye ayrılır: Sahura kadar uyumayanlar, sahurda kalkanlar... Ben birincilerdenim... Uykudan kalkıp bir şeyler yiyebilmek bana göre değil...
-Bazıları “Yine mi o, ezberledik yahu” falan diyor ama ramazanda “Çağrı”yı izlemek benim kişisel geleneğim haline geldi... Üstelik artık televizyonda gösterilmesini beklemek zorunda da değilim. Tertemiz bir kopya buldum... Orijinal... Sahura doğru süper gidiyor.
-Hurma... En sevdiğim yiyecektir ve ramazanda yüzünü göstermesinden acayip memnun olurum.
-Sezai Karakoç’un “Oruç da acıkır” başlıklı eşsiz bir makalesi vardır... Ramazanın başında, ortasında ve sonunda okunmalıdır.
-Mahyalarda görmeyi en sevdiğim cümle: “Ey oruç! Tut bizi”.
-Davulcu, hele maniler söyleyebilen davulcu candır... Davulcu Vedat kadar candır... Evimin önünden her sahur davulcular geçsin isterim... Davuldan rahatsız olanlardan da hiç hazzetmem... Hele bir politik tutum olarak çaldıkları tencere tavaya herkesin katlanmasını bekleyenlerin, ramazan davulcularına katlanamamalarını hiç anlayamam... Anlayışla da karşılamam.
-İftar çadırları, Refah Partili belediyelerin bulduğu müthiş bir icat... AK Partili belediyeler geliştirdi, CHP’li belediyeler katıldı, MHP’li belediyeler sürdürdü, BDP’li belediyeler kayıtsız kalmadı... Allah hepsinden razı olsun.
-Oruç, Türk toplumunun en sevdiği ibadetlerden... Dindarlık konusunda iddialı olmayan yurttaşlarımızın bile oruca karşı ilgileri hep üst düzeyde... Neden acaba? Bu işin bir sosyolojisi var mı? Bilmiyorum... Eh, ne de olsa “Biz sosyolojiyi iyi bilmeyiz”.
-Hiç duydunuz mu bilmiyorum, “orucu uykuya tutturmak” diye bir tabir vardır... Küçükken ben dayanamayıp uyudukça babam “Orucu yine uykuya tutturuyorsun” diye çıkışırdı bana...
-Çocukken Teravih namazını en hızlı kıldıran imamı arayıp bulma hususunda üstüme yoktu... Ramazanın birinci haftasını inceleme araştırmayla geçirirdim... Ramazanın ikinci haftasında ise saptamış olurdum teravihi en hızlı kıldıran imamı... Böylece adına “Jet imam” dediğimiz bir imamımız olurdu... Mahallenin bütün çocukları o imamın arkasında kılardık Teravih’i...
-Oruçluyken öfkeli olanlardanım ben... Fark ediyorum öfkemi... Engel olmak istiyorum, engel olamıyorum... Allah affetsin...
-İftara doğru çaya değil de kahveye özlem duyanlardanım.
-Ramazanda kitapları iyi gidecek yazarlar: Mustafa Kutlu, Ahmet Rasim, Cahit Zarifoğlu, Refik Halit, Ali Şeriati, Reşat Nuri, Yahya Kemal...
-Kuran mealinde tercihim Ali Bulaç’ın mealidir... Bugünün dilini kullanıyor Ali Bulaç... Güzel de kullanıyor... Ayrıca itimat da telkin ediyor...
-İftardan sonra Sultanahmet’te bir cevelan... Her ramazan en az beş kez yaparım...
-Ramazanda Eyüp bir başka oluyor... Tılsımlı, cazibeli bir yer...
-Bu ramazan bir başka alternatifimiz daha var: Galatasaray’dan Taksim’e uzanan “yeryüzü sofraları”...
-Güllaç sevmeyenlerden, güllaç tutkunlarına da boş gözlerle bakanlardanım.
-Kuyrukların en güzeli: Ramazanda ikindiyin saat beşte girilen pide kuyruğu...
-Ramazan neşesi diye bir şey var... Tatmayanların anlayamayacağı bir neşe bu... Sebepsiz gibi görünen bir neşe... Metafizik neşe... 

Yazarın Tüm Yazıları