Ben onu eleştiriyorsam o da beni eleştirsin mi?

BİR okurum demiş ki:

“Siz köşe yazarları Başbakan Erdoğan’ı eleştiriyorsunuz... Bu normal... O da sizi eleştiriyor... Ama buna anormal diyorsunuz... Neden? Böyle olur mu? Nedir bu çifte standart?”

İşte cevabım...

Haberin Devamı

* * *


Sevgili okurum...


Ben bir garip köşe yazarıyım...


Koruma ordum yok... Evimin önü polis noktalarıyla falan kuşatılmış değil... Söylediklerimi avuçlarını patlatırcasına alkışlayacak şöyle babalar gibi bir parti grubum yok... Bakanlarım yok... Genel müdürlerim yok... Daire başkanlarım yok... Valiler benim söylediklerimi hiç takmaz... Emrimde polis yok... Emrimde asker yok... Medya patronları benim iki dudağımdan çıkacak bir çift lafa bakmıyor... Kızdım mı birilerinin üzerine gönderebileceğim teftiş heyetlerim yok... Emrimde özel uçağım yok... Kimse bir işaretime bakmıyor... Her devrin adamları bana yalakalık etmek için sırada beklemiyor... Benim hoşuma gidecek manşetleri atan medyam yok... Kalemşorlarım yok...


* * *


Sevgilim okurum...


Ben bir garip köşe yazarıyım...


Korumasız falan gezip dolaşıyorum ortalıkta... En kıytırık şikayet mektupları gerekçesiyle haftanın en az üç gününü adına “saray” dedikleri Bakırköy Adliyesi’nde geçiririm... İnsanoğluyuz, korkmak tabii ki ayıp değil: Sokakta biri arkadan vuracak mı diye ödüm kopar... Bin türlü tezvirata maruz kalırım... İftira atarlar, kalleşlik yaparlar... Tehdit ederler... Her gün bir kıyı kasabasına yerleşip şu vahşi ortamdan kurtulmanın yollarını ararım... Ekmek parası için her gün atraksiyon yapmak zorunda kalırım... Yükselirim dibe çekmeye çalışırlar, dibe düşerim üstüme basarlar... Başbakan bana kaşlarını çattı mıydı, aynı anda bin odak kaşlarını çatar... Ona vururum, bu alınır... Buna vururum, o alınır... Cemaatim yok... Sırtımı dayadığım bir iktidar yok...


* * *

Haberin Devamı


Senin anlayacağın sevgilim okurum...


Benim ile Başbakan arasında “Bir tane sen vur / Bir tane de o vursun” şeklinde formüle edebilecek türden bir eşitlik ilişkisi yok...


Öyleyse o kutsal cümleden hareket ederek sorarım sana:


“İktidar sahibinin önünde el pençe divan duranların memleketinde...


Hiç muktedir olan ile gariban bir olur mu?”

 

Fehmi Koru’ya övgü

 

KOMPLOYA yatkın bir zihni vardır falan ama yine de İslami camiadan çıkıp da racona uygun gazetecilik yapma gayretinde olan tek isim Fehmi Koru’dur...

Mesleğin en temel özelliğinin bağımsızlık olduğunu bilir...


Her şeye rağmen bağımsız duruşunu korumaya gayret eder...


İncelikleri gözetir...


Tabii ki Başbakan’la arasının açık olmasını istemez ama bazen Başbakan’la arasının açılacağını bilerek yazılar yazar...


Cumhurbaşkanı arkadaşıdır... Ama nice anlı şanlı kalemlerin, Cumhurbaşkanı arkadaşları olduğunda yapacaklarından hiçbirini yapmaz...


Takıntıları vardır... Takıldı mı takılır... Ama hangimizin yok ki...

Haberin Devamı


Her yerde olmak ister, biraz parayı sever... Ama hangimiz istemeyiz ki? Hangimiz sevmeyiz ki...


Hasıl-ı kelam...


Yine de Fehmi Abimiz, o tarafın en gazeteci gibi gazetecisidir...

 

Kenan Evren’in adını silmek

 

NASIL ki...


Genelkurmay Başkanı’nı açıktan eleştirmenin acayip risk taşıdığı dönemlerde titreyenlerin, Genelkurmay Başkanı’nı açıktan eleştirmeyenin adamdan sayılmadığı günlerde ortaya çıkmalarını yiğitlik adına kınıyorsak...


Aynı gerekçeyle...


Bugünlerde Kenan Evren’in adını caddelerden, okullardan silmek için yarışa girenleri de kınamalıyız...


Kenan Evren’in devr-i iktidarında adını sağa sola vermek için yarışanlar, şimdi de silmek için yarışıyorlar...

Haberin Devamı


Eğer bir şeyler yapacaksak...


Ve bu efelenmeler bir anlam kazanacaksa...


Önce Kenan Evren’in adını okullara ve caddelere verenleri teşhir edelim...


Silme işi ardından gelsin...


Olur mu?

 

Trajediler

 

BİR: Bir sabah şekerinin “Kafkaesk” dönüşümü... Bakınız: Şebnem Dönmez’in bugün gazetelerde çıkacak olan fotoğrafları...


İKİ:
Meltem Cumbul’un trajik hedef küçültmesi... Bakınız: Meltem Cumbul Hollywood’u değil ama Bollywood’u fethetti haberleri...


ÜÇ:
Milyonların önünde “p.......nk” diyen adamı eleştirenlere ceza kesilmesi... Bakınız: İbrahim Tatlıses’i eleştiren Rahşan Gülşan’a verilen ceza...


DÖRT:
Özcan Deniz’in bir türlü iflah olamaması... Bakınız: Son dizisinin aldığı düşük reyting...

Haberin Devamı


BEŞ:
Hikmet Çetin’in artık CHP’de “abi” olarak sayılmaması... Bakınız: CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in Hikmet Çetin’e “Çek git CHP’den” demesi...

Yazarın Tüm Yazıları